WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki iflasın ertelenmesi davasında tedbir kararına itiraz eden vekilinin ihtiyati tedbir kararının kaldırılması talebinin reddine yönelik olarak verilen kararın süresi içinde tedbir kararına itiraz edenler vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R- Davacı vekili, müvekkilinin madencilik sektöründe faaliyet yürüttüğünü, piyasanın daralması, maden sahasına ilişkin idari ve adli kararlar nedeniyle borca batık hale geldiğini, üretimin tam kapasite ile yapılması halinde müvekkilinin borca batıklıktan kurtulacağını ileri sürerek, davacı aleyhine başlatılan ... takiplerinin durdurulması dahil olmak üzere ihtiyati tedbir kararı verilerek, davacı iflasının bir yıl süre ile ertelenmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, davacı lehine ihtiyati tedbir kararı verilmiş, bu karara itiraz eden .... Ltd. Şti. ve ... Ltd....

    Bu durumda; yetkiye ve borca itirazın ayrıca anılan şikayetin beş günlük hak düşürücü sürede yapılmadığı anlaşıldığından davanın süre aşımı nedeniyle reddi gerekir. Bu nedenlerle, davacının (borçlunun) istinaf başvurusunun reddine, ilk derece mahkemesinin kararının HMK.nun 355/1, 353- 1- b-2 maddeleri gereğince kaldırılmasına, davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir....

    Mahkemece, kefil ve kiracı olan davalılar hakkında açılan davada uyuşmazlık yargılamayı gerektirdiğinden bahisle davanın reddine verilmiş, karar davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosya kapsamına, toplanan delillere ve kararın dayandığı gerekçeye göre kefil olan dava hakkındaki karara yönelik temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Kiracı olan davalı hakkındaki karara yönelik temyiz itirazlarına gelince; Davalı borçluya ödeme emri 19.12.2012 tarihinde tebliğ edilmiş olup, davalı borçlu tarafından borca itiraz 27.12.2012 tarihinde 7 günlük itiraz süresinden sonra yapılmıştır. Bu durumunda süresi içerisinde usule uygun borca itiraz bulunmadığından, takip kesinleşmiştir. Süresinde yapılmış itiraz bulunmaması nedeniyle itirazın kaldırılması isteminin reddi ile takip kesinleştiğinden bahisle tahliye istemine yönelik işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru değildir. Karar bu nedenle bozulmalıdır....

      Sayılı dosyası ile takip açıldığını, anılan takipte ödeme emirleri davalıya tebliğ edilince davalının takip konusu alacağa itiraz ettiğini, davalının itirazlarının takibi geciktirmeye yönelik olduğunu, bu yönüyle haksız ve hukuka aykırı olarak borca ve faize itiraz etmesi nedeniyle davalının alacakların %20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesi gerektiğini, davalının, Diyarbakır İcra Müdürlüğü’nün ... esas sayılı dosyası ile yapılan ilamsız takipte asıl alacağa ve faize ilişkin itirazının iptaline, takip konusu borçlara ve faizlere yapılan itirazların haksız ve takibi geciktirmeye yönelik olması nedeniyle davalının alacak miktarlarının güncel tutarının %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

        Ziraat Bankası A.Ş. arasında kredi ilişkisi gerçekleştirilmiş olup, Ayşe KERMEN'in vefatı nedeniyle mirasçılarının borcun tamamından bankalarına karşı sorumlu olduğundan davalı-borçlu aleyhine işbu itiraza konu icra takibini başlattıklarını, davalı-borçlunun 25.12.2017 tanzim tarihli borca itiraz dilekçesi ile itiraz etmişse de söz konusu itirazın kötüniyetli ve haksız olduğunun itiraz dilekçesi, icra takip dosyası ve kredi sözleşmesi ile açıkça belli olduğunu, müteveffa Ayşe Kermen tarafından müvekkili T.C. Ziraat Bankası A.Ş.nin Pınarhisar Şubesinden kullanılan kredi borcunun ödenmemiş olup davalı-borçlu T3 de Ayşe Kermen'in mirasçısı olduğunu, TMK'nın 641/1....

        Davalı borçlu şirket vekili 26.08.2015 tarihli itiraz dilekçesinde, müvekkili firmanın alacaklıya borcu bulunmadığını bildirerek borca, faize ve tüm ferilerine itiraz etmiştir. Ödeme emrine davalı borçlu tarafından itiraz edilmesi üzerine, davacı alacaklı icra mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması ve tahliye isteminde bulunmuştur. Mahkemece, davacı tarafça davalı kiracı ve kefil aleyhine kira borcundan dolayı takip yapıldığı, borçlulardan ...’ün itirazları nedeniyle takibin durduğu, davanın süresinde açıldığı, davacı her ne kadar icra takibi yapmış ve dava açmış ise de kiracı şirkete ödeme emrinin tebliğ edilemediği, borca itiraz etmediği, bu durumda itirazın kaldırılması ve tahliye davalarının şartlarının olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kira alacağının tahsili için başlatılan takibe itirazın kaldırılması ve tahliye istemine ilişkindir....

          İcra Müdürlüğü aracılığıyla gönderilen 12.5.2015 tarih ve 2015/516 Muh. sayılı borca itiraz dilekçesinin dosyaya konulduğu belirtilerek itirazın süresinde olması nedeniyle takip durdurulmuş ise de; itiraz dilekçesinin, UYAP sistemine 12.5.2015 tarihinde ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 günlük süreden sonra kaydedildiği ve takip dosyasında bulunan vekalet harcı makbuzunun üzerinde de şikayete konu takip dosyasına ilişkin olduğuna yönelik bir dosya numarası bulunmadığı görülmektedir. Bu durumda, mevcut dosya kapsamına göre, itiraz dilekçesinin üzerinde yazılı tarihin mahkeme kararındaki gerekçelerle itiraz tarihi olarak kabulü münkün değildir. O halde, borçlunun borca itiraz dilekçesi muhabere yolu ile ilgili icra dairesine gönderildiğinden, mahkemece ......

            TAŞINMAZIN ORMAN NITELIĞINDE OLMASIKADASTRO ILE OLUŞAN TAPUNUN IPTALITAŞINMAZIN HARICI SATIŞIKAZANDIRICI ZAMANAŞIMI KADASTRO KANUNU (3402) Madde 14 "İçtihat Metni"Taraflar arasında genel kadastro ile oluşan tapunun, tapu kaydına dayanarak açılan iptali davası sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği görüşüldü: Kadastro sırasında 106 ada 12 parsel sayılı 12986.46 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz harici satış ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı N…….. Engizek adına tesbit ve tescil edilmiştir. Davacı Hazine, yasal süresi içerisinde tapu kaydı ve taşınmazda 3402 sayılı Yasa'nın aradığı zilyetlikle iktisap şekil ve şartlarının davalı lehine oluşmadığı iddiasına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir....

              ne kadar Hukuk Genel Kurulu’nun, 19.11.2014 tarih ve 2013/12-2240 Esas 2014/929 Karar sayılı olup, Dairemizce de benimsenerek içtihat değişikliğine gidilen kararı ile; mirasın reddi nedeniyle borçtan sorumlu olunmadığına ilişkin iddianın, borca itiraz olduğu ve ödeme emrinin tebliği üzerine takibin şekline göre yasal süre içinde ilgili merciye yapılması gerektiği kabul edilmiş ise de, bu ilke, mirasın reddine ilişkin mahkeme kararının, icra takibinin kesinleşmesinden önceki bir tarihte alındığı hallerde uygulanmaktadır....

                İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı istinaf başvuru dilekçesinde, tebligat kendisine tebliğ edilmediğinden gecikmiş itirazda bulunduğunu, Tebligat Kanunu'na aykırılık nedeniyle itirazında haklı olduğunu, kararın esas ve usul yönünden yerinde olmadığını, noksan incelemeye dayalı olduğunu belirterek, kararın bozulmasını istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 65. maddesi uyarınca gecikmiş itiraz ve İİK'nın 169/a maddesi uyarınca borca itiraz istemine ilişkindir. İİK'nın 65. maddesinin uygulanabilmesi için, borçluya, usulüne uygun olarak tebligatın yapılmış olması, ancak muhatabın kendisinden kaynaklanmayan bir engel nedeniyle süresinde itiraz edememiş olması gerekir. Bir başka anlatımla, gecikmiş itirazın ön koşulu usulüne uygun bir tebligatın varlığıdır. Somut olayda, davacı ödeme emri tebliğ edildikten sonra Covid-19 hastalığı nedeniyle izolasyonda olması nedeniyle gecikmiş itiraz ve borca itiraz isteminde bulunmuş, Yalvaç 7 Nolu Aile Sağlığı Merkezi Aile Hekimi Dr....

                UYAP Entegrasyonu