Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece borçlu vekilinin iddiasını İİK'nun 33.maddede sayılan belgelerle ispat edememesi gerekçesiyle itirazın reddine karar verilmesi üzerine hüküm borçlu vekili tarafından temyiz edilmiştir İcra İflas Kanunu'nun 33/1-2 maddesinde ''İcra emrinin tebliği üzerine borçlu yedi gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir. İtfa veya imhal iddiası yetkili mercilerce re’sen yapılmış veya usulüne göre tasdik edilmiş yahut icra dairesinde veya icra mahkemesinde veya mahkeme önünde ikrar olunmuş senetle tevsik edildiği takdirde icra geri bırakılır. İcra emrinin tebliğinden sonraki devrede tahakkuk etmiş itfa, imhal veya zamanaşımına dayanan geri bırakma istekleri her zaman yapılabilir. Bunlardan itfa veya imhale dayanan istekler mutlaka noterlikçe re’sen yapılmış veya tasdik olunmuş belgelere veya icra zaptına istinat ettirilmelidir.'' hükmü düzenlenmiştir....

    Davacı vekili istinaf başvurusunda özetle; borçlu takibin kesinleşmesinden sonraki devrede 3 nedene dayalı olarak takibin talikini ya da iptalini isteyebileceğini, bunların İtfa, İmhal ve Zamanaşımı olduğunu, davanın, itfa nedenine dayalı olup itfa, hukukumuzda genel anlamda borcun sona emesi durumunu ifade eden bir kavram olduğunu, İbra sözleşmesinin ise alacaklı ile borçlunun karşılıklı irade beyanları ile borcu kısmen ya da tamamen sona erdirmesi olup itfa kavramının içinde yer aldığını, dava konusu somut olayda ise alacaklı vekili ile müvekkili arasında bir ibra sözleşmesi yapıldığı ve özetle ' tahsil harçları hariç 20.11.2018 tarihine kadar tüm dosya borcuna karşılık 6.000,00- TL ödenmesi şartıyla' davacı müvekkilinin ibra edildiği Gaziosmanpaşa 5.İcra Müd.'...

    takdirde kâr hesabına aktarılacağı ve ancak bu suretle vergiye konu olabileceği, sulh akdi için Borçlar Kanunu'nda bir şekil şartı belirlenmediği, sadece tarafların uygun rızasının arandığı, dava konusu olayda da davacı şirketin açık rızası ve davacı şirketin ortağı olan firmanın aldığı karar ile alacaktan vazgeçmenin hukuken gerçekleştiği, vazgeçilen alacağın, davacı şirketin defterlerinde özel karşılık hesabına alındığı, bu anlamda anılan 324. maddenin gereğinin de yerine getirildiği, ancak, 213 sayılı Kanun'un 324. maddesinde yer alan düzenleme ile ileriye dönük olmak üzere söz konusu 3 (üç) yıla ilişkin zararlar ile itfa etme imkanının getirildiği, vazgeçilen alacağın vazgeçmeden önceki (geçmiş yıl/yıllar) zararlar ile itfa edilebilmesinin hukuken mümkün bulunmadığı, tamamen veya kısmen itfa edilemeyen tutarın ise 3 (üç) yılın sonunda kâr hesabına aktarılması ve vergilendirilmesi gerektiği açık olduğundan dava konusu tahakkuk işleminde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır...

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin taraflarca istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : 1-Borçlunun temyiz itirazlarının incelenmesinde; Tarafların iddia ve savunmalarına, dosya içeriğindeki bilgi ve belgelere ve kararın gerekçesine göre borçlunun temyiz itirazlarının (REDDİNE); 2-Alacaklının temyiz itirazlarına gelince; Alacaklı tarafından, ... 19. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2011/27 Esas, 2012/546 Karar ve 18.12.2012 tarihli ilamında hüküm altına alınan 12.000 TL manevi tazminatın tahsili amacıyla başlatılan ilamlı takipte, borçlu vekili, dayanak ilamın, Yargıtay 4....

        İcra Mahkemesi'nin 2009/3612 Esas ve 2010/1292 Kararına konu başvurusu ipoteğin kayıtsız şartsız borç ikrarı içermemesi nedeniyle icra emri düzenlenemeyeceğine ve icra emrinde istenen faizin fahiş olması nedeniyle icra emrinin iptali istemine ilişkin şikayet olup ...nun 149/a maddesi kapsamında yer verilen ve İİK 33. maddesinin 1.2. 4. fıkralarında düzenlenen (itfa, imhal, zamanaşımı, menfi tespit nedeniyle) icranın geri bırakılması talepleri içermemektedir. İcra Mahkemesi'nce verilen geri bırakılma isteminin reddine ilişkin bir karar da bulunmadığına göre, eldeki uyuşmazlık İİK'nın 149/a maddesi kapsamında kalmamaktadır. Hal böyle olunca, yatırılan para ...nun 149/a-2 maddesi kapsamında teminat olarak değerlendirilemez. Mahkemece şikayetin kabulüne ve borçlu tarafça yatırılan miktarın dosya borcundan mahsubuna karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle reddine karar verilmesi isabetsiz olmuştur....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ:İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Borçlu vekilinin icra mahkemesine başvurusunda; takibe dayanak ilamla hükmedilen alacağın faiz ve vekalet ücreti de dahil olmak üzere takipten önce 13.04.2015 tarihinde ödendiğini ileri sürerek takibin iptaline karar verilmesini talep ettiği, mahkemece, takibin borcun ödenmesinden sonra başlatıldığı gerekçesi ile takibin iptaline karar verildiği görülmüştür.İİK'nun 33. maddesi, ''İcra emrinin tebliğ üzerine borçlu 7 gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya ihmal veya itfa edildiği itirazında bulunabilir.....''...

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi TÜRK MİLLETİ ADINA Sanıklar ... ve ... hakkında mağdur ...'u kasten yaralama, sanık ... hakkında mağdur ...'u kasten yaralamaya azmettirme suçlarından kurulan hükümler yönünden yapılan incelemede; Toplanan deliller karar yerinde incelenip, suç tarihi olan 30.03.2005 tarihi de dikkate alındığında, 765 sayılı TCK.nun 102/4 ve 104/2. maddesine göre belirlenen 7 yıl 6 ay olan genel dava zamanaşımı süresinin hüküm tarihi olan 24.11.2011 tarihinden önce dolduğu anlaşıldığından, katılan ... vekillerinin suç vasfına yönelen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazının reddiyle, açılan kamu davasının gerçekleşen ZAMANAŞIMI NEDENİYLE 765 sayılı TCK.nun 102/4 ve 104/2 ile 5271 sayılı CMK.nun 223/8. maddesi uyarınca DÜŞÜRÜLMESİNE karar veren mahkemenin kararında bir isabetsizlik bulunmadığından, hükümlerin tebliğnamedeki düşünceye aykırı olarak ONANMASINA, 06/11/2012 gününde oybirliği ile karar verildi....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi SUÇLAR : Tehdit, hakaret HÜKÜMLER : Beraat Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü: Suç tarihi itibarıyla 15-18 yaş grubunda bulunan suça sürüklenen çocuğun eylemine uyan TCK’nın 106/1-1. maddesi kapsamındaki tehdit ve TCK’nın 125/1. maddesi kapsamındaki hakaret suçları için öngörülen cezaların üst sınırına göre, 5237 sayılı TCK'nın 66/1-e, 2 maddesinde öngörülen 5 yıl 4 aylık olağan dava zamanaşımının son kesme nedeni olan sorgu tarihinden itibaren inceleme tarihine kadar gerçekleştiğinin anlaşılması, Bozmayı gerektirmiş ve katılan ... vekilinin temyiz nedenleri bu sebeple yerinde bulunmakla HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddesi uyarınca KAMU DAVALARININ ZAMANAŞIMI NEDENİYLE DÜŞMESİNE, 19/03/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Tehdit HÜKÜM : Beraat Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Suç tarihi itibarıyla 15-18 yaş grubunda bulunan suça sürüklenen çocuğun eylemine uyan TCK’nın 106/2-c maddesi kapsamındaki tehdit suçu için öngörülen cezanın üst sınırına göre, 5237 sayılı TCK'nın 66/1-e, 2 maddesinde öngörülen 5 yıl 4 aylık olağan dava zamanaşımının son kesme nedeni olan sorgu tarihinden itibaren inceleme tarihine kadar gerçekleştiğinin anlaşılması, Bozmayı gerektirmiş ve O Yer Cumhuriyet Savcısının temyiz nedenleri bu sebeple yerinde bulunmakla HÜKMÜN BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddesi uyarınca KAMU DAVASININ ZAMANAŞIMI NEDENİYLE DÜŞMESİNE, 19/02/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                  Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre, huzurda dinlenilen taraf tanıklarının bila tarihli borç itfa sözleşmesinin hata ve tehdit ile imzalandığına ilişkin herhangi bir beyanda bulunmadıkları aksine taraflar arasında anlaşmaya varılarak 800.000,00 USD olan borç miktarının 600.000,00 USD'ye indirildiğini beyan ettikleri, zikredilen tanık ifadeleri ve dosya kapsamındaki diğer delillerden bila tarihli borç itfa protokolünün TBK'nın 36. 37. ve 38. maddelerinde düzenlenen hata, tehdit koşulları altında imzalandığının ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir. Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacılar vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir....

                    UYAP Entegrasyonu