Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacılar vekili, bu kez karar düzeltme isteminde bulunmuştur. 1- Davacılar vekili, dava dilekçesinde davalıya limited şirket hisse devri karşılığında 17.05.2011 tarihli sözleşmeyle verilen teminat çeklerinin, hisse devir bedeli ödenmesine rağmen iade edilmediğini, 17.05.2011 tarihli sözleşmeyle verilen çeklerin icraya konulacağı tehdidi altında Borç İtfa Sözleşmesi imzalandığını, Borç İtfa Sözleşmesine dayalı olarak teminat çeklerinin alınarak yerine 600.000 USD bedelli 18 adet çek verildiğini ileri sürerek, Borç İtfa Sözleşmesinin hile ve ikrah nedeniyle geçersiz olduğunun ve çekler nedeniyle borçlu olmadıklarının tespiti ile çeklerin istirdatını talep etmiştir....

    Bank'ın erken itfa ve kendisi tarafından belirlenecek bir fiyat üzerinden geri çağırma hakkının bulunduğu, bu hususların TSPB Müşteri Uyuşmazlıkları Hakem Heyeti (24.04.2019 t., 2018/ 36 dosya ve 2019/40 k.) kararında da belirtildiği, öte yandan erken itfa sonrası hesaba geçen paraların nasıl değerlendirildiğinin, ne kadar bir kazanç elde edildiğinin de zararın tespiti bakımından önem arz ettiği, davaya konu tahvillerin 24.01.2018 tarihli erken itfası sonrasında 845.000,00 USD bono geri alış bedelinin davacı hesabına yatırıldığı ve akabinde de ilgili tutara vadeli hesap açıldığı, avans faizi taleplerinin de haksız ve mesnetsiz olduğu davalı banka dava dilekçesindeki iddia ve taleplerin haksız ve hukuki dayanaktan olması sebebiyle işbu asılsız ve mesnetsiz davanın reddini talep etmiştir. 31.08.2022 tarihli ... ve ......

      toplamda 124.386,53 TL ödeme yapıldığının tespit edildiği ve buna göre; borçlunun, nakdi krediler yönünden itfa itirazında bulunduğu 09.12.2011 tarihi itibariyle 926.173,74 TL borcu olduğunun ve ayrıca gayri nakdi krediler yönünden 18.02.2014 tarihi itibariyle sorumluluk tutarının 120.725,64 TL olduğunun belirlendiği görüldüğünden, hükme esas alınan bilirkişi raporu doğrultusunda itfa itirazının kısmen kabulüne karar verilmesi gerekirken tümden reddi isabetsiz bulunarak kararın bozulmasına karar verildiği, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde; itfa itirazının kısmen kabulüne, kısmen reddine; Ankara 31....

        303.464,67 TL ödeme yapıldığının tespit edildiği ve buna göre; borçlunun, nakdi krediler yönünden itfa itirazında bulunduğu 09.12.2011 tarihi itibariyle 1.838.037,21 TL borcu olduğunun ve ayrıca gayri nakdi krediler yönünden 18.02.2014 tarihi itibariyle sorumluluk tutarının 1.042.424,41 TL olduğunun belirlendiği görüldüğünden, hükme esas alınan bilirkişi raporu doğrultusunda itfa itirazının kısmen kabulüne karar verilmesi gerekirken tümden reddi isabetsiz bulunarak kararın bozulmasına karar verildiği, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde; itfa itirazının kısmen kabulüne, kısmen reddine; Ankara 31....

          . … İSTEMİN KONUSU : Davacı tarafından, aktifinde kayıtlı binaların enflasyon düzeltmesi sonucu düzeltilmiş değerinden normal amortisman süresinin son yılına devreden 2.954.294,06.TL’nin itfasının kabul edilmesi ihtirazı kaydıyla verilen 2015 yılı kurumlar vergisi beyannamesi üzerine tahakkuk ettirilen kurumlar vergisinin itfa edilemeyen değere isabet eden 590.858,81.TL’lik kısmının terkini ve yasal faiziyle iadesi istemiyle açılan davayı,normal amortisman usulüne göre amortisman ayrılmasına başlandıktan sonra bu usulden dönülemeyeceği şeklindeki 213 sayılı Kanun'un 323.maddesinin amir hükmü karşısında normal amortisman usulüne tabi olan davacının azalan bakiyeler usulüne geçemeyeceği ve son yıla devreden bakiye değerin, son yıl itfa edileceğine yönelik bu usule tanınan haktan davacının faydalanamayacağı açık olduğundan davacının itfa hakkı tanınması yönündeki iddialarına itibar edilmediği gerekçesiyle reddeden … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına...

            Borçlunun talebi; İİK'nun 71. maddesi gereğince takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin itfa itirazına ilişkindir. İİK'nun 71/1. maddesine göre, borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun ve fer'ilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse, takibin iptal veya talikini her zaman icra mahkemesinden isteyebilir. Somut olayda, mahkemece hükme esas alınan 25.04.2020 tarihli bilirkişi raporunda; dosya borcuna mahsuben farklı tarihlerde toplamda 124.386,53 TL ödeme yapıldığı tespit edilmiş ve buna göre; borçlunun, nakdi krediler yönünden itfa itirazında bulunduğu 09.12.2011 tarihi itibariyle 926.173,74 TL borcu olduğunun ve ayrıca gayri nakdi krediler yönünden 18.02.2014 tarihi itibariyle sorumluluk tutarının 120.725,64 TL olduğunun belirlendiği görülmektedir....

              Borçlunun talebi; İİK'nun 71. maddesi gereğince takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin itfa itirazına ilişkindir. İİK'nun 71/1. maddesine göre, borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun ve fer'ilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse, takibin iptal veya talikini her zaman icra mahkemesinden isteyebilir. Somut olayda, mahkemece hükme esas alınan 25.04.2020 tarihli bilirkişi raporunda; dosya borcuna mahsuben farklı tarihlerde toplamda 303.464,67 TL ödeme yapıldığı tespit edilmiş ve buna göre; borçlunun, nakdi krediler yönünden itfa itirazında bulunduğu 09.12.2011 tarihi itibariyle 1.838.037,21 TL borcu olduğunun ve ayrıca gayri nakdi krediler yönünden 18.02.2014 tarihi itibariyle sorumluluk tutarının 1.042.424,41 TL olduğunun belirlendiği görülmektedir....

                Somut olayda, borçlu aleyhine boşanma ilamına bağlı maddi ve manevi tazminat alacağının tahsili talebiyle takip başlatıldığı, icra emrinin 06.07.2012'de tebliği üzerine, borçlu vekilinin 03.08.2012 tarihli dilekçesiyle İcra Mahkemesi'ne ilam konusu tazminata ilişkin borcun tarafların yeniden evlenmeleri nedeniyle hükümsüz kaldığı itirazında bulunduğu görülmektedir. Borçlunun ilam konusu borca yönelik iddiası İİK'nun 33/1. maddesine dayalı olarak yapılmış itfa itirazı niteliğindedir. Anılan maddede, icra emri tebliği üzerine borçlunun yedi gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun itfa edildiği itirazında bulunabileceği belirtilmiştir. Bu durumda Mahkemece yukarıda yazılı yasal düzenleme gereğince itfa itirazının ve şikayetin süresinde yapılmadığı nazara alınarak reddi gerekirken, işin esasının incelenerek yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi doğru değildir....

                  SONUÇ : Borçluların karar düzeltme isteminin kısmen kabulü ile Dairemizin 27.01.2016 tarih ve 2015/24216 Esas - 2016/2344 Karar sayılı onama ilamının kaldırılmasına, mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 27/10/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                    Dairemizin yerleşik içtihatlarına göre de, sunulan borcun olmadığı, itfa veya imhal edildiğine dair belgenin takip konusu borç sebebiyle verildiğinin kabul edilebilmesi için belgede takip dayanağı senede açıkça atıfta bulunulması zorunludur. Somut olayda borçlunun itfa itirazına dayanak yaptığı "... İnşaat Taahhüt Ticaret'in 27/05/2013 tarihi itibariyle hesaplanan prim aslı, işsizlik ve gecikme cezaları toplamı olan 20.182,00 TL'nin ödendiğine ilişkin banka dekontu" başlıklı belgede takip konusu bonolara atıfta bulunulmadığı anlaşılmaktadır. Alacaklı tarafından takibe konu senede ilişkin olduğu iddia edilen ödeme kabul edilmemekle ve ödeme belgelerinde senede açıkça bir atıfta bulunulmamakla ilgili belgelerin İİK.nun 169/1-a maddesi kapsamında oldukları kabul edilemez. Bu nedenle mahkemece itfa nedeni ile takibin iptali talebinin reddi gerekirken kabulü isabetsizdir....

                      UYAP Entegrasyonu