Sayılı ilamının "...İİK’nın 170/b maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken aynı Kanun’un 63. maddesi uyarınca, itiraz eden borçlu, alacaklının dayandığı senet metninden anlaşılanlar dışında itiraz sebeplerini değiştiremez ve genişletemez. Zamanaşımı itirazı, senet metninden anlaşılan itiraz sebepleri arasında (Prof.Dr.Baki Kuru, İİH-1.Cilt 1988- sh.242 ve devamı) olup, süresinde yapılmış bir itiraz yada şikayetin kesinleşmesine kadar her aşamada ileri sürülebilir..." şeklinde olduğu, somut olayda, davalı tarafça Silivri İcra Müdürlüğü 2022/445 Esas numaralı icra dosyası ile davacı aleyhine icra takibi yapıldığı, davacının her ne kadar dava dilekçesinde borca itiraz etmiş ise de; dava dilekçesinde sunulan eklerin davasını ispatlar nitelikte olmadığı gerekçesiyle davanın reddine, davalı tarafın yasal koşulları oluşmayan tazminat talebinin reddine karar vermiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Borca İtiraz K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık borca itiraz isteğine ilişkin bulunduğuna ve davada zilyetliğe dayanılmadığına göre, 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14.maddesi hükmü gereğince, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yüksek Yargıtay (12.) Hukuk Dairesine ait olmakla gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 19.03.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine ve çekişmeli parselin davalı Ahmet adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece davalı taraf yararına zilyetlikle iktisap şartlarının oluştuğu kabul edilerek hüküm kurulmuş ise de, mahkemenin kabulü dosya içeriğine ve toplanan delillere uygun düşmemektedir. Çekişmeli parselin öncesinin tarafların kök miras bırakanı Halil'den intikal ettiği, 1938 yılında ölümüyle mirasçılar arasında yapılan paylaşım sonucu çekişmeli taşınmazın gayri resmi eşi olan Ayşe ile müşterek çocukları Halil ve Fatma'ya isabet ettiği, Ayşe'nin daha sonra küçük çocukları Halil ve Fatma'yı yanına alarak Ahmet ile resmen evlendiği, bu evliliklerinden Hasan ile Vahide'nin olduğu ve taşınmaza davalı taraf zilyet bulunduğu dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık Ahmet ve oğlu Hasan'ın zilyetliklerinin malik sıfatıyla olup olmadığı ve bu zilyetliğin iktisap sağlayıp sağlamayacağı konusundadır....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/2299 KARAR NO : 2022/1159 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 02/06/2021 NUMARASI : 2021/91 ESAS, 2021/162 KARAR DAVA KONUSU : ZAMANAŞIMI İTİRAZI KARAR : Nazilli İcra Hukuk Mahkemesinin 2021/91 Esas, 2021/162 Karar sayılı dosyasında verilen davanın reddi kararına karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilen ve heyetçe incelenen dosyada; İSTEM : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle,davalı tarafından müvekkili aleyhine Nazilli İcra Müdürlüğünün 2021/1414 Esas sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine özgü takip başlatıldığını, takip dayanağı çekin keşide ve ibraz tarihinin 15/06/2016 tarihi olup ibraz tarihinden itibaren 3 yıl geçmekle zaman aşımı süresi dolduğundan çekin kambiyo vasfını yitirdiğini, bu nedenle kambiyo senetlerine mahsus takip yapılmasının mümkün olmadığını belirterek...
YILLIK İZİN ÜCRETİ DAVALARINDA ZAMANAŞIMI SÜRESİ MÜTESELSİL BORÇLULARDAN BİRİSİNE KARŞI ZAMANAŞIMI SÜRESİNİN KESİLMESİZAMANAŞIMI SÜRESİİŞ KANUNU (4857) Madde 2BORÇLAR KANUNU(MÜLGA) (818) Madde 126TÜRK BORÇLAR KANUNU (6098) Madde 155 "İçtihat Metni" Y A R G I T A Y K A R A R I A) Davacı İsteminin Özeti Davacı, davalı Bakanlığa ait hastanede alt işveren işçisi olarak çalışırken haksız şekilde işten çıkarıldığını iddia ederek, kıdem-ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti ve genel tatil ücretinin ödetilmesini istemiştir. B) Davalı Cevabının Özeti Davalı T.C. Sağlık Bakanlığı vekili, husumet ve zamanaşımı itirazında bulunarak davanın reddini istemiştir. Davalı Satem Temizlik Şirketi, davaya cevap vermemiştir....
SAVUNMA: Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Aksaray İcra Müdürlüğü dosyasında davacı borçlular icra dosyası kesinleştiğinde mirası hukuken reddettiklerini, davalılar mirası reddettikleri halde ödeme emri kendilerine tebliğ edilmesinde mirası reddettikleri gerekçesi ile borca itiraz etmediklerini ve takibin kesinleşmesine sebebiyet verdiklerini, davacı borçlular takip başlatığından mirası reddettiklerini bilmekte olup bu hususa göre hareket ederek ödeme emrinin tebliği ile mirası reddettiklerinden bahisle borca itiraz edebilecekken borca itiraz etmediklerini takip kesinleştikten sonra kötü niyetli olarak şikayet yoluna başvurduklarından davanın reddine karar verilmesini talep ettikleri görüldü. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Davacının itirazının borca itiraz niteliğinde olduğu, ödeme emri tebliğinden itibaren 5 gün içerisinde yapılması gerektiğinden davanın hak düşürücü süreden reddine karar verilmiştir....
Başvuru bu haliyle İİK'nun 169. maddesi uyarınca borca itiraz niteliğinde olup, İİK'nun 169/a-1. maddesi gereğince; borcun bulunmadığı veya itfa yahut imhal edildiği resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile kanıtlanmalıdır. Somut olayda borçlu tarafından dosyaya sunulan ve alacaklı tarafından imzası inkar edilmeyen 10.01.2014 tarihli ödeme belgesinde, “31.03.2014 tarihli senete mahsuben, tutarı 20.000 TL” açıklaması olduğu, bu durumda ödeme belgesinin borca itirazı kanıtlamaya yeterli ve dolayısıyla İİK.nun 169/a-1 maddesine uygun nitelikte belgelerden olduğu görülmektedir. Öte yandan imzayı kabul eden alacaklının, ödeme belgesinde tahrifat yapıldığı iddiası yargılamayı gerektirdiğinden, icra mahkemesi dar yetkili mahkeme olup, borca itiraz halinde ancak İİK'nun 169/a maddesi uyarınca inceleme yapabilir. O halde mahkemece borca itirazın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
Yine ödeme tarihinden sonra açılmış bir takip ve takibe yapılan itiraz olması durumunda Borçlar Kanunumuza göre zamanaşımı süresi kesilmekle beraber, en son işlem tarihinden itibaren iki yıl geçtikten sonra açılan davalarda, zamanaşımı süresinin geçtiği kabul edilmektedir.'...
'i kasten yaralama suçunun sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde suç niteliği tayin olunmuş ise de; sanığa atılı suç için kanunda öngörülen cezasının üst sınırı itibari ile 765 sayılı TCK.nun 102/4 ve 104/2. maddesine göre belirlenen 7 yıl 6 ay olan uzatılmış dava zamanaşımı süresinin, suç tarihi olan 18.08.2003 tarihi de dikkate alındığında, temyiz incelemesinden önce 18.02.2011 tarihinde dolduğu anlaşıldığından, hükmün bu nedenle BOZULMASINA, ancak bozma nedeni yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, CMUK.nun 322. Maddesi gereğince, sanık hakkında mağdur ... Hikmet'i kasten yaralama suçundan açılan kamu davasının ZAMANAŞIMI NEDENİYLE 765 sayılı TCK.nun 102/4, 104/2 ve 5271 sayılı CMK.nun 223/8. Maddesi uyarınca DÜŞÜRÜLMESİNE, 12/03/2014 gününde oybirliği ile karar verildi....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Davalı vekili tarafından davacı hakkında Konya 8. İcra Müdürlüğü'nün 2019/13619 Esas sayılı dosyasıyla kambiyo takibi başlatılmış, ödeme emri davacıya 02/01/2020 tarihinde tebliğ edilmiş, davacı yasal 5 günlük süre içinde tarihinde imzaya ve borca itiraz davası açmıştır. Mahkemece imzaya itiraz ve borca itirazın reddine karar verilmiştir. İİK'nun 169/a-1. maddesi gereğince; borcun bulunmadığı veya itfa yahut imhal edildiği resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile kanıtlanmalıdır....