E) Gerekçe: 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davacının tüm davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2- Mahkemece davacının tüm çalışma döneminde ulusal bayram genel tatillerde çalıştığı kabul edilip zaman aşımı defi dikkate alınıp bordrolarda tahakkuk bulunan aylar dışlanarak ulusal bayram genel tatil alacağına hükmedilmişse de davacı, tüm çalışma döneminin bir kısmında uluslararası tır şoförü olarak çalışmıştır. Bu sebeple ulusal bayram genel tatil alacağı hesaplanırken davacının Uluslar arası tır şoförü olarak çalıştığı dönemler ayrıca belirlenip dosya içerisinde yer alan pasaport kayıtları dikkate alınarak davacı işçinin yurtdışında olduğu süreye rastlayan bayram ve genel tatil günleri için hesaplamaya gidilmesi gerekirken eksik inceleme ile ulusal bayram genel tatil alacağına karar verilmesi hatalı olup hükmün bozulması gerekmiştir....
Ancak; A- 4733 sayılı Kanun’a aykırılık suçundan kurulan hükme yönelik incelemede, Sanık hakkında 4733 sayılı Kanun’a aykırılık suçundan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının katılan Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu’na tebliğ edilmemesi nedeniyle kesinleşmediği ve bu nedenle zaman aşımı süresinin durmadığı, sanığa isnat edilen suçun kanunda öngörülen cezasının üst haddine göre davanın 5237 sayılı TCK'nin 66/1-e ve 67. maddelerinde öngörülen 8 yıllık olağan, 12 yıllık olağanüstü zaman aşımı süresine tabi bulunduğu, zaman aşımı süresini son kesen işlemin sanığın 28/05/2009 tarihli savunması olduğu, inceleme tarihi itibarıyla olağan zaman aşımı süresinin geçmiş olduğunun anlaşılması, Bozmayı gerektirmiş ve sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden tebliğnameye aykırı olarak hükümlerin 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden...
Şekli Hakkında Kanun’un 6/1. maddesinde, Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girmesinden önce işlemeye başlamış bulunan zamanaşımı süreleri ile hak düşürücü sürelerin eski hukuka tâbi olacağının düzenlendiği, bütün bu yasal düzenlemeler ve ilkeler ışığında, çekler yönünden zaman aşımı süresinin başladığı tarihte hangi kanun yürürlükte ise, o kanunda öngörülen zamanaşımı süresinin uygulanması gerektiği, çek hakkında zaman aşımı süresi, ibraz süresinin bitmesi ile başlayacağından çekin ibraz süresinin sona erdiği tarihte geçerli olan zamanaşımı süresinin nazara alınmasının zorunlu olduğu, davaya konu çeklerin ibraz tarihi bakımından 6 aylık zaman aşımı süresine tabi olduğu, davaya konu çeklerde davacı ile davalı arasında temel ilişki bulunmadığından genel zaman aşımının süresinin uygulanamayacağı, davaya konu çekler ciro edildiğinden çeki elinde bulunduran üçüncü kişinin keşideci-borçluya karşı Türk Ticaret Kanunu hükümleri doğrultusunda sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak davası açabileceği...
Davalı vekili, davanın zaman aşımına uğradığını, çeklerin hatır çeki olarak verildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; 6762 sayılı TTK'nın 644. maddesinde sebepsiz zenginleşmeye dayalı olarak açılan davalarda 1 yıllık zaman aşımı süresinin öngörüldüğü, çekin zaman aşımı süresinin sona erdiği ve zaman aşımını kesen nedenler de dikkate alındığında davacının sebepsiz zenginleşme davasını zaman aşımı süresi içerisinde açmadığı gerekçesiyle, davanın zaman aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir....
aşımı defide bulunması nedeniyle öncelikle tahkikat aşamasına geçilmeden evvel bu husus incelenmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Dolandırıcılık HÜKÜM : Sanıklar hakkında açılan kamu davasının CMK'nun 223/8. maddesi uyarınca zaman aşımı nedeniyle düşürülmesine Dolandırıcılık suçundan sanıklar hakkında açılan kamu davasının zaman aşımı nedeniyle düşürülmesine ilişkin hükümler, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü; 5237 sayılı TCK'nın 7. ve 5252 sayılı Kanun'un 9. madde hükümleri karşısında; sanıklara yüklenen "dolandırıcılık" suçunun yasada gerektirdiği cezasının türü ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu, suç tarihi itibariyle yürürlükte bulunan ve lehe olan 5237 sayılı TCK'nun 157/1. maddesindeki cezasının üst sınırına göre tabi olduğu aynı kanunun 66/1-e ve 67/4. maddelerinde öngörülen 12 yıllık dava zaman aşımının suç tarihinden hüküm tarihine kadar geçmiş olduğu anlaşılmakla, mahkemenin zaman aşımı nedeni ile düşme hükümlerinde bir isabetsizlik bulunmamıştır....
Mezkur ihbarnamede; Dosya kapsamına göre, sanığın eylemine uyan basit yaralama suçunun 5237 sayılı Kanun'un 66/1-e maddesi gereğince 8 yıllık olağan zaman aşımı süresine, anılan Kanun'un 66/1-e ve 67/4. maddeleri gereğince ise 12 yıllık olağanüstü dava zaman aşımı süresine tabi olduğu, somut olayda suç tarihinin 25.04.2008, savunmasının alındığı tarihin 09.10.2008 olduğu ve sanık hakkında verilen 30/10/2008 tarihli hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının 18.03.2011 tarihinde kesinleştiği, sanığın denetim süresi içerisinde 15.09.2015 tarihinde yeniden suç işlediği, 5271 sayılı Kanun'un 231/8-son cümlesi gereğince 18.03.2011 ile 15.09.2015 tarihleri arasında dava zaman aşımı süresinin duracağı, denetim süresinde işlenen suçun tarihi olan 15.09.2015 tarihinden itibaren zaman aşımının yeniden işlemeye başlayacağı, sanığın savunmasının alındığı tarih olan 09.10.2008 ile hükmün açıklandığı 19.01.2022 tarihine kadar olağan dava zaman aşımı süresinin dolduğu nazara alınarak davanın düşürülmesine...
Mahkemece, davaya konu edilen bonoların 20/11/2006 ve 20/01/2007 vade tarihli olduğu, 6762 Sayılı TTK' nun 661/2. maddesi gereğince vade tarihinden itibaren 1 yıl geçmekle hamilin cirantaya karşı açacağı davanın zaman aşımına uğrayacağı, aynı Yasanın 663/2. maddesinde zaman aşımı kesildiğinde yeni bir zaman aşımı süresinin işlemeye başlayacağı düzenlenmiş olup, ilk icra takibinin 26/02/2007 tarihinde yapıldığı, icra hukuk mahkemesi kararı ile zaman aşımı nedeniyle icranın geri bırakılmasının ardından 05/03/2012 tarihinde ikinci takibin yapıldığı, bu davanın ise 1 yıllık zaman aşımı süresi geçtikten sonra 23/08/2013 tarihinde açılması nedeniyle zaman aşımı def'i haklı görülerek davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı vekilince temyiz edilmiş, mahkemece temyiz dilekçesinin süresinde verilmediği gerekçesiyle temyiz isteminin reddine dair ek karar verilmiş, ek karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1- Her ne kadar mahkemenin 30.09.2015 tarihli ek kararı ile temyiz başvurusunun...
ın ifadesinin 13.11.2001 tarihinde alındığı, şüphelinin eyleminin de 765 sayılı Türk Ceza Kanununun 286/2. maddesi kapsamında kaldığı, bu eylemle ilgili zaman aşımı süresinin anılan Kanunun 102/3. maddesi gereğince 10 yıl olduğu ve kanuni dava zaman aşımı süresinin de 13.11.2011 tarihinde dolduğu gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de; şüphelinin eyleminin 765 sayılı Türk Ceza Kanununun 286/3. maddesi kapsamında kaldığı, bu eylemle ilgili kanuni dava zaman aşımı süresinin ise aynı Kanunun 102/2. maddesi gereğince 15 yıl olarak kabul edilmesi gerektiği, bu haliyle dava zaman aşımı süresinin henüz dolmadığı gözetilmeden itirazın bu yönden kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle yapılan itirazın reddine dair merci kararının, hukuka uygun olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir....
hakkı bulunmadığından; Açılan davanın zaman aşımı sebebiyle reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....