Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacının dayanağı olan tarihsiz satış sözleşmesi aslında yüklenicinin davacıya yaptığı temlik işlemidir. Gerçekten davalılar arasında 21.09.1998 günlü arsa payı devri karşılığı inşaat yapım sözleşmesi bulunduğundan, yüklenici bu sözleşmeyle kendisine bırakılması kararlaştırılan bağımsız bölüm mülkiyetini doğrudan arsa sahibinden isteyebileceği gibi şahsi hakkını temlik yoluyla ve yazılı olması koşuluyla üçüncü kişiye devredebilir. Yüklenicinin ya da ondan şahsi hakkını temellük eden üçüncü kişinin alacağın temliki hükümlerinden yararlanarak mülkiyet talebinde bulunabilmesi için davalılar arasındaki 21.09.1988 günlü arsa payı devri karşılığı inşaat yapım sözleşmesinin ifa ile sonuçlanması ya da ileriye etkili feshedilmesi ileriye etkili fesihte de çekişme konusu yerin yükleniciye bırakılmış olması gerekir....

    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla ) Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 27.12.2010 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tecsil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 11.12.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, yükleniciden temlik alınan şahsi hakka ve muvazaa iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davacı vekili; müvekkilinin 183 ada 1 parsel sayılı taşınmazda C Blok 5 numaralı bağımsız bölümü davalı yükleniciden harici olarak satın aldığını, ancak muvazaalı şekilde davalı ...'a devredildiğini tapu iptali ve tescil talebinde bulunmuştur....

      "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla ) Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 27.12.2010 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tecsil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 11.12.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, yükleniciden temlik alınan şahsi hakka ve muvazaa iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davacı vekili; müvekkilinin 183 ada 1 parsel sayılı taşınmazda C Blok 5 numaralı bağımsız bölümü davalı yükleniciden harici olarak satın aldığını, ancak muvazaalı şekilde davalı ...'a devredildiğini tapu iptali ve tescil talebinde bulunmuştur....

        Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, arsa payı devri karşılığı inşaat yapım sözleşmesi uyarınca yükleniciye bırakılması kararlaştırılan bağımsız bölümün temlik alınması nedeniyle kişisel hakka dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Arsa payı devri karşılığı inşaat yapım sözleşmeleri taraflarına karşılıklı hak ve borçlar yükler. Öncelikle üzerine inşaat yapılacak arsayı yükleniciye teslim etmesi gereken arsa sahibi, yüklenicinin karşı edimini yerine getirmesinden sonra da yükleniciye sözleşmeye uygun arsa veya kurulmuşsa kat irtifak tapusunu devretmekle yükümlüdür. Yüklenicinin temel borcu ise eseri (binayı) meydana getirmektir. Bir bina inşasından maksat, o yapının sözleşmeye, fen kurallarına ve amacına uygun imal edilmesidir....

          Kararı, davalı ... vekili temyiz etmiştir. 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı ... vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 2-Davalı ... vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince; Dava, yükleniciden temlik alınan kişisel hakka dayalı tapu iptâli ve tescil istemine ilişkindir. Bir tanımlama yapmak gerekirse alacağın temliki; alacaklı (yüklenici) ile ondan temlik alan üçüncü kişi (davacı) arasında borçlunun (arsa sahiplerinin) rızasını gerektirmeden yapılabilen ve sadece kazandırıcı bir tasarruf işlemi niteliği taşıyan şekle bağlı bir akittir. Kuşkusuz, yüklenicinin yaptığı temlik işleminin hüküm ve sonuç doğurması temlik işleminin konusu olan alacağın gerçek bir alacak olmasına bağlıdır....

            Gerçekten Borçlar Kanununun 167. maddesi hükmüne göre “Borçlu, temlike vakıf olduğu zaman; temlik edene karşı haiz olduğu defileri, temellük edene karşı dahi dermeyan edebilir.” Buna göre temliki öğrenen borçlu temlik olmasaydı önceki alacaklıya karşı ne tür defiler ileri sürebilecekse, aynı defileri yeni alacaklıya (temlik alan üçüncü kişiye) karşı da ileri sürebilir hale gelir. Temlikin konusu yüklenicinin arsa payı karşılığı arsa sahibi ile yaptığı sözleşme uyarınca hak kazandığı gerçek alacak ne ise o olacağından, temlik eden yüklenicinin arsa sahibinden hak kazanmadığını üçüncü kişiye temlik etmesi arsa sahibi bakımından önemsizdir. Diğer taraftan yüklenici arsa sahibine karşı öncelikli edimini tamamen veya kısmen yerine getirmeden kazanacağı şahsi hakkı üçüncü kişiye temlik etmişse, üçüncü kişi Borçlar Kanununun 81. maddesinden yararlanma hakkı bulunan arsa sahibini ifaya zorlayamaz....

              Hal böyle olunca da, yükleniciden kişisel hakkını temlik alan kişilerin açacağı tapu iptali ve tescil davalarında, yüklenicinin kişisel hak kazanıp kazanmadığı, diğer bir anlatımla, arsa sahibinden karşı edimin yerine getirilmesini isteme hakkının doğup doğmadığı yukarıda açıklanan yöntemle araştırılacağından, arsa payı devri karşılığı inşaat yapım sözleşmesinin taraflarının tamamının davada yer alması zorunludur. Somut olayda, davacıya kişisel hak temlikinde bulunan yüklenici 29.12.1994 tarihli düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi ve daire karşılığı inşaat sözleşmesi ile arsa sahipleri ...’e eksiksiz ve kusursuz biçimde eser teslim etme yükümlülüğü altına girmiştir. Davacıya temlik edilen kişisel hakka konu bağımsız bölümün, arsa sahiplerinden biri adına tescil edilmiş olması, yüklenicinin diğer arsa sahiplerine olan edim borcundan kurtulduğu anlamına gelmez....

                Buna göre temliki öğrenen arsa sahibi, temlik olmasaydı önceki alacaklıya (yükleniciye) karşı ne tür defiler ileri sürebilecekse, aynı defileri yeni alacaklıya (temlik alan davacıya) karşı da ileri sürebilir. Temlikin konusu, yüklenicinin arsa sahibi ile yaptığı sözleşme uyarınca hak kazandığı gerçek alacak ne ise o olacağından, temlik eden yüklenicinin arsa sahibinden kazanmadığı hakkı üçüncü kişiye temlik etmesinin arsa sahibi bakımından bir önemi bulunmamaktadır. Diğer taraftan, yüklenici arsa sahibine karşı edimini tamamen veya kısmen yerine getirmeden kazanacağı şahsi hakkı üçüncü kişiye (davacıya) temlik etmişse, üçüncü kişi (davacı) Türk Borçlar Kanunu'nun 97. maddesi hükmünden yararlanma hakkı bulunan arsa sahibini ifaya zorlayamaz....

                  Mahkemece, mülkiyet aktarımı istemi reddedilmiş, davacıların yaptıkları ödeme tutarı olan 29.000 Sterlin’in davalı yükleniciden tahsiline karar verilmiştir. Hükmü, davacılar temyiz etmişlerdir. Dosyada yer alan bilgi ve belgelerden, davalılar arasında arsa payı devri karşılığı 17.12.2004 tarihli inşaat yapım sözleşmesi bulunduğu, 4 sayılı parsel üzerine yapılacak inşaattaki 1 (numara değişikliğiyle 2) sayılı bağımsız bölümün yükleniciye bırakılmasının kararlaştırıldığı, yüklenicinin inşaat yapımı suretiyle kazanacağı kişisel hakkını 10.08.2005 tarihli sözleşmeyle davacılara temlik ettiği, yapıya iskan (oturma) ruhsatının 26.10.2007 tarihinde alındığı ve yapının ikmal edilerek kullanılmakta olduğu anlaşılmaktadır. Görülüyor ki, davacılar yüklenicinin yaptığı 10.08.2005 tarihli temlik işlemine dayanmaktadır....

                    Arsa sahibi ile aralarında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi bulunan yükleniciden sözleşmede ona bırakılması kararlaştırılan bağımsız bölümü temlik alan üçüncü kişinin, arsa sahibini (borçluyu) ifaya zorlayabilmesi için öncelikle temlik işlemini ve işlemin sıhhatini kanıtlaması gerekir. Fakat temlik işlemi kanıtlanmış olunsa da yukarıda açıklandığı üzere ifa talebinin muhatabı olan arsa sahibi ifaya derhal uymak zorunda değildir. Gerçekten Borçlar Kanununun 167. maddesi hükmüne göre “Borçlu, temlike vakıf olduğu zaman; temlik edene karşı haiz olduğu defileri, temellük edene karşı dahi dermeyan edebilir.” Buna göre temliki öğrenen borçlu temlik olmasaydı önceki alacaklıya karşı ne tür defiler ileri sürebilecekse, aynı defileri yeni alacaklıya (temlik alan üçüncü kişiye) karşı da ileri sürebilir hale gelir....

                      UYAP Entegrasyonu