Gerçekten BK'nın 167. maddesine göre ''Borçlu temlike vakıf olduğu zaman temlik edene karşı haiz olduğu def'ileri, temellük edene karşı dahi dermeyan edebilir.'' Buna göre temliki öğrenen borçlu temlik olmasaydı önceki alacaklıya karşı ne tür def'iler ileri sürebilecekse, aynı def'ileri yeni alacaklıya (temlik alan üçüncü kişiye) karşı da ileri sürebilir hale gelir. Temlikin konusu önceki arsa sahibinin arsa payı devri karşılığı yüklenici ile yaptığı sözleşme uyarınca hak kazandığı gerçek alacak ne ise o olacağından, temlik eden arsa sahibinin yükleniciden hak kazanmadığını üçüncü kişiye temlik etmesi yüklenici bakımından önemsizdir. Diğer taraftan arsa sahibi yükleniciye karşı öncelikli edimini tamamen veya kısmen yerine getirmeden kazanacağı şahsi hakkı üçüncü kişiye temlik etmişse, üçüncü kişi BK'nın 81. maddesinden yararlanma hakkı bulunan yükleniciyi ifaya zorlayamaz....
Temlikin konusu, yüklenicinin arsa sahibi ile yaptığı sözleşme uyarınca hak kazandığı gerçek alacak ne ise o olacağından, ./.. -3- temlik eden yüklenicinin arsa sahibinden kazanmadığı hakkı üçüncü kişiye temlik etmesinin arsa sahibi bakımından bir önemi bulunmamaktadır. Diğer taraftan, yüklenici arsa sahibine karşı edimini tamamen veya kısmen yerine getirmeden kazanacağı şahsi hakkı üçüncü kişiye (davacıya) temlik etmişse, üçüncü kişi (davacı) Borçlar Kanununun 81. maddesi hükmünden yararlanma hakkı bulunan arsa sahibini ifaya zorlayamaz. Somut olayın, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi hükümleri çerçevesinde incelenip değerlendirilmesine gelince; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 184. maddesi gereğince alacağın devrinin yazılı şekilde yapılması yeterlidir....
Borçlar Kanunu m.163 hükmüne göre de temlik sözleşmesi temlik edenle temlik alan arasındaki yazılı sözleşme ile kurulabilir. Ancak, alacağın temlikinde aranan yazılı şekil temlik sözleşmesinin resmi şekilde yapılmasına engel değildir. Birleşen davanın davalısı ...’de aynı şekilde yüklenicinin 20.07.2000 tarihinde yaptığı temlik işlemine dayanmıştır. Yüklenici tarafından ...’e yapılan temlik işlemine ilişkin sözleşmenin noterde düzenlenmesinin bir önemi yoktur. Çünkü az yukarıda sözü edildiği üzere önemli olan Borçlar Kanununun 163. maddesi hükmünce temlik işleminin yazılı yapılmasıdır. Görülüyor ki; yüklenici, arsa sahibinden kazanacağı şahsi hakkını temlik sözleşmeleriyle hem davacı ...’a, hem de birleşen davanın davalısı ...’e temlik etmiştir....
Asliye Hukuk Hakimliğince (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla) verilen 25.11.2010 gün ve 320-710 sayılı hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, yükleniciden bağımsız bölüm satın almış olan 3. kişi tarafından yüklenici ve arsa sahibi aleyhine şahsi hakka dayalı tapu iptâli ve tescil istemiyle açılmış bulunduğundan kararın temyizen inceleme görevi Yargıtay Yüksek 14.Hukuk Dairesi'ne aittir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 14.Hukuk Dairesi Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 22.02.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Asliye Hukuk Hakimliğince verilen 30.06.2016 gün ve 2010/591-2016/282 sayılı hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Taraflar arasındaki uyuşmazlık yükleniciden bağımsız bölüm satın alan üçüncü kişilerin şahsi hakka dayalı tapu iptâli ve tescil talebinden kaynaklandığından kararın temyizen incelenmesi görevi Yargıtay Yüksek 14. Hukuk Dairesi'ne aittir. Dosyanın Yargıtay Yüksek 14. Hukuk Dairesi'ne gönderilmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın Yargıtay Yüksek 14. Hukuk Dairesi Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 16.03.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 20.05.2009 gününde verilen dilekçe ile yükleniciden temlik alınan hakka dayalı tapu iptali ve tescil, tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 20.01.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, arsa sahibi ile yüklenici arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince yükleniciye bırakılması kararlaştırılan bağımsız bölümün satın alındığı iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil, kademeli istek ise alacağa ilişkindir. Davalı yüklenici ......
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hükmü davacı vekili temyiz etmiştir. 1-Yapılan yargılamaya, toplanan deliller ve dosya içeriğine göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş reddi gerekmiştir. 2-Dava, arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesi uyarınca yükleniciye bırakılması kararlaştırılan bağımsız bölümün temlik alınması nedeniyle kişisel hakka dayalı tapu iptali tescil, ikinci kademedeki istek ise, yükleniciye satış vaadi sözleşmesi uyarınca yapılan ödeme ile ödemenin faizi ile birlikte tahsili istemlerine ilişkindir. Bir tanımlama yapmak gerekirse; alacağın temliki, alacaklı ile onu devralan üçüncü şahıs arasında borçlunun rızasına ihtiyaç olmaksızın yapılabilen ve sadece kazandırıcı bir tasarruf işlemi niteliğini taşıyan şekle bağlı bir akittir. Borçlar Kanununun 163. hükmüne göre temlik sözleşmesi temlik edenle temlik alan arasındaki yazılı sözleşme ile kurulabilir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Dava, yüklenicinin temlik alınan şahsi hakka dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 6723 sayılı Kanunun 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince, Yargıtay Büyük Genel Kurulunun Hukuk Dairelerinin işbölümünü düzenleyen 23.01.2020 tarihli ve 2020/1 sayılı Kararına ve davanın açıklanan niteliğine göre temyiz inceleme görevi Yargıtay 15. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle dosyanın sözü edilen görevli Yüksek Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 28.06.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, yükleniciden temlik alınan şahsi hakka dayalı, tapu iptâli ve tescil talebine ilişkindir. Davacılar vekili, davalı arsa sahipleri ve yüklenici arasında akdedilen 03.05.2002 tarihli kat karşılığı inşaat yapım sözleşmesi ile yine taraflar arasında düzenlenen 28.05.2013 tarihli ek sözleşme ile, mülkiyeti davalı kooperatife ait bulunan, ... ada ... parsel sayılı taşınmaz üzerine 2 blok ve 76 daireden oluşan site inşaatının yapımı işinin davalı yüklenici tarafından üstlenildiğini, yüklenici firmanın kendisine ait olacak taşınmazlardan B Blok 33 numaralı bağımsız bölümü, 78.000,00 TL bedel karşılığında müvekkillerinin murisi ...’a sattığını, bedelinin tamamen ödendiğini ileri sürerek taşınmazın tapu kaydının iptâli ile müvekkilleri adına kayıt ve tescilini talep ve dava etmiştir....
Arsa sahibinden kazanılacak hakkın davacıya temlik edilmesi davacıya şahsi hak sağlar. Davalılardan ... ise taşınmazı 08.07.2004 tarihinde yapının ilk yüklenicisi olan ... ...’dan tapudan satın almıştır. Görülüyor ki, orta yerde şahsi hak ile mülkiyet hakkı çatışması bulunmaktadır. Bu durumda tapuda kazanılan hakka değer tanınacağı açıktır. Şahsi hak sahibinin ayni hak sahibine karşı açtığı bu tür davalarda şahsi hakka üstünlük tanınabilmesi için ya bu hakkın Tapu Kanunu’nun 26/5. maddesine göre tapu siciline şerh edilerek alenileştirilmesi veya tapuda malik olan kişinin kötü niyetinin kanıtlanması zorunludur. Somut uyuşmazlıkta, davalı ve birleştirilen davanın davacısı ...’un kendisine satış yapan kişinin amcası ... olması tek başına onun kötüniyetli olduğunu kabule yeterli değildir....