Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bozmadan sonra alınan 31.07.2015 tarihli bilirkişi raporunda, dava konusu dairenin kapıcı dairesi olmayıp, 8 numaralı bağımsız bölüm olduğu, binanın inşaat aşamasında 8 nolu bağımsız bölüm ile 5 nolu bağımsız bölüm arasında kapıcı dairesi yapılması gerekirken yapılmayıp, 8 nolu bağımsız bölüme katıldığı, bu haliyle imar kurallarına aykırı davranıldığını bildirmiştir. Nitekim, ... Belediyesi ve Tapu Sicil Müdürlüğü'ne yazı yazılarak parsel üzerindeki binanın geçerli projesinin istenip bu projelerin karşılaştırılması ve geçerli projenin uygulanmasıyla sorunun çözüleceği bildirilmiş, ancak bu noksanlık tamamlanmadan hüküm kurulmuştur. Oysa yüklenicinin iş bedeline hak kazanabilmesi için imalâtın da yasal olması zorunludur. Dolayısıyla davacı satın alanın da alacağın temliki hükümlerine göre, yüklenicinin hak kazandığını kanıtlaması zorunlu olup, aksi halde tescil isteminin reddi ve yükleniciden taşınmazın rayiç bedelini talep edebileceği kabul edilmelidir....

    Arsa maliki ile yüklenici arasında düzenlenen inşat sözleşmesi gereğince yükleniciden bağımsız bölüm temlik alınmasına dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil davaları ile ilgili olarak kanunlarımızda bir düzenleme mevcut olmadığından bu konulardaki uyuşmazlıkların çözümünde uygulanan 30.09.1988 tarihli ve 1987/2 1988/2 sayılı Yargıtay İBBGK Kararı ile “tapuda kayıtlı bir taşınmazın mülkiyetini devir borcu doğuran ve ancak yasanın öngördüğü biçim koşullarına uygun olarak yapılmadığından geçersiz bulunan sözleşmeye dayanılarak açılan bir cebri tescil davasının kural olarak kabul edilemeyeceği, bununla beraber Kat Mülkiyeti Kanununa tabi olmak üzere yapımına başlanılan taşınmazdan bağımsız bölüm satımına ilişkin geçerli bir sözleşme olmadan tarafların bağımsız bölüm satımında anlaşarak alıcının tüm borçlarını eda etmesi ve satıcının da bağımsız bölümü teslim ederek alıcının onu malik gibi kullanmasına rağmen satıcının tapuda mülkiyetin devrine yanaşmaması hallerinde; olayın özelliğine...

      Dava, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı olarak, arsa sahipleri tarafından yükleniciden bağımsız bölüm satın alan üçüncü kişiler aleyhine el atmanın önlenmesi ve ecrimisil istemine ilişkindir. .../... S.2 ...... 5. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2003/200 D.iş sayılı dosyası ile, fiilen 23 ve 24 no'lu olan bağımsız bölümlerin projeye göre 17 ve 18 no'lu bağımsız bölümler oldukları ve davalı yanca kullanılan bu bağımsız bölümlerdeki numara farkının davalının akidi olan dava dışı yüklenicinin imara ve projeye aykırı yapı imalinden kaynaklandığı, bu hususun davacılara karşı ileri sürülmesinin mümkün olmadığı anlaşılmıştır....

        Somut olaya döndüğümüzde; temyiz eden davacılar, davalı yükleniciden bağımsız bölüm alan üçüncü kişilerdir. Yüklenici arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince arsa sahiplerine edimlerini yerine getirmediği için davacıların temliken iktisap ettikleri bağımsız bölüm tapu iptal ve tescil talepleri yerinde görülmemiştir. Yüklenici dava konusu taşınmazlarla ilgili iskân belgesi alamamışsa da yapı kayıt belgesi alınmıştır....

          Birleştirilen davanın davalısı ... çekişmeli bağımsız bölümün biçimine uygun düzenlenen sözleşmeyle yükleniciden 20.07.2000 tarihinde satın aldığını, 29.11.2000 tarihinde yüklenicinin kendisini ibra ettiğini ancak bina yüklenici tarafından tamamlanmadığından, yapının diğer bağımsız bölüm satın alanlarla birlikte ikmal edildiğini, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, 3 numaralı bağımsız bölüm birleşen davanın davalısı ...’in Ankara 16. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2000/776 sayılı dosyasında açılan dava sonucu bu kişi adına tescil edildiğinden, mülkiyet aktarımına ilişkin davanın reddine, dava konusu bağımsız bölümün değeri olarak bilirkişice saptanan rayiç bedeli olan 12.500,00 YTL’nin davalı yükleniciden tahsiline karar verilmiştir. Hükmü davacı ile birleşen davanın davalısı ... temyiz etmiştir. 1- Birleşen davanın davalısı ......

            Arsa maliki ile yüklenici arasında düzenlenen inşat sözleşmesi gereğince yükleniciden bağımsız bölüm temlik alınmasına dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil davaları ile ilgili olarak kanunlarımızda bir düzenleme mevcut olmadığından bu konulardaki uyuşmazlıkların çözümünde uygulanan 30.09.1988 tarihli ve 1987/2 1988/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ile "tapuda kayıtlı bir taşınmazın mülkiyetini devir borcu doğuran ve ancak yasanın öngördüğü biçim koşullarına uygun olarak yapılmadığından geçersiz olan sözleşmeye dayanılarak açılan bir cebri tescil davasının kural olarak kabul edilemeyeceği; bununla beraber Kat Mülkiyeti Kanununa tabi olmak üzere yapımına başlanan taşınmazdan bağımsız bölüm satımına ilişkin geçerli bir sözleşme olmadan tarafların bağımsız bölüm satımında anlaşarak alıcının tüm borçlarını eda etmesi ve satıcının da bağımsız bölümü teslim ederek alıcının onu malik gibi kullanmasına rağmen satıcının tapuda mülkiyetin devrine yanaşmaması hallerinde, olayın özelliğine...

              Asıl dava yükleniciden satın alınan bağımsız bölüme ilişkin tapu iptal ve tescil veya tazminat, karşı dava ise mülkiyet hakkına dayalı el atmanın önlenmesi ve ecrimisil isteminden ibarettir. HMK'nun 355.maddesi gereğince istinaf incelemesi; belirtilen istinaf sebepleri ve kamu düzeni ile ilgili konularla sınırlı olarak yapılmıştır....

              Bu düzenleme ile yükleniciden bağımsız bölüm satın alan davacılar da dahil, yüklenicinin bağımsız bölüm sattığı kişilere tapuda pay devri, satın alanların inşaatın kalan kısmının tamamlanması bedeline hisseleri oranında katkıda bulunma koşuluna bağlanmıştır. Davacılar da yüklenicinin halefi olduklarından fesihnamede kararlaştırıldığı üzere eksik kalan imalât tamamlama bedelinden sorumludurlar. Ancak yerel mahkemece taraf iradeleri bölünerek, yalnızca fesihnamedeki devir yükümlülüğü dikkate alınıp, eksik imalâta katılma bedeli yükümlülüğünün gözardı edilmesi hatalı olmuştur....

                Arsa maliki ile yüklenici arasında düzenlenen inşat sözleşmesi gereğince yükleniciden bağımsız bölüm temlik alınmasına dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil davaları ile ilgili olarak kanunlarımızda bir düzenleme mevcut olmadığından bu konulardaki uyuşmazlıkların çözümünde uygulanan 30.09.1988 tarihli ve 1987/2 1988/2 sayılı Yargıtay İBBGK Kararı ile “tapuda kayıtlı bir taşınmazın mülkiyetini devir borcu doğuran ve ancak yasanın öngördüğü biçim koşullarına uygun olarak yapılmadığından geçersiz bulunan sözleşmeye dayanılarak açılan bir cebri tescil davasının kural olarak kabul edilemeyeceği, bununla beraber Kat Mülkiyeti Kanununa tabi olmak üzere yapımına başlanılan taşınmazdan bağımsız bölüm satımına ilişkin geçerli bir sözleşme olmadan tarafların bağımsız bölüm satımında anlaşarak alıcının tüm borçlarını eda etmesi ve satıcının da bağımsız bölümü teslim ederek alıcının onu malik gibi kullanmasına rağmen satıcının tapuda mülkiyetin devrine yanaşmaması hallerinde; olayın özelliğine...

                  Her ne kadar yükleniciden bağımsız bölümleri satın alanların tescil davaları tüketici mahkemesi'nde devam edecek ise de o davalar bağımsız bölüm satış sözleşmesine dayalı olup eldeki asıl ve karşı dava, kat karşılığı inşaat sözleşmesi hükümlerince incelenip sonuçlandırılacaktır. Yüklenicinin edimini ifa ettiği kabul edildiğine göre arsa sahibi belediyeden kendisine verilmesi kararlaştırılan bağımsız bölümlerin tapularının iptâliyle adına tescilini istemekte haklı olduğu kabul edilmelidir. Bu nedenlerle usul ve yasaya uygun bulunan mahkeme kararının onanması gerektiğinden yanlışlıkla bozulduğu anlaşılmakla yüklenci şirketin karar düzeltme isteminin kabulü uygun görülmüştür. SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacı ve karşı davalı ...'...

                    UYAP Entegrasyonu