"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonucunda verilen hükmün bozulmasına ilişkin Dairemizin 08.12.2015 gün ve 865 Esas, 7959 Karar sayılı ilamının karar düzeltme yoluyla incelenmesi davacılar vekili ve davalı ... .... Ltd. Şti. vekili, ..., ..., ... ve ... vekili, .....vekili, ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... vekili tarafından istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü. - KARAR - Davacılar vekili, davalı şirket ile davacılar arasında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, davalı şirketin inşaatı süresinde teslim etmediğini ileri sürerek, sözleşmenin geriye etkili feshi ile davalı yükleniciden bağımsız bölüm satın alan davalılar adına kayıtlı tapu kayıtlarının iptali ile davacılar adına tescilini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekilleri, davanın reddini istemişlerdir....
Davacı, davalı yükleniciden taşınmaz satın alan 3. kişi olup, yüklenicinin halefi konumundadır. Yüklenici ve arsa sahibi arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi neticesinde yükleniciye bırakılan taşınmaz, 29.08.2012 tarihinde arsa sahibi tarafından yükleniciye tapuda intikal ettirilmiş akabinde davalı taraflarca dava konusu taşınmaz üzerine yüklenicinin borçları nedeniyle dava konusu hacizler konulmuştur. Bu nedenle davacı, yükleniciden aldığı bağımsız bölümü hacizlerle yükümlü olarak iktisap etmiştir. Haciz alacaklıları tatmin edilmeden hacizlerin kaldırılması mümkün değildir. Davacının haciz bedellerini yükleniciden talep etme hakkı saklı kalmak üzere mahkemece, davanın reddi yerine davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir....
Arsa maliki ile yüklenici arasında düzenlenen inşat sözleşmesi gereğince yükleniciden bağımsız bölüm temlik alınmasına dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil davaları ile ilgili olarak kanunlarımızda bir düzenleme mevcut olmadığından bu konulardaki uyuşmazlıkların çözümünde uygulanan 30.09.1988 tarihli ve 1987/2 1988/2 sayılı Yargıtay İBBGK Kararı ile “tapuda kayıtlı bir taşınmazın mülkiyetini devir borcu doğuran ve ancak yasanın öngördüğü biçim koşullarına uygun olarak yapılmadığından geçersiz bulunan sözleşmeye dayanılarak açılan bir cebri tescil davasının kural olarak kabul edilemeyeceği, bununla beraber Kat Mülkiyeti Kanununa tabi olmak üzere yapımına başlanılan taşınmazdan bağımsız bölüm satımına ilişkin geçerli bir sözleşme olmadan tarafların bağımsız bölüm satımında anlaşarak alıcının tüm borçlarını eda etmesi ve satıcının da bağımsız bölümü teslim ederek alıcının onu malik gibi kullanmasına rağmen satıcının tapuda mülkiyetin devrine yanaşmaması hallerinde; olayın özelliğine...
Şti. ile diğer davalı arsa sahibi ... arasında yapılan Foça Noterliğinin 05/03/1998 tarihli kat karşılığı inşaat sözleşmesine göre dava konusu Foça ilçesi İsmetpaşa Mahallesi 1646 ada 2 parsel sayılı taşınmazda 10 adet villa inşaat yapım işinin kararlaştırıldığını, davacının 18.03.1999 tarihli harici sözleşme ile davalı yükleniciden kendisine düşen 10 numaralı bağımsız bölümü satın aldığını bedelini ödediğini, 2001 yılından beri taşınmazda oturduğunu, inşaatların dava tarihi itibariyle bitmiş ve fiilen kullanılmakta olup davacının yükleniciden bağımsız bölüm satın alan dört kişiden biri olduğu dikkate alınarak davalı yüklenici şirketin diğer davalı arsa sahibine sözleşmeye göre saptanacak eksik kalmış edimlerinin yüklenicinin halefi olarak 1/4 tutarının veya diğer bağımsız bölüm alıcılarına karşı dava ve başvuru hakları saklı kalmak kaydı ile tamamının karşılanması koşuluyla 1646 ada 2 parselde kayıtlı 5.blok zemin ve 1.katlardaki 10 numaralı bağımsız bölümün tapu kaydının iptali...
Davacılar bu sözleşme gereğince yapılacak inşaatta 10 numaralı bağımsız bölümü satın almışlardır. Davacılar yükleniciye isabet eden bağımsız bölümü alacağın temliki yoluyla yükleniciden devralarak, dava konusu bağımsız bölüm yönünden yüklenicinin haklarına halef olmuşlardır. Davacıların öncelikli talebi dava konusu bağımsız bölümün adlarına tescilinden ibarettir. Dosyada mevcut inşaat mühendisi bilirkişi raporuna göre inşaatın % 100 oranında bitirildiği anlaşılmaktadır. ... Belediyesi İmar ve Şehircilik Müdürlüğünün 07.08.2012 tarihli cevabi yazısında, kök 655 parsel üzerindeki yapıların ruhsatsız ve kaçak statüde olduğu, mevcut hali ile yapı ruhsatı alınmadan yapı kullanma izin belgesi (iskan ruhsatı) tazmin edilmesinin mümkün olmadığı, yapı ruhsatı alınabilmesi için 3194 sayılı İmar Kanunun ve Planlı Alanlar Tıp İmar Yönetmeliği doğrultusunda dosya hazırlanarak belediyeye müracaat edilmesi gerektiğinin bildirildiği görülmüştür....
Ancak, bu borç ifa edildiğinde yükleniciden şahsi hakkını, yani bir bakıma eserin bedeli olan bağımsız bölümün tescilini talep edebilir. Açıklanan sonuca ulaşan yüklenici, arsa sahibinden doğrudan talepte bulunabileceği gibi kazandığı şahsi hakkı yazılı olmak koşuluyla üçüncü bir kişiye temlik etmişse, üçüncü kişi de yüklenicinin halefi olarak tescil talebinde bulunabilir. Kazanılmamış bir hakkın temliki söz konusu edilemeyeceğinden yükleniciyle bağımsız bölüm sattığı üçüncü kişiler arasında bağımsız bölümün devri konusunda sözleşme bulunsa dahi bu sözleşmeye dayanılarak arsa sahibinden mülkiyet iddiasıyla istemde bulunulamaz. Somut olaya gelince; Dava dilekçesinde de kabul edildiği üzere, inşaatın getirildiği fiziki seviye yüzde 77'dir. Bu seviye arsa sahibinin eseri kabulden kaçınamayacağı bir seviye olmadığından mahkemece tescil davasının reddedilmesinde bir yanılgı yoktur....
İlk derece mahkemesince, arsa malikleri ile yüklenici arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin geriye etkili feshine dair verilen kararın kesinleştiği, yükleniciye sözleşme uyarınca verilen bağımsız bölümün avans niteliğinde olup yükleniciden bağımsız bölüm satın alan 3.kişilerin mülkiyet iktisap edebilmeleri için yüklenicinin arsa malikine karşı yükümlülüğünü tam olarak yerine getirmesi gerektiği, somut olayda davalının tamamlanmamış bağımsız bölüm satın aldığından yüklenicinin edimini yerine getirdiğinde hak kazanacağını bildiği, TMK’nın 1023 maddesinden yararlanamayacağı gerekçesiyle tapu kaydının iptali ile davacı adına kayıt ve tesciline karar verilmiştir. İlk derece mahkemesi kararına karşı, davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15....
Arsa maliki ile yüklenici arasında düzenlenen inşaat sözleşmesi gereğince yükleniciden bağımsız bölüm temlik alınmasına dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil davaları ile ilgili olarak kanunlarımızda bir düzenleme mevcut olmadığından bu konulardaki uyuşmazlıkların çözümünde uygulanan 30.09.1988 tarihli ve 1987/2 - 1988/2 sayılı Yargıtay İBBGK kararı ile "tapuda kayıtlı bir taşınmazın mülkiyetini devir borcu doğuran ve ancak yasanın öngördüğü biçim koşullarına uygun olarak yapılmadığından geçersiz bulunan sözleşmeye dayanılarak açılan bir cebri tescil davasının kural olarak kabul edilemeyeceği, bununla beraber kat mülkiyeti kanununa tabi olmak üzere yapımına başlanılan taşınmazdan bağımsız bölüm satımına ilişkin geçerli bir sözleşme olmadan tarafların bağımsız bölüm satımında anlaşarak alıcının tüm borçlarını eda etmesi ve satıcınında bağımsız bölümü teslim ederek alıcının onu malik gibi kullanmasına rağmen satıcının tapuda mülkiyetin devrine yanaşmaması hallerinde; olayın özelliğine...
Kat 33 nolu bağımsız bölümü davalıların murisi T10'den satın alarak adına tescil yapıldığını, taşınmazın teslim edilmediğini, satış tarihinden sonra inşaat ruhsatındaki bağımsız bölüm sayısının 485 iken daha sonraki tadilat ruhsatlarına binaen daha fazla bağımsız bölüm inşaat edildiğini bazı ruhsatların iptal edildiğini, satışı yapan T10 ve bazı mirasçıların taşınmazın tapu kaydına rağmen taşınmazın 6. Katta olduğunu iddia ettiklerini belirterek davacının maliki bulunduğu bağımsız bölümün yerinin tespit edilerek davacı adına tahsisine karar verilmesini talep etmiştir. İddianın ileri sürülüş biçimine göre dava, davalı ile yapılan satış sözleşmesi kapsamında davacı tarafça satın alınan bağımsız bölümün belirlenerek tespiti istemine ilişkindir. Dava konusu taşınmaz davacı adına kayıtlı olup davacının tapu iptal ve tescile yönelik herhangi bir talebi bulunmamaktadır. Dairemizin görev alanı HSK'nın 01/09/2021 tarihli kararında belirtilen işlerle sınırlıdır....
Arsa maliki ile yüklenici arasında düzenlenen inşat sözleşmesi gereğince yükleniciden bağımsız bölüm temlik alınmasına dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil davaları ile ilgili olarak kanunlarımızda bir düzenleme mevcut olmadığından bu konulardaki uyuşmazlıkların çözümünde uygulanan 30.09.1988 tarihli ve 1987/2 1988/2 sayılı Yargıtay İBBGK Kararı ile “tapuda kayıtlı bir taşınmazın mülkiyetini devir borcu doğuran ve ancak yasanın öngördüğü biçim koşullarına uygun olarak yapılmadığından geçersiz bulunan sözleşmeye dayanılarak açılan bir cebri tescil davasının kural olarak kabul edilemeyeceği, bununla beraber Kat Mülkiyeti Kanununa tabi olmak üzere yapımına başlanılan taşınmazdan bağımsız bölüm satımına ilişkin geçerli bir sözleşme olmadan tarafların bağımsız bölüm satımında anlaşarak alıcının tüm borçlarını eda etmesi ve satıcının da bağımsız bölümü teslim ederek alıcının onu malik gibi kullanmasına rağmen satıcının tapuda mülkiyetin devrine yanaşmaması hallerinde; olayın özelliğine...