Davacı- karşı davalı vekili tarafından, davalılar- karşı davacı ve diğer davalılar aleyhine asıl dava 15.02.2010 ve birleştirilen dava 22.03.2010 gününde verilen dilekçe ile asıl davada elatmanın önlenmesi ve ecrimisil, karşı davada ... iptali ve tescil veya tazminat ve birleştirilen davada ... iptali ve tescil talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davanın kabulüne ve birleştirilen davanın reddine dair verilen 09.03.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı- karşı davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Asıl dava, elatmanın önlenmesi ve tazminat; karşı dava ve birleştirilen dava, yükleniciden bağımsız bölüm alan tüketicinin açtığı ... iptali ve tescil veya tazminat isteğine ilişkindir....
Arsa maliki ile yüklenici arasında düzenlenen inşat sözleşmesi gereğince yükleniciden bağımsız bölüm temlik alınmasına dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil davaları ile ilgili olarak kanunlarımızda bir düzenleme mevcut olmadığından bu konulardaki uyuşmazlıkların çözümünde uygulanan 30.09.1988 tarihli ve 1987/2 1988/2 sayılı Yargıtay İBBGK Kararı ile “tapuda kayıtlı bir taşınmazın mülkiyetini devir borcu doğuran ve ancak yasanın öngördüğü biçim koşullarına uygun olarak yapılmadığından geçersiz bulunan sözleşmeye dayanılarak açılan bir cebri tescil davasının kural olarak kabul edilemeyeceği, bununla beraber Kat Mülkiyeti Kanununa tabi olmak üzere yapımına başlanılan taşınmazdan bağımsız bölüm satımına ilişkin geçerli bir sözleşme olmadan tarafların bağımsız bölüm satımında anlaşarak alıcının tüm borçlarını eda etmesi ve satıcının da bağımsız bölümü teslim ederek alıcının onu malik gibi kullanmasına rağmen satıcının tapuda mülkiyetin devrine yanaşmaması hallerinde; olayın özelliğine...
Arsa payı veya bağımsız bölümlerin satılmasından sonra yüklenici edimlerini yerine getirmediği için sözleşmenin geriye etkili feshedildiği bir realitedir. Yukarıda izah edildiği gibi, yükleniciden arsa hissesi veya bağımsız bölüm satın alan iyi niyetli üçüncü kişinin TMK nın 1023. maddesine istinaden "tapuya güven ilkesi" gereğince iktisabının korunması gerekir. Bu ilkeden ancak üçüncü kişinin kötü niyetli olduğunun ispatlanması halinde vazgeçilebilir.Yüklenici adına yapılan tescil işlemini her halde "yolsuz tescil" kabul etmek, toplumda onarılmaz zararlara sebep olmakta ve adalet duygusuna zarar vermektedir. Yaptığı araştırmada tapu kaydının yüklenici adına olduğunu tespit eden birinin -aksi ispat edilmedikçe- iyi niyetli olmadığını söylemek mümkün olmadığı için "tapuya güven ilkesine" istinaden mülkiyet kazanımının korunması TMK nın 1023. maddesi ve hakkaniyet gereğidir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Dava, yükleniciden temlik alınan şahsi hakka dayalı tapu iptal, tescil ve eksik imalat ile yoksun kalınan kardan doğan tazminat isteği ile açılmış ise de, dava konusu bağımsız bölüm tapusu davacıya devredilmiş olup, istem bu nedenle sözleşmeden kaynaklanan tazminat isteğine ilişkin olduğundan, hükme yöneltilen temyiz itirazlarını inceleme görevi Dairemize değil Yüksek 13.Hukuk Dairesine aittir. Ne var ki; anılan Dairece de görevsizlik kararı verildiğinden ortaya çıkan görev uyuşmazlığının giderilmesi için dosyanın Yüksek Birinci Başkanlığa sunulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, görev sorunu giderilmek üzere dosyanın Yüksek Yargıtay Birinci Başkanlığı’na gönderilmesine, 12.09.2008 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
KARAR Asıl davada davacı vekili; davalı şirket ile arsa sahipleri arasında 16.02.2000 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldığını, davacının bu sözleşme uyarınca yükleniciye düşen 9 No'lu daireyi noterde düzenlenen satış vaadi sözleşmesi ile satın aldığını, ancak tapu devrinin yapılmadığını beyan ederek davaya konu taşınmazın tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tapuya tescilini talep etmiştir. Birleşen 2007/768 Esas sayılı ve 2007/323 Esas sayılı dosyalarında davalı yüklenici aleyhine açtığı asıl davadaki tapu iptal ve tescil talebine ek olarak, birleştirilen davalılar arsa sahipleri ve davaya konu 9 numaralı bağımsız bölümün tapu kayıt malikleri aleyhine, tapu iptal ve tescil, bunun mümkün olmaması halinde şimdilik 45.000,00 TL'nin davalılardan alınarak müvekkiline verilmesini talep etmiştir. Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır....
Mahkemece davalı arsa sahiplerinin yüklenici ile aralarında yaptıkları sözleşme gereğince kendilerine düşen 5 ve 6 nolu daireleri yükleniciden teslim aldıkları ve bu daireleri dava dışı üçüncü kişilere sattıkları, bu dairelerin yapı kullanma izinlerinin alındığı, davalı arsa sahipleri tarafından kendilerine düşen dairelerde sözleşmeye aykırılık olduğuna ilişkin dava açılmayıp herhangi bir tespit de yaptırılmadığı, arsa sahiplerinin dava konusu bağımsız bölümler dışında adlarına başkaca bağımsız bölüm bulunmadığından ortak alanlarındaki eksik imalât bedellerini isteyemeyecekleri gerekçesiyle asıl ve birleşen davada tapu iptâli ve tescil davalarının kabulüne karar verilmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki yüklenicinin temlikine dayanan tapu iptali tescil, 2. kademede tazminat davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 02.04.2018 gün ve 2016/11773 Esas, 2018/2524 Karar sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilmişti. Süresi içinde asıl dava davacısı ... vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Asıl ve birleştirilen dava, yükleniciden temlik alınan bağımsız bölüme ilişkin tapu iptal ve tescil, mümkün olmaması durumunda tazminat istemine ilişkindir. Asıl davada davacı vekili; davacının,......
Arsa maliki ile yüklenici arasında düzenlenen inşat sözleşmesi gereğince yükleniciden bağımsız bölüm temlik alınmasına dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil davaları ile ilgili olarak kanunlarımızda bir düzenleme mevcut olmadığından bu konulardaki uyuşmazlıkların çözümünde uygulanan 30.09.1988 tarihli ve 1987/2 1988/2 sayılı Yargıtay İBBGK Kararı ile “tapuda kayıtlı bir taşınmazın mülkiyetini devir borcu doğuran ve ancak yasanın öngördüğü biçim koşullarına uygun olarak yapılmadığından geçersiz bulunan sözleşmeye dayanılarak açılan bir cebri tescil davasının kural olarak kabul edilemeyeceği, bununla beraber Kat Mülkiyeti Kanununa tabi olmak üzere yapımına başlanılan taşınmazdan bağımsız bölüm satımına ilişkin geçerli bir sözleşme olmadan tarafların bağımsız bölüm satımında anlaşarak alıcının tüm borçlarını eda etmesi ve satıcının da bağımsız bölümü teslim ederek alıcının onu malik gibi kullanmasına rağmen satıcının tapuda mülkiyetin devrine yanaşmaması hallerinde; olayın özelliğine...
Mahallesinde bulunan, 31376 ada, ... parsel sayılı, ... bağımsız bölüm nolu taşınmazın, yine davalılardan ... adına kayıtlı ... bağımsız bölüm nolu taşınmazın tapu kayıtlarının iptali ile davacı ... adına tesciline, davalılardan ... adına kayıtlı ... bağımsız bölüm nolu ve davalı ... adına kayıtlı ... bağımsız bölüm nolu taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı ... adına tesciline, davalılardan ... adına kayıtlı ... bağımsız bölüm nolu taşınmazın tapu kaydının iptali ile 61/80 hissesinin davacı ..., .../80 hissesinin ..., .../40 hissesinin davacı ... adına tesciline dair verilen karar, bir kısım davalıların temyizi üzerine 04.....2012 tarih 5474 E. ve 7139 K. sayılı ilamıyla onanmıştır. Bu kez davalılar ..., ..., ... vekili karar düzeltme talebinde bulunmuştur. Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip ... ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, HUMK'nın 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir....
Bunun yanında, asıl davada davacı yüklenicinin, tapu iptal ve tescil yönünden davayı takip etmediği, asli müdahillerin tapu iptal ve tescil davasını sürdürdüğü nazara alınmadan hem tazminat hem de tapu iptal ve tescil talepleri için reddedilen kısım üzerinden birlikte vekalet ücreti hesap edilerek davacı yüklenici ve asli müdahillerden tahsiline karar verilmesi de kabule göre hatalı olduğu gerekçesiyle 08.05.2015 tarihinde bozulmuştur. Davacı yüklenici vekili ile davalı arsa sahibi vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur. Yargıtay ilamında belirtilen gerektirici sebeplere göre, HUMK'nın 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir....