WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ye devredilen 200 adet hissenin de geçerli bir devir olup, korunması gerektiğini ileri sürerek, 10.08.2011 tarih, 2011/5 sayılı yönetim kurulu kararının mutlak butlanla batıl olduğunun tespitini, sermayesi 500.000 TL, nama yazılı hisse adedi 5000 olan şirketin yasal hisse dağılımının tespitini, müvekkillerinin ayrı ayrı hisse dağılımlarının tespitini, 08.09.2006 tarih, 2006/1 sayılı yönetim kurulu kararı ile gündeme alınarak müvekkili ...'ye ödenmesine karar verildiği halde ödenmeyen 24.000,00 TL'nin 08.09.2006 tarihinden itibaren işleyecek mevduata uygulanacak en yüksek faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, davalı şirket yönetim kurulunun hissedarlık sıfatı kalmayan kişilerden oluştuğunun tespiti ile şirkete kayyum tayin edilmesini talep ve dava etmiştir....

    Dava, limited şirket yönetim kurulu kararlarının batıl olduğunun tespiti istemine ilişkin olup mahkemece yazılı olduğu şekilde davanın reddine karar verilmiştir. Dava konusu yönetim kurulu kararlarının alındığı tarihte yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK'nın 330. maddesinin 1. fıkrası “Esas mukavelede aksine hüküm olmadıkça idare meclisinin bir karar verebilmesi için, azaların en az yarısından bir fazlasının hazır olması şarttır. Kararlar, mevcut azaların ekseriyetiyle verilir.” hükmünü amirdir. Anılan hüküm toplantı yeter sayısı bakımından emredici nitelikte olup davalı şirketin ana sözleşmesinde de aksine herhangi bir hüküm bulunmamaktadır. Dava konusu olayda, davalı şirketin yönetim kurulu 3 kişiden oluşmaktadır....

      ne ait hisse senetlerini 1950 yıllarında satın aldığını, ellerindeki Halkbank A.Ş. hisse senetlerine dayanarak, davalı bankadan senetlerinin kar paylarını almak ve sermaye artırımlarına katılmak istemeleri üzerine, mülkiyet haklarının, yıllara sari olarak hukuka aykırı işlem ve eylemlerle değersizleştirilerek gasp edildiğini öğrendiklerini ileri sürerek davalının tüm Genel Kurul ve Yönetim Kurulu kararlarının, mutlak butlanla batıl ve yok hükmünde olduğunun tespiti ile, 1969 yılından günümüze kadar, paydaşlar aleyhine alınmış (müvekkiline kar payı ödenmemesine, bedelsiz hisse senedi verilmemesine, sermaye artırımına katılmamasına vs dair) tüm Genel Kurul ve Yönetim Kurulu kararlarının iptaline, şimdiye kadar ödenmemiş kar paylarına mahsuben şimdilik 50,00 YTL'nin, tahakkuk tarihlerinden itibaren reeskont faizi ile davalılardan tahsili ile, davacılara ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur....

        Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2016/424 Esas sayılı dava dosyasında, davalı kooperatifin 03.04.2016 tarihli genel kurulunda toplantı ve karar nisabı sağlanmadığı ileri sürülerek genel kurulun mutlak butlanla Batılı olduğunun tespiti ile iptali, bir seçimli olağanüstü genel kurulun toplanabilmesi için çağrı heyeti oluşturulmasının talep ve dava edildiği, anılan iş bu dava dosyasının bekletici mesele yapıldığı, mahkemece 2017/42 karar sayılı ilamı ile genel kurul toplantısında 3,4,5,6 ve 7 nolu gündem maddeleri ile alınan kararların Batıl olmadığından iptal talebinin reddine, 8 nolu gündem maddesinin batı olduğunun tespiti, davacıların TTK 'nun 410/ 2 maddesi uyarınca davalı kooperatifi genel kurula çağrı için izin verilmesi talebinin şartları oluşmadığından reddine, davalı kooperatifin 03.04.2016 tarihli genel kurulunda yönetim kurulu asil ve 7 yedek üye seçimi ile denetim kurulu asil üyenin seçime ilişkin 8 nolu gündem maddesi ile ilgili alınan kararlarının yürütülmesinin 1163 sayılı Kooperatif...

        Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2016/424 Esas sayılı dava dosyasında, davalı kooperatifin 03.04.2016 tarihli genel kurulunda toplantı ve karar nisabı sağlanmadığı ileri sürülerek genel kurulun mutlak butlanla Batılı olduğunun tespiti ile iptali, bir seçimli olağanüstü genel kurulun toplanabilmesi için çağrı heyeti oluşturulmasının talep ve dava edildiği, anılan iş bu dava dosyasının bekletici mesele yapıldığı, mahkemece 2017/42 karar sayılı ilamı ile genel kurul toplantısında 3,4,5,6 ve 7 nolu gündem maddeleri ile alınan kararların Batıl olmadığından iptal talebinin reddine, 8 nolu gündem maddesinin batı olduğunun tespiti, davacıların TTK 'nun 410/ 2 maddesi uyarınca davalı kooperatifi genel kurula çağrı için izin verilmesi talebinin şartları oluşmadığından reddine, davalı kooperatifin 03.04.2016 tarihli genel kurulunda yönetim kurulu asil ve 7 yedek üye seçimi ile denetim kurulu asil üyenin seçime ilişkin 8 nolu gündem maddesi ile ilgili alınan kararlarının yürütülmesinin 1163 sayılı Kooperatif...

          Buna göre davacı vekilinin davacı yönetim kurulu üyesinin yokluğunda ve kendisine usulüne uygun çağrı yapılmayan yönetim kurulu toplantısında alınan kararların batıl sayılması gerekeceği yönündeki istinafı yerinde görülmemiştir. " gerekçesi ile verdiği kararda yönetim kurulu üyesinin yönetim kurulu toplantısından bir şekilde haberdar olduğunun anlaşılması halinde söz konusu kararın batıl olduğunun istenemeyeceğini belirtmiştir. ------- sayılı ilamlarında da belirtildiği üzere; 6102 saylı TTK'nın 410/1. maddesine göre genel kurul, süresi dolmuş olsa bile yönetim kurulu tarafından toplantıya çağrılabilir. TTK'nın 390/4. maddesi gereğince, üyelerden hiçbiri toplantı yapılması isteminde bulunmadığı takdirde, ------- üyelerinden birinin belirli bir konuda yaptığı karar şeklinde yazılmış önerisine en az üye tam sayısının çoğunluğunun yazılı onayı alınmak suretiyle verilebilir. Aynı önerinin tüm yönetim kurulu üyelerine yapılmış olması bu yolla alınacak kararın geçerlilik şartıdır....

            Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre; e-mail ve yazışmalardan davacının yönetim kurulu toplantısından haberinin olduğu, 6102 sayılı TTK' de yönetim kurulunun toplantıya çağrılma usulüne dair her hangi bir hüküm bulunmadığı gibi şirket ana sözleşmesinde de düzenleme bulunmadığı, davalı şirketin batıl olduğunun tespiti isteminin 23/11/2016 tarih 08 sayılı yönetim kurulu kararının 3 üyeden 2 sinin katılımı ve 3 yönetim kurulu üyesinden 2 üyenin kabulü ile alındığı, kararın çoğunluk ilkesine uygun olduğu, davalı şirket ana sözleşmesinde yönetim kurulunun üye tam sayısı ile toplantısına ve oybirliği ile karar alınmasına ilişkin bir hüküm bulunmadığı, davalı şirketin tüzel kişiliğinin bulunduğu şirket esas sözleşmesinde genel müdürlük ve yönetim kuruluna ilişkin değişiklik yapılmadığı, esas sözleşmenin geçerliği olduğu, alınan kararların paydaşların haklarını etkileyecek bir niteliğe sahip olmadığı gibi yasaya yada esas sözleşmeye aykırı ve yönetim kurulu kararının butlanını gerektirir bir sebebin...

              Yönetim kurulunun iptali davasında 22/11/2019 tarihli toplantının çağrısız yapıldığı ve yönetim kurulu üyelerinden Sedat Ökten'in kendisini yönetim kurulu başkanı seçtirdiğini, bu kararın geçersiz olduğunu, haliyle genel kurul çağrısının da geçersiz olduğunu ileri sürmüştür. 6102 sayılı TTK'nın 410- (1) maddesine göre genel kurula çağrı süresi dolmuş olsa bile yönetim kurulu tarafından yapılır....

              Asliye Ticaret Mahkemesi'nce verilen 09.03.2016 gün ve 2014/513 - 2016/158 sayılı kararı bozan Daire'nin 20.12.2018 gün ve 2017/261 - 2018/8147 sayılı kararı aleyhinde davacı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği de anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği konuşulup düşünüldü: Davacı vekili, davacının davalı şirket yönetim kurulu üyesiyken yönetim kurulu başkanı olan ... ile çıkan muaraza sonrasında Ticaret Sicil Gazetesinde şirket yönetiminden 11.04.2012 tarihli istifasına dair ilân edilmiş yönetim kurulu kararı ile karşılaştığını, müvekkilinin istifasının söz konusu olmadığını ileri sürerek, davalı ... Ticaret A.Ş.’nin 11.04.2012 gün ve 2012/2-3 sayılı yönetim kurulu kararlarının batıl olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

                Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2023/63 E. sayılı dava dosyasında da bu defa davalı şirket yönetim kurulunun 06.01.2023 tarih ve 2023/1 sayılı kararının batıl olduğunun tespiti ve pay defterinde gerçekleştirilen hukuka aykırı kaydın düzeltilmesi yönünde karar verileceği kanaatinde olduklarını, böylece batıl olan yönetim kurulu kararına dayanılarak pay defterine işlenen hukuka aykırı kayıt düzeltilerek müteveffaya ait hisselerin yeniden tereke adına kaydedilmiş olacağını, Hal böyle iken müteveffa ...'...

                  UYAP Entegrasyonu