Ayrıca kendisine kişisel ilişki hakkı tanınan davalı-davacı babanın, bu hakkını amacına aykırı olarak kullandığını kabule yeterli delil mevcut olmadığı gibi, kişisel ilişki sebebiyle çocuğun huzurunun ciddi olarak tehlikede olduğuna ilişkin bir delil de bulunmamaktadır. Çocuk ile ana ve babası, düzenli kişisel ilişki elde etme ve bu ilişkiyi sürdürme hakkına sahiptir. Ana ve babası ayrı olan çocuğun ebeveynleriyle düzenli kişisel ilişki kurması ve bu ilişkiyi sürdürmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de haktır. Kişisel ilişki sadece çocuğun yüksek yararı gerektirdiği takdirde kısıtlanabilir veya kaldırılabilir. O halde, davalı-davacı baba ile ortak çocuk arasında kişisel ilişkinin daha uzun süreli ve yatılı olacak şekilde düzenlenmesine karar verilecek yerde, kişisel ilişkinin sınırlandırılarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir....
Alanur da diğer çocuk İzara'nın da tüm bakımları ile hem fiilen hem de maddi olarak her zaman davalı müvekkilinin ilgilendiğini, müvekkilinin çocuğunun doğumundan itibaren yurt dışında kaldığı sürelerde düzenli olarak para yolladığını, yine davacının ve çocukların rahat yaşaması için araba ve ev aldığını, müvekkilinin özürlü çocuğuna psikolojik ve fiziki şiddet uyguladığı iddiasının da kabulü mümkün olmadığını, davacının ve çocukların bu konuda resmi makamlara yansımış herhangi bir başvurusunun olmadığını, müvekkilinin Alanur'un özürlü durumunu fırsata çevirme gayesi olsa tarafların boşandığı 2010 yılından itibaren velayet hakkı kendisinde iken çocuğunu yurt dışına götürüp iddia edilen işlemleri yapacağını, müvekkilinin çocuklarla kişisel ilişki esnasında kaçırma ile hareket ettiği yönündeki iddiaları kabul etmediklerini, kişisel ilişki esnasında çocukları uzun süre göremeyen müvekkilinin tekrar yurt dışına gideceğinden iki gün olan kişisel ilişki hakkını yarım gün aşarak çocukları ile...
Dosya kapsamından kişisel ilişki kurulması talep edilen çocuk ...’ın anne ve babası arasında boşanma davasının devam ettiği ve çocuğun velayeti hakkında henüz bir karar verilmediği, babanın yurt dışında yaşadığı ve çocuk ile babanın kişisel ilişki kurmadığı, babaannenin 12.06.2013 doğumlu torunu ile kişisel ilşki kurmak istediği anlaşılmaktadır. Türk Medeni Kanunu'nun 325. maddesinde "Olağanüstü haller mevcutsa, çocuğun menfaatine uygun düştüğü ölçüde çocuk ile kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkı diğer kişilere, özellikle hısımlarına da tanınabilir" denilmektedir. Ortada davacıya kişisel ilişki hakkı tanınmasını gerekli ve haklı kılan olağanüstü bir durum bulunmamaktadır. O halde davanın reddi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamış bozmayı gerektirmiştir....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Torunla Kişisel İlişki Kurulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı, kişisel ilişki kurulması istenilen 26.10.2007 doğumlu ...’in babaannesidir. Davacının oğlu ve küçüğün babası ... 22.06.2014 tarihinde vefat etmiştir. Olağanüstü hallerin varlığı halinde, çocuğun babaannesinin de çocukla kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkı mevcuttur (TMK m. 325). Davacının oğlu olan baba vefat ettiğine göre, olağanüstü halin mevcut olduğunun kabul edilmesi gerekir....
ilişki tesisine ve Tarkan'ın yurt dışına çıkarılmamasına dair kararın kaldırılmasına karar verilmiştir....
dışı giriş çıkış kayıtlarına göre davacının yurt dışında iken Türkiye'deki genel tatillerde çalıştığı anlaşılmış, dosya kapsamından davalı işyerinde kullanmadığı 90 gün yıllık izni olduğu ve davalının davacının yıllık izinlerini kullandığını işyerinde usülüne uygun olarak tutulmuş davacının imsazı olan yıllık izin defteri veya eşdeğer belge ile ispat edemediğinden yıllık izin ücreti alacağının davalıdan alınması tespiti ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir....
Mahkemece davalı ile küçük arasında kişisel ilişki kurulurken çocuğun mevcut durumu, 3- 6 yaş arası ve 7 yaşını doldurmasından sonrası ayrı ayrı düzenlenerek, kademeli bir kişisel ilişki düzenlemesi yapılmıştır. Değişen koşullara göre, küçüğün yaşı ve eğitim durumu gözetilerek kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi her zaman istenebilir. Kişisel ilişki kurulmasına yönelik hüküm kurulurken; gelecek yıllardaki koşullar önceden bilinemeyeceğinden, şimdiden küçük ile davalı arasında kademeli bir şekilde kişisel ilişki düzenlenmiş olması doğru bulunmamış, bu husus yeniden yargılama gerektirmediğinden, babalık duygularını tatmine elverişli, çocuğun da baba sevgi ve şevkatini yaşayacağı yeterlilikte yeni bir düzenlemenin dairemizce yapılması gerekmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Velayetin Değiştirilmesi-Kişisel İlişkinin Yeniden :Düzenlenmesi-Eğitim Gideri-İştirak Nafakasının Düzenlenmes Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı tarafından kişisel ilişki düzenlemesi, eğitim gideri ve vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 136.00 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak...
kişisel ilişki düzenlemesi doğru bulunmamaktadır....
Haftası Pazartesi günü saat 10:00 ile takip eden Pazar günü saat 17:00 arasında, bayramların 2.günü saat 10:00 ile 3. günü saat 18:00 arasında, yaz tatilinde 1 Ağustos günü saat 10:00 ile 30 Ağustos günü saat 18:00 arasında baba yanında kalacak şekilde kişisel ilişki tesis edilmiştir. Bu şekilde tesis edilen kişisel ilişki çocuğun her hafta yer değiştirmesi suretiyle örselenmesine neden olup, usul ve yasaya aykırıdır. Ancak, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün bu bölümünün düzeltilerek onanması gerekmiştir (HUMK.md.438/7). SONUÇ: Yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple, gerekçeli kararın hüküm fıkrasının 3. bendinin hükümden tamamen çıkartılmasına, yerine "Velayeti davacı anneye verilen 28.12.2011 doğumlu müşterek çocuk ... ile davalı baba arasında, her ayın 1. ve 3. hafta sonları Cumartesi günü saat 10.30 ile takip eden Pazar günü saat 17.30 saatleri arasında, sömestr tatilinin 2. günü saat 10.30 ile 7....