Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

in mirasçısı olan davacı yönünden mirasçıların hakları korunmadan yapılan intikal ve tescile ilişkin işlemlerin davacıya düşen pay açısından hukuki dayanağı olmadığını, yok hükmünde olduğunu, yolsuz olan tescilin tespit sonrası zaman diliminde olduğunu, 3402 sayılı Yasa'nın 12/3. maddesinin tespit öncesi nedene dayalı itirazlar için on yıllık hak düşürücü süre öngördüğünü, ancak somut olayda yolsuz tescil sebebinin bu kapsamda değil, tespitten sonraki nedene dayandığını, 1995 yılında kesinleşen ... Kadastro Mahkemesinin 1994/142 Esas sayılı dosyası için yargılamanın iadesi davası açıldığını, bu nedenle kadastro tutanaklarının 2018 yılında kesinleştiğini, ......

    Dava, yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptal tescil davasıdır. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacı ile dava dışı ... arasında borç ilişkisi bulunduğu ancak, aralarında yaptıkları 07/06/2006 tarihli ibraname ile...’nin davacıdan bir alacağının kalmadığı yazılmasına rağmen, davacı aleyhine ... 3. İcra Müdürlüğü 2007/7089 E sayılı dosyası üzerinden kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip başlatıldığı, ... 4. İcra Müdürlüğü 2007/7089 Esas sayılı dosyasında taşınmazın satışa çıkarıldığı ve 20/01/2009 tarihli açık artırmada davalı adına tesciline karar verildiği, bu sırada davacının ... 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2008/2002 Esas sayılı dosyasında açtığı menfi tespit davası sonucunda, davacının borçlu olmadığının tespitine karar verildiği ve kararın 21/03/2013 tarihinde kesinleştiği, diğer yandan davacının ihalenin yolsuz olduğu iddiasıyla ... 2....

      Belirtilen ilke, TMK’nın 1023. maddesinde aynen “tapu kütüğündeki sicile iyiniyetle dayanarak mülkiyet veya başka bir ayni hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur” hükmü yer almış, aynı ilke tamamlayıcı madde niteliğindeki TMK’nın 1024. maddesinde de “Bir aynı hak yolsuz olarak tescil edilmiş ise bunu bilen veya bilmesi gereken üçüncü kişi bu tescile dayanamaz” biçiminde vurgulanmıştır. Ne var ki, tapulu taşınmazların intikallerinde, huzur ve güveni koruma, toplam düzenini sağlama uğruna, tapu kaydında ismi geçmeyen ama asıl malik olanın hakkı feda edildiğinden iktisapta bulunan kişinin, iyiniyetli olup olmadığının tam olarak tespiti büyük önem taşımaktadır. Gerçekten, kayıt malikinin mülkiyeti kötüniyetle kazandığı ileri sürülmüşse, üçüncü kişinin ayni hakkın yolsuz olarak tescil edildiğini bilen veya bilmesi gereken şahıs olup olmadığına bakılması gerekir....

        "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Dava, 2/B niteliği ile tespit ve tescil edilen taşınmazın kullanıcısı olan davalıya 6292 sayılı Yasa uyarınca kayden satılmasından sonra yolsuz tescile dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olup, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun Geçici 14. maddesi ve Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 2019/1 sayılı iş bölümü kararı uyarınca temyiz inceleme görevi Yargıtay 20. Hukuk Dairesine ait olmakla beraber daha önce Yargıtay Hukuk İş Bölümü İnceleme Kurulu'nun 26.04.2016 tarih ve 2016/24877 Esas ve 2016/18530 Karar sayılı kararı ile dosyanın temyiz incelemesi yapmakla görevli Yargıtay 20. Hukuk Dairesi Başkanlığı'na gönderilmesi gerekirken "maddi hata" sonucu Dairemize gönderildiği ve esas defterine kaydedildiği anlaşılmakla, dosyanın Yargıtay 20....

          HUKUK DAİRESİ Dava, kullanım kadastrosu sonucunda Hazine adına tespit ve tescil edilen taşınmazın, kullanıcısı olan davalılara 6292 sayılı Yasa uyarınca kayden satışından sonra yolsuz tescile dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olup, Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 23.01.2020 tarih ve 1 sayılı kararı ile kabul edilen Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü ve 07.07.2020 tarih ve 2020/173 sayılı Yargıtay Birinci Başkanlar Kurulu kararının 3. maddesinin B/b bendi uyarınca temyiz inceleme görevi Yargıtay 5. Hukuk Dairesi'ne ait bulunmaktadır. Bu nedenle dosyanın, anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 30.11.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Somut olaya gelince; davacı, satış vaadi sözleşmesine dayalı olarak tapu iptal ve tescil davası açmış olup yargılama sırasında taşınmazın ...’a devredilmesi üzerine HMK'nın 125. maddesi uyarınca husumeti, ...’a yöneltmişir. Dairemizin bozma ilamı sonrası davacı vekili 08.02.2022 tarihli dilekçesinin açıklama kısmında, ilk kayıt maliki davalı ... ile aralarında inançlı bir temlik olduğundan ve davalı ... adına yolsuz tescil yapıldığından bahsetmiştir. Dilekçesinin sonuç kısmında ise; ıslah talebinin kabulü ile yolsuz tescilin araştırılmasını, dekontu elinde olmayan ödemeler kabul edilmediği takdirde bu miktarı ödemek üzere uygun bir mehil verilmesini, yolsuz yapılan tapu kayıtlarının iptali ile her iki parselin malikinin davacı olduğunun tespiti ile davacı adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir. Bu haliyle davacı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 125. maddesi uyarınca seçimlik hakkını dava konusu taşınmazları yargılama devam ederken satın alan ...'...

              Oysa, oluşan sicilin hukuken geçerli bir sebebi bulunmadığı takdirde, tescilin yolsuz tescil niteliğini taşıyacağı ve sicilin iptali gerekeceğinde kuşku yoktur. 6.2.2. TMK’nın 1023. maddesinde; “ Tapu kütüğündeki tescile iyiniyetle dayanarak mülkiyet veya bir başka aynî hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur.", 1024/1. maddesinde; “ Bir ayni hak yolsuz olarak tescil edilmiş ise, bunu bilen veya bilmesi gereken üçüncü kişi bu tescile dayanamaz.”, 1024/2. maddesinde; “Bağlayıcı olmayan bir hukukî    işleme dayanan veya hukukî sebepten yoksun bulunan tescil yolsuzdur.”, 1024/3. maddesinde; “ Böyle bir tescil yüzünden ayni hakkı zedelenen kimse, tescilin yolsuz olduğunu iyiniyetli olmayan üçüncü kişilere karşı doğrudan doğruya ileri sürebilir.” düzenlemelerine yer verilmiştir. 6.3....

                Ancak, bu hâllerde malikin tasarruf işlemleri yapabilmesi, mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmiş olmasına bağlıdır.” 1022/1. maddesinde; “Aynî haklar, kütüğe tescil ile doğar; sıralarını ve tarihlerini tescile göre alır.”, 1023. maddesinde; “Tapu kütüğündeki tescile iyiniyetle dayanarak mülkiyet veya bir başka aynî hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur.", 1024/2. maddesinde; “Bağlayıcı olmayan bir hukukî işleme dayanan veya hukukî sebepten yoksun bulunan tescil yolsuzdur.”, 1025/1-2. maddesinde "Bir aynî hak yolsuz olarak tescil edilmiş veya bir tescil yolsuz olarak terkin olunmuş ya da değiştirilmiş ise, bu yüzden aynî hakkı zedelenen kimse tapu sicilinin düzeltilmesini dava edebilir. İyiniyetli üçüncü kişilerin bu tescile dayanarak kazandıkları aynî haklar ve her türlü tazminat istemi saklıdır." düzenlemelerine yer verilmiştir....

                  TMK'nın 1023. maddesi; "Tapu kütüğündeki tescile iyiniyetle dayanarak mülkiyet veya bir başka aynî hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur. TMK'nın 1025. Maddesi; "Bir aynî hak yolsuz olarak tescil edilmiş veya bir tescil yolsuz olarak terkin olunmuş ya da değiştirilmiş ise, bu yüzden aynî hakkı zedelenen kimse tapu sicilinin düzeltilmesini dava edebilir. İyiniyetli üçüncü kişilerin bu tescile dayanarak kazandıkları aynî haklar ve her türlü tazminat istemi saklıdır." TMK'nın 1024. Maddesi; " Bir aynî hak yolsuz olarak tescil edilmiş ise, bunu bilen veya bilmesi gereken üçüncü kişi bu tescile dayanamaz. Bağlayıcı olmayan bir hukukî işleme dayanan veya hukukî sebepten yoksun bulunan tescil yolsuzdur. Böyle bir tescil yüzünden aynî hakkı zedelenen kimse, tescilin yolsuz olduğunu iyiniyetli olmayan üçüncü kişilere karşı doğrudan doğruya ileri sürebilir." TMK'nın 1013. Maddesi;" Tescil, tasarrufa konu olan taşınmaz malikinin yazılı beyanı üzerine yapılır....

                    Mahkemece yolsuz tescil nedenine dayalı tapu iptal ve tescil davasını toplanan delillere göre tapu malik olan davalıların TMK 1023. maddesine göre iyiniyetli oldukları kötüniyetli oldukları ispatlanamaması nedeniyle reddi isabetlidir. Ancak mahkemece davalılar vekili lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu