Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki alacak davası hakkında Asliye Hukuk Mahkemesi ve Asliye Ticaret Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, sebepsiz zenginleşme hukuki nedenine dayalı alacak istemine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesince, TTK.nin 4. ve 5. maddeleri gereğince davanın ticari dava olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir. Asliye Ticaret Mahkemesi ise, davanın sebepsiz zenginleşme hukuksal nedenine dayalı alacak davası niteliğinde olduğu, taraflar tacir olmadığı gibi, aralarında hiçbir ticari ilişki bulunmadığı gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir....

    Tapuya kayıtlı taşınmazların satışına ilişkin sözleşme, resmi şekilde yapılmadığı takdirde TMK 706, TBK 237, Tapu Kanunun 26. ve Noterlik Kanunun 60. maddeleri uyarınca hukuken geçersiz olup geçerli bir sözleşme bulunmadığından tarafların sözleşmeye dayalı hak ve borçları da söz konusu olmayacaktır. Ancak bu durumda taraflar, geçersiz sözleşmeye dayalı olarak karşı tarafa ödedikleri bedeli sebepsiz zenginleşme kurallarına göre geri isteyebilir. Sebepsiz zenginleşme, bir kimsenin mal varlığının haklı bir sebep olmaksızın diğer bir kimsenin mal varlığı aleyhine çoğalmasıdır. Sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak talep edilebilmesi için borçlunun mal varlığında, bir başkasının aleyhine bir zenginleşme meydana gelmeli, zenginleşme ve zenginleştirici olay arasında illiyet bağı bulunmalı ve zenginleşme haklı bir sebebe dayanmamalıdır....

    Sebepsiz zenginleşme talebinde bulunulabilmesi için, hamilin müracaat hakkının düşmesi veya zamanaşımına uğramasından dolayı bir zararının ortaya çıkmış olması gerekir. Zararın mevcudiyeti, sebepsiz zenginleşme talebinin kabul şartıdır. Zararın varlığının kabulü için, hamile ait ve tahsili mümkün olan bir alacak hakkının düşmesi veya zamanaşımına uğraması sonucu borçlu nezdinde oluşan zenginleşmenin, bundan başka bir sebebinin bulunmaması, yani sebepsiz olması yeterlidir. Sebepsiz zenginleşmeye dayalı davalarda ispat yükü, sebepsiz zenginleşmediğini veya senet bedelini cirantalardan birine veya hamile ödediğini savunan keşideciye aittir. Diğer bir deyişle keşideci, ancak bu ispat yükümlülüğünü yerine getirdiği takdirde sorumluluktan kurtulabilir. Zira, hamilden temel ilişkiyi ve bu temel ilişkiden ötürü keşidecinin bir borcunun bulunmadığını ispat etmesi beklenemez. Bu nedenle keşidecinin, sebepsiz zenginleşmesinin söz konusu olmadığını ispat etmesi gerekir....

      (TBK madde 39) Sözleşme iptal edilmekle yapıldığı andan itibaren ortadan kalkacağı için, yerine getirilen edim istihkak davası (tapulu taşınmazlarda iptal ve tescil davası), bunun mümkün olmadığı hallerde sebepsiz zenginleşme davası ile geri istenebilir. 2. TMK’nın 1023 üncü maddesinde; “Tapu kütüğündeki tescile iyiniyetle dayanarak mülkiyet veya bir başka aynî hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur.", 1024/1. maddesinde; “ Bir ayni hak yolsuz olarak tescil edilmiş ise, bunu bilen veya bilmesi gereken üçüncü kişi bu tescile dayanamaz.” 1024/2. maddesinde; “Bağlayıcı olmayan bir hukukî işleme dayanan veya hukukî sebepten yoksun bulunan tescil yolsuzdur.” 1024/3. maddesinde; “Böyle bir tescil yüzünden ayni ... zedelenen kimse, tescilin yolsuz olduğunu iyiniyetli olmayan üçüncü kişilere karşı doğrudan doğruya ileri sürebilir.” düzenlemelerine yer verilmiştir. 3....

        İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve çekişmeli taşınmazın dosyadaki müfettiş raporuna göre eylemli orman olması nedeniyle, 2/B madde uygulamasına konu edilebilecek yer olmadığı ve eylemli orman alanları ile çevrili olduğu, taşınmazın beyanlar hanesindeki şerhten dolayı taşınmazın niteliğini bilen davalıların Medeni Yasanın 1023 (931). maddesinden yararlanamayacağı, orman olan yerler hakkında oluşturlan tapu kayıtlarının yolsuz tescil niteliğinde olduğu ve taşınmazın niteliğini değiştirmeyeceği, her nasılsa özel mülkiyet olacak şekilde sicil oluşturulmasının yasal dayanağının bulunmadığı ve yolsuz tescil niteliğinde olduğu, [Medeni Yasanın 1025 (933)], 2/B madde uygulama işleminin de mahkemece iptal edildiği, davalılar tarafından koşulları varsa sebepsiz zenginleşme kurallarına dayanarak satış bedelinin sorumlu kişi ya da kuruluşlar tarafından kendilerine ödenmesini isteyebileceği gözönünde bulundurularak davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığına...

          Taraflar arasında temel ilişki yoksa, 6102 sayılı TTK'nın 732. maddesine göre sebepsiz zenginleşmeye dayalı olarak dava açılabilir. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK’nun 732. maddesinde düzenlenen sebepsiz zenginleşme hukuksal nedenine dayalı olarak açılan takip ve davalarda zamanaşımı süresi senedin zamanaşımına uğradığı tarihten itibaren 1 yıldır. İspat yükü, sebepsiz zenginleşmediğini iddia edene (keşideciye) aittir....

            (E.M.Y.nın 934 - İsviçre 976) maddesi gereğince sicilin hiç bir süreye bağlı kalmadan her zaman iptal edileceği, somut olayda 3402 sayılı Yasanın 12/3. maddesi hükümlerinin uygulanma olanağının bulunmadığı, baştan beri yolsuz tescil niteliğinde oluşturulan sicil kaydının başlangıcından itibaren yolsuz ve geçersiz olan tapu kaydının iptaline ilişkin mahkeme kararının yenilik doğuran (inşai) mülkiyet hakkını sona erdiren bir hüküm olmayıp, mevcut durumu saptayıp hukuksallaştıran, açıklayıcı (izhari), başka bir anlatımla; sicilin oluştuğu tarihten itibaren mülkiyet hakkının doğmadığını, sicilin yolsuz ve geçersiz olduğunu belirleyen bir hüküm olacağı, bu tür kayıtlarda T.M.Y.'nın 1023....

              İsviçre 976) maddesi gereğince sicilin hiç bir süreye bağlı kalmadan her zaman iptal edileceği, dava konusu parselin tapu kaydı kadastro yoluyla oluşturulmadığından, somut olayda 3402 Sayılı Yasanın 12/3. maddesi hükümlerinin uygulanma olanağının da bulunmadığı, baştan beri yolsuz tescil niteliğinde oluşturulan sicil kaydının, davalıya hiç bir zaman mülkiyet hakkı kazandırmayacağı ve başlangıcından itibaren yolsuz ve geçersiz olan tapu kaydının iptaline ilişkin mahkeme kararının yenilik doğuran (inşai) mülkiyet hakkını sona erdiren bir hüküm olmayıp, mevcut durumu saptayıp hukuksallaştıran, açıklayıcı (ihzari), başka bir anlatımla; sicilin oluştuğu t arihden itibaren mülkiyet hakkının -2- 2010/12436-16389 doğmadığını, sicilin yolsuz ve geçersiz olduğunu belirleyen bir hüküm olduğu, bu tür kayıtlarda T.M.Y.'nın 1023....

                (E.M.Y. 934 - ... 976) maddesi gereğince sicilin hiç bir süreye bağlı kalmadan her zaman iptal edileceği, dava konusu parselin tapu kaydı kadastro yoluyla oluşturulmadığından, somut olayda 3402 Sayılı Yasanın 12/3. maddesi hükümlerinin uygulanma olanağının da bulunmadığı, baştan beri yolsuz tescil niteliğinde oluşturulan sicil kaydının, davalıya hiç bir zaman mülkiyet hakkı kazandırmayacağı ve başlangıcından itibaren yolsuz ve geçersiz olan tapu kaydının iptaline ilişkin mahkeme kararının yenilik doğuran (inşai) mülkiyet hakkını sona erdiren bir hüküm olmayıp, mevcut durumu saptayıp hukuksallaştıran, açıklayıcı (ihzari), başka bir anlatımla; sicilin oluştuğu tarihden itibaren mülkiyet hakkının doğmadığını, sicilin yolsuz ve geçersiz olduğunu belirleyen bir hüküm olduğu, bu tür kayıtlarda T.M.Y.'nın 1023. (E.M.Y.931 - ......

                  Köyünde 1947 yılında orman tahdidinin yapıldığı ve tahdidin kesinleştiği, 1963 yılında yapılan genel arazi kadastrosu sonucunda orman sınırı içerisinde kalan dava konusu yerin 549 parsel numarası verilerek tarla vasfı ile tapuya tescil edildiği, bilahare 23.01.1987 yılında kesinleşen orman tahdidinin aplikasyonu ve 2/B maddesi uygulaması ile taşınmazın (Hazine adına) orman dışına çıkarıldığı anlaşılmaktadır. Kural olarak sebepsiz zenginleşmeden ... borcun alacaklısı, mal varlığında sebepsiz olarak bir eksilme meydana gelen kimsedir. Davaya konu olayda, davalılara ait olan tapu kaydı, taşınmaz orman sınırı içinde iken oluşturulmuştur. Bu durumda orman kadastrosu daha önce yapılıp kesinleştiğinden taşınmaz orman kadastrosu sınırları içinde olacağından arazi kadastro ekiplerinin bu durumu gözönünde bulundurmadan hata ile ikinci kere kadastrosunu yapıp yolsuz olarak sicil oluşturmaları halinde ikinci kadastro yolsuz (T.M.Y.1025.md) ve bütün sonuçlarıyla hükümsüzdür....

                    UYAP Entegrasyonu