Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Sayılı kararı ile reddedildiğini, iptal kararının bu şekilde kesinleştiğini, satış işleminin dayanağı olan Meclis kararının iptali nedeniyle tapu tescillerinin yolsuz tescil haline geldiğini, dava konusu taşınmazın iptal kararı sonuçlarını bertaraf etmek amacıyla davalılar arasında satış gibi gösterilmek suretiyle kötü niyetli olarak devir ve tescil edildiğini belirterek davalı T5 adına olan tapu kayıtlarıın iptali ile müvekkili belediye adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

Yasa uyarınca iskan yoluyla yolsuz olarak oluşturulduğuna, orman sınırları içinde kalan veya orman sınırları dışına çıkartılan alanlarda tapulu yerlerle ve iskan suretiyle verilen yerlerin hak sahipleri adına tesbit ve tescilini öngören 3402 Sayılı Kadastro Yasasının 45 nci maddesi ile getirilen hükümlerin, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 1987/31-13 sayılı ve 14.03.1989 gün 1988/35-13 sayılı ve 13.06.1989 gün 1989/7-25 sayılı kararları ile iptal edildiğine, 2510 Sayılı Yasanın 21. maddesinde ormanların dağıtılacağına ilişkin herhangi bir hüküm bulunmadığından, 1943 yılında kesinleşen orman sınırları içinde kalmaya halen devam eden yer hakkında 1944 yılında iskan yoluyla oluşturulan tapu kaydının yolsuz tescil niteliğinde olması nedeniyle, H.G.K.'...

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Vasiyetnamenin iptaline yönelik dava hamilen ıslah edilmiş olup, uyuşmazlık bu hale göre yolsuz tescil nedeniyle tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 1. Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 1. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 29.11.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Dava, 2/B iddiasına dayalı tapu kaydının iptal ve tescil istemine ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1945 yılında 3116 sayılı Yasa hükümlerine göre yapılan ve kesinleşen orman kadastrosunda dava konusu taşınmaz orman sınırları içinde, 1994 yılında yapılan ve kesinleşen aplikasyon işlemi sırasında kısmen 2/B alanında bırakılmış, 1970 yılında yapılan arazi kadastrosunda ise taşınmazın, daha önce yapılan orman kadastrosu sınırları içinde olduğu gözönünde bulundurulmadan, hata sonucu ikinci defa kadastrosu yapılarak kişiler adlarına özel mülk olarak tesbit ve yolsuz olarak tescil edilmiştir....

        Mahkemece, davanın kabulüne ve dava konusu parselin 06.04.2009 günlü fen bilirkişi krokisinde 101-102-E158-E157 noktaları arasında taralı olarak gösterilen 147 m2’lik kısmın tapusunun iptali ile tarla vasfı ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı Hazine ve ... tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kalıp nitelik kaybı nedeniyle Hazine adına orman rejimi dışına çıkartılan taşınmazın tapu kaydının iptal ve tescil istemine ilişkindir....

          oluşturulduğuna, orman sınırları içinde kalan veya orman sınırları dışına çıkartılan alanlarda tapulu yerlerle ve iskan suretiyle verilen yerlerin hak sahipleri adına tesbit ve tescilini öngören 3402 Sayılı Kadastro Yasasının 45'nci maddesi ile getirilen hükümlerin, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 1987/31-13 sayılı ve 14.03.1989 gün 1988/35-13 sayılı ve 13.06.1989 gün 1989/7-25 sayılı kararları ile iptal edildiğine, 2510 Sayılı Yasanın 21. maddesinde ormanların dağıtılacağına ilişkin herhangi bir hüküm bulunmadığından, 1943 yılında kesinleşen orman sınırları içinde kalmaya halen devam eden yer hakkında 1944 yılında iskan yoluyla oluşturulan tapu kaydının yolsuz tescil niteliğinde olması nedeniyle, H.G.K.'...

            gösterildiği, Anayasanın 169 ve 170. maddelerinin koruyuculuğu altındaki ormanların ve 2/B madde alanlarının imar uygulamasına tabi tutulamayacağı, yapılan ifraz ve tescil işlemlerinin yolsuz tescil niteliğinde olduğu, kaldı ki taşınmaz daha önce yapılan orman kadastro sınırları içinde olduğu halde, arazi kadastro ekiplerinin bu durumu göz önünde bulundurmadan, hata ile ikinci kere kadastrosunu yapıp yolsuz olarak sicil oluşturulmuşsa da, 766 Sayılı Yasanın 46/2 ve 3402 Sayılı Yasanın 22/1. maddeleri gereğince ikinci kadastronun yolsuz (T.M.Y.’nın 1025. md.) ve bütün sonuçlarıyla hükümsüz olması nedeniyle malikine mülkiyet hakkı kazandırmayacağı ve T.M.Y.’nın 1026 (E.M.Y. 934 - İsviçre 976) maddesi gereğince sicilin hiç bir süreye bağlı kalmadan her zaman iptal edileceği, somut olayda 3402 Sayılı Yasanın 12/3. maddesi hükümlerinin uygulanma olanağının da bulunmadığı, baştan beri yolsuz tescil niteliğinde oluşturulan sicil kaydının, davalıya hiç bir zaman mülkiyet hakkı kazandırmayacağı...

              Hukuk Dairesinin 2014/9967 Esas 2015/10601 Karar numaralı kararında da belirtildiği üzere; "Dava, yukarıda açıklanan iddianın içeriği ve ileri sürülüş biçimi itibariyle çekişme konusu taşınmazdaki tescilin illetten yoksun olduğu, bu nedenle yolsuz tescil niteliğinde bulunduğu iddiasına dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkin olup mülkiyet değişikliğine neden olan dava, yukarıda açıklanan iddianın içeriği ve ileri sürülüş biçimi itibariyle çekişme konusu taşınmazdaki tescilin illetten yoksun olduğu, bu nedenle yolsuz tescil niteliğinde bulunduğu iddiasına dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkin olup mülkiyet değişikliğine neden olacak tapu iptal ve tescil istekli davaların kural olarak kayıt malikine ya da maliklerine karşı açılması gerekeceği kuşkusuzdur. Bu tür davaların Tapu Müdürlüğü aleyhine açılıp görülmesi mümkün değildir....

              Bilindiği üzere, tapu sicilinin tutulması prensiplerinden biri tescil, diğeri sicilin aleniliği (güvenirliği), bir diğeri Hazinenin kusursuz sorumluluğu, sonuncusu ise geçerli bir hukuki sebebinin bulunması, yani kaydın illetten mücerret olmamasıdır. Hemen belirtilmelidir ki, imar parselinin dayanağı olan idari işlemin iptal edilmesi ile sicilin dayanıksız kalacağı ve TMK'nın 1025. maddesi hükmü uyarınca yolsuz tescil durumuna düşeceği, bu durumda da dayanıksız kalan tapu kaydının iptal edilerek kadastral parselin geometrik ve hukuki durumunun ihyasına karar verilmesi gerekeceği tartışmasızdır. Öte yandan, tapu iptal ve tescil davaları kural olarak kayıt maliklerine karşı açılır....

                İsviçre 976) maddesi gereğince sicilin hiç bir süreye bağlı kalmadan her zaman iptal edileceği, somut olayda 3402 Sayılı Yasanın 12/3. maddesi hükümlerinin uygulanama olanağının da bulunmadığı, baştan beri yolsuz tescil niteliğinde oluşturulan sicil kaydının, davalıya hiç bir zaman mülkiyet ... kazandırmayacağı ve başlangıcından itibaren yolsuz ve geçersiz olan tapu kaydının iptaline ilişkin mahkeme kararının yenilik doğuran (inşai) mülkiyet hakkını sona erdiren bir hüküm olmayıp, mevcut durumu saptayıp hukuksallaştıran, açıklayıcı (ihzari), başka bir anlatımla; sicilin oluştuğu tarihden itibaren mülkiyet hakkının doğmadığını, sicilin yolsuz ve geçersiz olduğunu belirleyen bir hüküm olduğu, bu tür kayıtlarda T.M.Y.'...

                  UYAP Entegrasyonu