AŞ.nin davalı bankaya olan doğmuş ve doğacak borçlarına teminat teşkil etmek üzere asıl borç ve faizleri ile birlikte 1.000.000,00 TL limit ile ipotek tesis ettiği , 10.02.2015 tarihinde ipoteğin tesisine esas kredi borcunun tamamen ödendiğinden bahisle ipoteğin fekki için davalı bankaya müracaat ettiği, davalı bankanın ipoteğin fekki yazısının hazırlamış iken ipoteği fekketmediğinin daha sonra kendileri tarafından öğrenildiğinden bahisle ipoteğin fekki talepli olarak iş bu davayı açmış ise de yaptırılan incelemede ipoteğin fekki istenen 10.02.2015 tarihinde lehine ipotek tesis edilen dava dışı kredi borçlusu......
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 22.03.2007 gününde verilen dilekçe ile ipoteğin fekki istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın pasif husumet ehliyeti yokluğundan reddine dair verilen 22.03.2007 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R_ Dava, ipoteğin fekki istemine ilişkindir. Davacı, 26 parsel sayılı taşınmaz kaydında bulunan 1335 tarihli 10.000 Osmanlı Lirası Karşılığı ... İhracaat ve İthalat Türk A.Ş yararına konulan ipoteğin fekki isteğinde bulunmuştur. Mahkemece, davanın ipotek alacaklısına yöneltilmesi gerektiği belirtilerek davalının pasif husumet ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı temyiz etmiştir....
tescile sebebiyet verdiğini, kaldı ki davacı 2008 yılından bu yana aynı yerde oturduğunu iddia etmekte ise de nedense hiç tapu talep etmediğini veya emay ile arasındaki sözleşmeleri tapuya tescil ettirmediğini, sözleşmeyi noterden bile yaptırmadığını, ilk derece mahkemesi davacının yükümlülüklerini yerine getirmediğini irdelemediğini, aksine tapuya güvenen müvekkili bankayı adeta cezalandırdığını, davalı bankanın ayni hakkı olan ipotek hakkı davacının şahsi hakkından önce geldiğini, iyi niyetli 3. kişi olan davalı bankanın kötü niyetli olduğunu davacının ispat etmesi gerektiğini, bu husus değerlendirilmeden soyut ve subjektif tespitlerle ipoteğin terkin edilmesi kararı verilmesi haksız olduğunu, ipoteğin fekki kararı ile müvekkili bankanın teminatsız kalma riski ortaya çıktığını, kaldı ki ipoteğin fekki kararı yolsuz tescillere de sebep olduğunu, açıklanan nedenlerle Bakırköy 1....
KARŞI OY YAZISI Dava dosyasının incelenmesinden, davalı bankanın ipoteğin fekki için davacıdan fek bedeli olarak talep ettiği 556,50 TL'nin yasal dayanağını göstermediği, ipoteğin fekki için tapuda yapılması gereken masraflardan taşınmaz maliki sorumlu ise de, kredi alacağı sona eren davalı bankanın kredi borcunun teminatı olarak alınan ipoteğin fekki için ilgili tapu sicil müdürlüğüne yazı yazması gerektiği, yasal dayanağını göstermediği 556,50 TL'nin ödenmediğinden bahisle fek yazısı yazmayan davalı bankanın kusurlu olduğu anlaşılmış olup açıklanan bu nedenlerle, İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesi’nin kararını usul ve yasaya uygun gördüğümden Bölge Adliye Mahkemesi’nin kararının onanması gerektiği düşüncesiyle sayın çoğunluğun bozma yönündeki görüşüne muhalifim. 24.10.2019...
Hemen belirtilmelidir ki; tapu sicilinin tutulması prensiplerinden biri tescil, diğeri sicilin aleniliği (güvenilirliği), bir diğeri Hazinenin kusursuz sorumluluğu, sonuncusu ise geçerli bir hukuki sebebinin bulunması, yani kaydın illetten mücerret olmamasıdır. İmar uygulamasının dayanağı olan idari işlemin iptal edilmesi ile sicilin dayanıksız kalacağı ve TMK’nın 1025. maddesi hükmü uyarınca yolsuz tescil durumuna düşeceği; bu durumda; açılacak kadastral parselin ihyası davası sonucunda, dayanıksız kalan (illetten mücerret) kaydın iptali ile kadastral parselin geometrik ve hukuki durumunun ihyası şeklinde karar verilmesi gerekeceği kuşkusuzdur. İmar uygulamasıyla tesis edilen kanuni ipoteğin dayanağı da idari işlem olup, bu idari işlemin iptaliyle ipotek tesisinin de illetten mücerret, yani "yolsuz" hale geleceği ve iptal edilmesi gerektiği açıktır....
Hemen belirtilmelidir ki; tapu sicilinin tutulması prensiplerinden biri tescil, diğeri sicilin aleniliği, bir diğeri Hazinenin kusursuz sorumluluğu, sonuncusu ise geçerli bir hukuki sebebinin bulunması, yani kaydın illetten mücerret olmamasıdır. İmar uygulamasının dayanağı olan idari işlemin iptal edilmesi ile sicilin dayanıksız kalacağı ve TMK'nın 1025. maddesi hükmü uyarınca yolsuz tescil durumuna düşeceği, bu durumda açılacak kadastral parselin ihyası davası sonucunda, dayanıksız kalan (illetten mücerret) kaydın iptaliyle kadastral parselin geometrik ve hukuki durumunun ihyası şeklinde karar verilmesi gerekeceği kuşkusuzdur. İmar uygulamasıyla tesis edilen kanuni ipoteğin dayanağı da idari işlem olup, bu idari işlemin iptaliyle ipotek tesisinin de illetten mücerret, yani "yolsuz" hale geleceği ve iptal edilmesi gerektiği açıktır....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, ipoteğin fekki isteminin temliknamenin iptali davasıyla birlikte açılmış olması re'sen dikkate alınması gereken kesin yetkinin incelenmesine engel teşkil etmeyeceği, ipoteğin fekki talebi sınırlı ayni hakka ilişkin bir talep olduğundan taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinin yetkisinin kesin yetki olduğu, işbu talebe ait davanın temliknamenin iptali davasından tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydedildiği, ipoteğin fekki istenen taşınmazın ..., ... Köyü, ... mevkii, ... parselde kayıtlı olduğu, taşınmaz üzerindeki ayni hakka ilişkin veya ayni hak sahipliğinde değişikliğe yol açabilecek davalar ile taşınmazın zilyetliğine yahut alıkoyma hakkına ilişkin davalarda, taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinin kesin yetkili bulunduğu, ipoteğin fekki istenen taşınmaz Malatya'da bulunduğundan, Malatya Asliye Ticaret Mahkemesinin işbu davada kesin yetkili olduğu gerekçesiyle mahkemenin yetkisizliğine karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 17.05.2007 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali tescil ve ipoteğin fekki istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 08.04.2008 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... Bankası T.A.O. Vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, 347 ada 12 sayılı parsel üzerinde inşa edilen binadaki dava konusu 1 numaralı meskenin eşi ... adına tapuda kayıtlı iken onun tarafından tapuda davalılardan ...'e temlik edildiğini, bu davalının taşınmaz üzerine diğer davalı ... Bankası T.A.O. lehine ipotek tesis ederek kredi kullandığını, daire üzerine ipotek tesis ettirerek kredi kullandığını, eşi ...'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi K A R A R Dava, banka kredi sözleşmesi nedeniyle konulan ipoteğin geçersiz vekaletname ile tesis edildiği iddiasıyla ipoteğin fekki istemine ilişkin olup, mahkemece de ipoteğin fekki ile ipotek nedeniyle yapılan takibin iptaline karar verilmiştir. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14/son maddesi gereğince 01.03.02012 tarihinde yürürlüğe giren ve Yargıtay Büyük Genel Kurulunun Hukuk Dairelerinin iş bölümünü düzenleyen 09.02.2012 tarih ve 2012/1 sayılı Kararı uyarınca, davanın açıklanan niteliği itibariyle temyiz inceleme görevi Yargıtay 19.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Ancak, anılan Daire Başkanlığınca da görevsizlik kararı verildiğinden, görev uyuşmazlığının giderilmesi için dosyanın Yargıtay Yüksek Birinci Başkanlığına sunulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, görev sorunu giderilmek üzere dosyanın Yargıtay Yüksek Birinci Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 04.05.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki ipoteğin fekki davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin ... İli, ... İlçesi, ... Köyü 235 ada 2 parselde kayıtlı taşınmazı ... ’dan satın almak istediğini, satıcı ... ’ın ipotek borcunun bittiğini belirtmesi ve davalı bankadan 08.05.2006 tarihinde ipotek fek işlemine ait yazı alması üzerine, tapudan satış işleminin yapıldığını, ancak davalı bankanın 24.05.2006 tarihinde ipoteğin fekki işleminin iptali yazısı üzerine, ipotekle yüklü olarak aldığı taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılmadığını ileri sürerek, davalıya borçlu olunmadığının tespiti ile ipoteğin fekkine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı banka vekili, davanın reddini istemiştir....