Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Taraflar arasında görülen boşanma davası sonucunda davalı kadın lehine 300 TL yoksulluk nafakasına karar verildiği, hükmün temyiz edilmeden 12.03.2012 tarihinde kesinleştiği, SGK yazısından davalının 28.11.2011 tarihinde işe başladığı ve bu davanın 03.04.2012 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.TMK.nun 176/5.maddesine göre; “Tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyeti gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir.”Davada, davalı kadının işe girmesi nedeniyle yoksulluk nafakasının kaldırılması veya indirilmesi talep edilmektedir.Sosyal ve ekonomik durum araştırması sonucunda davacının inşaat şirketinde asgari ücretle çalıştığı, aylık 700 TL aldığı, davalı kadının ise dershanede sekreter olarak çalıştığı ve ayda 700 TL aldığı açıklanmıştır.HGK.nun 07.10.1998 tarih, 656-688 sayılı kararında “…yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür, eğitim gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde...

    Aile Mahkemesi'nin 2018/1031 Esas sayılı dosyası ile iştirak nafakasının artırımı davası açıldığı, mahkemenin 17/09/2019 tarih, 2019/688 Karar sayılı ilamı ile müşterek çocuk için bağlanan iştirak nafakasının aylık 350,00TL'ye çıkarılmasına karar verildiği, davacı tarafından davalı kadın için bağlanan yoksulluk nafakasının kaldırılmasının ve fazla ödenen nafaka miktarının istirdatının talep edilidği, ilk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama neticesinde davacının yoksulluk nafakasının kaldırılması talebi yönünden hukuki yarar yokluğundan reddine, yoksulluk istirdatına ilişkin davasının ise reddine karar verildiği, ilk derece mahkemesi kararının usulüne uygun olarak taraflara tebliğ edildiği, davacı tarafça verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle istinaf kanun yoluna başvurulduğu, tüm dosya kapsamına göre davacı kadın tarafından Adana 5....

    Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile müşterek çocuk ...için aylık 350 TL iştirak nafakasının dava tarihinden aylık 200 TL'e indirilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava; iştirak nafakasının kaldırılması veya indirilmesi istemine ilişkindir. TMK.'nın 182/2.maddesinde; Velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf, ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğunun giderlerine katılmakla yükümlüdür. Diğer taraftan, iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları gözönünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olağan harcamaların da dikkate alınması zorunludur. Türk Medeni Kanunu'nun 327/1.maddesinde; çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderlerin anne ve baba tarafından karşılanacağı hükme bağlanmıştır. Aynı yasanın 328/1.maddesi hükmü gereğince ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder....

      etmesi gerektiği gerekçesiyle yoksulluk nafakasının kaldırılması ve iştirak nafakasının indirimi taleplerinin reddiyle yoksulluk nafakasının dava tarihi olan 09.10.2010 tarihinden geçerli olmak üzere 1623,85 TL olarak tespitine, iştirak nafakasının dava tarihi olan 09.10.2010 tarihi itibariyle 941 TL olarak belirlenmesine ve müktarlar üzerinden devamına gelecek yıllardaki ekim ayından itibaren nafakaların ÜFE oranında artırılmasına, boşanma ilamı ve protokolünde belirtilen ayrıca 200 TL artış oranının iptaline karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dosyadaki delillere ve kurulan hükme göre iştirak nafakasına dair kurulan hükümde bir isabetsizlik görülmemiş olup, iştirak nafakası yönünden kurulan hükmün ONANMASINA,Yoksulluk nafakası üzerinden temyiz itirazlarının incelenmesinde ise;176/4. maddesinde, tarafların mali durumlarının değişmesi ve hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azalatılmasına karar verilebilir hükmü getirilmiştir....

        AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 22/02/2022 NUMARASI : 2021/640 ESAS 2022/111 KARAR DAVA KONUSU : Yoksulluk ve İştirak nafakasının kaldırılması, İştirak nafakasının arttırılması KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen karara davacı-davalı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmakla, HMK'nun 353/1- b-1- son cümle uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Dava dilekçesinde belirttikleri vakıalar nedeniyle müvekkilinin nafakayı ödeyemediğini, bu nedenle nafakaların kaldırılmasını, aksi halde nafakada indirim yapılmasını talep ve dava etmiştir....

        Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesindeki beyanlarını tekrar ederek talepleri doğrultusunda ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak iştirak nafakaların kaldırılmasını olmadığı takdirde indirilmesini istemiştir. Karar tarihi itibarıyla miktar veya değer sekiz bin Türk Lirasını geçmeyen mal varlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. (02.12.2016 tarihli, 6763 Sayılı Kanunun 41 maddesi ile değişik, 6100 sayılı HMK m.341/2) Açıklanan nedenlerle kaldırılması ve indirilmesi talep edilen iştirak nafakalarının miktarı dikkate alındığında; mahkeme kararı kesin olduğundan davacının istinaf dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir....

        Davada, 2006 yılında boşanma ile birlikte eş ve müşterek çocuklara bağlanan yoksulluk ve iştirak nafakalarının kaldırılması istenilmiştir. Mahkemece, ... ve ... için reşit olana kadar davacı babanın nafaka yükümlülüğünün devam ettiği gerekçesi ile davanın reddine, ... reşit olduktan sonra iştirak nafakasının kendiliğinden kalktığı gerekçesi ile konusu kalmayan davanın reddine ve eski eşi ...'nin 2008 tarihinde babasının ölümü üzerine mal varlığının arttığı nedeniyle yoksulluk nafakasının ve kızı ...'nin de evlenmesi nedeniyle yardım nafakasının kaldırılması isteminin kabulüne karar verilmiş, hüküm, süresinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, bir kısım davalıların sair temyiz itirazları yerinde değildir. Kural olarak, yoksulluğun ortadan kalkması halinde nafakanın kaldırılmasına karar verilebilir (TMK.md.176)....

          ASLİYE (AİLE) HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 21/01/2021 NUMARASI : 2018/256 ESAS, 2021/15 KARAR DAVA KONUSU : Nafakanın Kaldırılması KARAR : Mahalli mahkemece verilen karara karşı davacı-davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğundan; Dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, tarafların Keşan 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/197 Esas ve 2014/522 Karar 24/12/2014 tarihli kararı boşandıklarını, karar ile davalı için aylık 300,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiğini, davalının çalışmaya başladığını belirterek yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle, asıl davanın reddi ile karşı davanın kabulüne, davalı için 300,00 TL olan yoksulluk nafakasının 750,00 TL'ye, müşterek çocuk için 400,00 TL olan iştirak nafakasının 1.000,00 TL'ye yükseltilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

          Davada, davalının yoksulluk nafakası kararından sonra sigortalı olarak çalışmaya başladığı, davacının ise yeniden evlendiği eşinin hamile olduğu ve 400 TL kira ödediği belirtilerek yoksulluk nafakasının kaldırılması ile geçmiş nafakaların iadesi talep edilmiştir. Mahkemece, yoksulluk nafakasının kaldırılması talebi kabul edilmiş, diğer talep yönünden red karşı verilmiştir. Hükmü davalı vekili temyiz etmektedir. TMK 176/3 maddesine göre; “irat biçiminde ödenmesine karar verilen maddi tazminat veya nafaka, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü halinde kendiliğinden kalkar; alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi halinde mahkeme kararıyla kaldırılır. Tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir....

            Davada, yoksulluk nafakası kararından sonra davalının sigortalı olarak çalışmaya başladığı belirtilerek yoksulluk nafakasının kaldırılması ile geçmiş nafakaların iadesi talep edilmiştir. Mahkemece, yoksulluk nafakasının kaldırılması talebi kabul edilmiş, diğer talebe yönelik harcı yatırılmış müddeabihi belirlenmiş bir dava bulunmadığından karar verilmesine yer olmadığına ilişkin hüküm kurulmuştur.TMK 176/3 maddesine göre; “irat biçiminde ödenmesine karar verilen maddi tazminat veya nafaka, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü halinde kendiliğinden kalkar; alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi halinde mahkeme kararıyla kaldırılır....

              UYAP Entegrasyonu