AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 08/09/2014 NUMARASI : 2013/1442-2014/1028 Taraflar arasındaki yoksulluk nafakası kaldırılması, iştirak nafakasının indirilmesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı dilekçesinde; davalı ile Ankara 3. Aile Mahkemesi'nin 16.05.2013 tarih ve 2013/628-566 E.K. sayılı kararı ile boşandıklarını ve boşanma kararı gereği 300 TL yoksulluk 500 TL iştirak nafakası ödediğini, boşanma sonrasında davalının çalışmaya başladığını ileri sürerek yoksulluk nafakasın kaldırılmasını, iştirak nafakasının ise uygun görülecek oranda indirilmesini talep ve dava etmiştir....
Davacı vekili dava dilekçesinde, boşanma kararı ile davalı kadına 300 TL yoksulluk nafakası, müşterek çocuklara 150'şer TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, boşanma kararından sonra davacının asgari ücretle çalışmaya başladığını, gelirinin azaldığını, yeniden evlendiğini belirterek yoksulluk ve iştirak nafakasının kaldırılmasını, bu olmadığı taktirde yoksulluk nafakasının 300 TL'den 100 TL'ye, iştirak nafakasının 150'şer TL den 75'er TL'ye indirilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevabında, davacının ekonomik durumunun boşanma davası sırasında nasılsa şimdide aynı olduğunu, çocukların giderlerinin arttığını beyan etmiştir. Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile yoksulluk nafakasının 300 TL'den 100 TL'ye, iştirak nafakasının 150'şer TL den 100'er TL'ye indirilmesine karar verilmiş, hükmü davalı vekili temyiz etmiştir. Davada, davacının gelirinin azalması nedeniyle, boşanma kararı ile hükmedilen yoksulluk ve iştirak nafakasının kaldırılması, olmadığında indirilmesi talep edilmektedir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 17/04/2015 NUMARASI : 2014/1486-2015/636 Taraflar arasındaki yoksulluk nafakasının kaldırılması-indirilmesi, iştirak nafakasının indirilmesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 17.11.2015 günü oybirliğiyle karar verildi. 27.70.TL.Harç 27.70.TL.Peşin _____________...
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Yoksulluk Nafakasının Kaldırılması-İndirilmesi-İştirak Nafakasının İndirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekiline ilk derece mahkemesinin gerekçeli kararın tebliğine ilişkin tebligat parçasında tebliğ tarihinin net olmadığı ve üzerinde oynama yapıldığı, davacı tarafından sunulan PTT sorgulamasına göre gerekçeli kararın 27.07.2018 tarihinde muhataba tebliğ edildiği anlaşılmaktadır. Bu sebeple, ilgili PTT müdürlüğünden gerekçeli kararın davacıya tebliğ edildiği tarih sorularak, verilen cevabi yazı dosyaya eklendikten sonra gönderilmek üzere dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine İADESİNE, oybirliğiyle karar verildi. 20.10.2020 (Salı)...
Her ne kadar davacının boşandıktan sonra yeni ev kiralaması ve kredi ödemelerinin bulunması nedeniyle söz konusu nafakayı ödemekte zorlandığı dosya kapsamından anlaşılmış ise de, bu hususların tarafların boşanma tarihinde davacı için öngörülemez bir durum olmadığı ve davacının o tarihte de kredi borçlarının bulunduğu dikkate alındığında mahkememizce yoksulluk nafakasının kaldırılması ya da indirilmesi koşullarının oluşmadığı kanaatine varılmış olup, davacının yoksulluk nafakasının kaldırılması veya indirilmesi talebi yönünden davanın reddine karar vermek gerekmiştir. Bununla birlikte davacının davalıya fazladan ödediğini belirttiği 3.683,25....
SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili ve müşterek çocuklar için Amasya 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/102 Esas - 2016/615 Karar sayılı kararıyla hükmolunan iştirak nafakasının indirilmesi talebinin, yoksulluk nafakasının kaldırılması veya indirilmesi taleplerinin ayrı ayrı reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLER: nüfus kayıt tablosu, tanık, zabıta araştırmaları ve dava dosyası. İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ: " Davanın REDDİNE, "karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı erkek; hükmün tamamı yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur....
Her ne kadar davacı erkek vekili tarafından davalarının reddedilmesinin hukuka aykırı olduğu, nafakaların kaldırılması veya en azından indirilmesine, davalı kadın vekili tarafından ise, karşı davalarının reddinin usul ve yasaya aykırı olduğu, kararın kaldırılması ve talepleri doğrultusunda nafakaların artırılmasına karar verilmesi gerektiği yönünde istinaf başvurusunda bulunulmuş ise de; asıl davanın yoksulluk ve iştirak nafakasının kaldırılması veya indirilmesi, karşı davanın ise, yoksulluk ve iştirak nafakasının artırılması davası olduğu, yerel mahkemece asıl dava ve karşı davanın ayrı ayrı reddine karar verildiği dikkate alındığında yerel mahkemece reddedilen nafakanın kaldırılması ve nafakanın artırılması miktarları açısından kesin nitelikte olduğu, kesin olan kararlara karşı istinaf yoluna başvurulamayacağı anlaşıldığından taraf vekillerinin istinaf başvurularının HMK 352/1- b maddesi uyarınca usulden reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve düşüncesiyle aşağıdaki şekilde hüküm...
Davalı - karşı davacı erkeğin istinaf talebi yönünden ise yukarıdaki açıklamalar ışığında iştirak nafakasında yapılan artışın isabetli olduğundan ve iştirak nafakasının indirilmesini gerektirir bir sebep bulunmadığından bu yöne ilişkin istinaf talebinin reddine, tarafların boşanma davası sırasında ve halen aynı işlerde çalıştıkları gelir durumlarında önemli bir değişiklik olmadığı ve tarafların ekonomik ve sosyal durumları ve hakkaniyet ilkesi gözetildiğinde yoksulluk nafakasının kaldırılması ya da indirilmesi şartlarının mevcut olmadığı anlaşıldığından ilk derece mahkemesince yoksulluk nafakasının kaldırılması - indirilmesi taleplerinin reddine karar verilmesinin isabetli olduğu, davalı - karşı davacının bu yöne ilişkin istinaf talebinin de reddi gerektiği anlaşılmış aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....
Mahkemece ilk bozma ilamına uyularak verilen ikinci kararda; T.M.K. 176 maddesine göre davalının çalışarak davacıya yakın bir gelir elde ettiği, yoksulluğunun ortadan kalktığı anlaşıldığından davalıya ödenen yoksulluk nafakasının dava tarihinden itibaren kaldırılmasına karar verilmiş; kararın davalı vekili tarafından temyizi üzerine Özel Dairece, yukarıda açıklanan gerekçeler ile hüküm bozulmuştur. Mahkemece,davacının talebinin dava dilekçesinde açık ve net olarak belirtildiği şekilde davalıya ödenen yoksulluk nafakasının kaldırılması talebine ilişkin olduğu, bu talebin yoksulluk nafakasının indirilmesi talebi olarak değerlendirilmesinin söz konusu olamayacağı belirtilerek ve önceki gerekçe genişletilmek suretiyle direnme kararı verilmiştir. Direnme kararını davalı vekili temyize getirmektedir....
İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozma ilamına uyulmakla ve eksik harç ikmal ettirilmekle, asıl dava yönünden yoksulluk nafakasının kaldırılması için öncesinde hükmedilmiş bir yoksulluk nafakası olması gerektiğini, bunun yoksulluk nafakasının kaldırılması/indirilmesi için dava şartı olduğunu, dayanak boşanma kararında yoksulluk nafakasının bulunmadığını, yoksulluk nafakasının zaten evlenmeyle kendiliğinden kalkacağını, birleşen dava yönünden ise iştirak nafakası para biriminin sabit kura bağlanması veya Türk Lirasına çevrilip azaltılmasının talep edildiğini, boşanma 07.02.2018’de kesinleştiğini, o tarihte ABD dolarının 3.77 TL dava tarihi olan 8.7.2019’da ise 5.72 TL olduğunu, Doların Türk Lirası karşısında % 66 değer kazanmışsa da, tacir olan davacı için ülkemiz ekonomik koşullarındaki değişimlerin öngörebilir olduğunu, yabancı paranın Türk Lirası karşısında enflasyon oranında değerlenmesinin...