"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı kadın tarafından, iştirak ve yoksulluk nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davalı-karşı davacı kadın dava dilekçesi ile iştirak ve yoksulluk nafakası talebinde bulunmuştur. Hükmün sonuç kısmında her bir dava hakkında ayrı ayrı hüküm kurulması ve taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir (HMK m.297-2). Yasal gereklilik böyleyken davalı-karşı davacı kadının iştirak ve yoksulluk nafakası talepleri ile ilgili olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiş olması doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir....
Hukuk Dairesinin 11/01/2021 tarih, 2020/5857 Esas ve 2021/41 Karar sayılı ilamı ile, çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakası miktarının, kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası miktarının ve kadın yararına hükmedilen maddi tazminat miktarının az olduğu gerekçesiyle bozulmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Temyiz edilen Dairemiz kararı Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 11/01/2021 tarih, 2020/5857 Esas ve 2021/41 Karar sayılı ilamı ile çocuk lehine hükmedilen iştirak nafakası miktarı, kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası ve maddi tazminat miktarına yönelik olarak bozulmuş, diğer yönler onanarak kesinleşmiştir. Bozma ilamı üzerine, duruşma açılarak bozma ilamına uyulmuştur. Bozma ilamı üzerine yargılama maddi tazminat, yoksulluk ve iştirak nafakası miktarına hasren icra edilmiştir....
Bölge Adliye Mahkemesince, davacı kadının yoksulluk nafakasının miktarına yönelik istinaf talebinin reddine, ortak çocuklar yararına hükmolunan iştirak nafakası ile kadın yararına hükmolunan maddi ve manevi tazminatın miktarına yönelik istinaf talebinin kabulü ile ortak çocuklar yararına aylık 350,00’şer TL iştirak nafakası ile kadın yararına 20.000,00 TL maddi ve 20.000,00 TL manevi tazminata karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek tarafından kusur belirlemesi, maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakası yönlerinden temyiz edilmiştir. Davalı erkek tarafından ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmadığına göre ilk derece mahkemesince belirlenen kusur durumu ve kadın yararına hükmolunan yoksulluk nafakası kararı davalı yönünden kesinleşmiştir....
Davacının yoksulluk ve iştirak nafakalarının miktarına yönelik istinaf isteğinin incelenmesinde; Tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, nafakaların niteliği, günün ekonomik koşulları, davacı kadın ve ortak çocuğun ihtiyaçları ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde, davacı kadın yararına hükmolunan yoksulluk nafakası ile ortak çocuk yararına hükmolunan iştirak nafakası miktarı az görüldüğünden, davacının bu yönlere ilişkin istinaf talebinin Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1- b-2 maddesi gereğince kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının bu yönlerden kaldırılmasına, açıklanan ilkeler gözetilerek belirlenen aylık 400,00 TL yoksulluk nafakası ile aylık 300,00 TL iştirak nafakasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Mahkemece, müşterek çocuk için talep edilen nafaka yoksulluk nafakası olarak isimlendirilmiştir. Eldeki davada müşterek çocuk için talep edilen nafaka, dava dilekçesinin içeriğine göre, iştirak nafakası mahiyetindedir. Mahkemece nafaka türünün yanlış nitelendirmesi talebin esasını değiştirmez. O halde, mahkemece; müşterek çocuk Batu için takdir edilen nafakanın iştirak nafakası olarak nitelendirilmesi gerekirken, yoksulluk nafakası olarak nitelendirilmesi ve yazılı şekilde hüküm tesis edilmiş olması doğru görülmemiştir. Bununla birlikte, hükmedilen nafakaların yıllık artış oranına ilişkin yerleşmiş Yargıtay uygulamaları gözönünden bulundurularak, "ÜFE" oranında artışına hükmedilmesi gerekirken "TEFE" oranında artırılmasına karar verilmesi doğru görülmemiştir....
Aile Mahkemesinin 2015/525 Esas 2015/642 Karar sayılı kararı ile boşandıklarını, müşterek çocukları Muhammed Emin için aylık 300,00TL , Tuba için aylık 350,00TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, müvekkilinin boşanma sırasında baskı altında olduğundan kendisi için yoksulluk nafakası talep etmediğini, ancak müvekkilinin boşanma ile yoksulluğa düştüğünü, çocukların bakımı nedeniyle çalışamadığını ve gelir elde edemediğini, davalının öğretmen olarak çalıştığını, iştirak nafakasının üzerinden ise 4 yıl süre geçtiğini, küçüklerin büyüdüklerini ve mevcut nafakanın yetersiz kaldığını belirterek müvekkili için aylık 750,00TL yoksulluk nafakasına hükmedilmesini, müşterek çocuklardan Muhammed Emin için hükmedilen aylık 300,00TL iştirak nafakasının aylık 600,00TL.ye, küçük Tuba için hükmedilen aylık 350,00TL iştirak nafakasının aylık 750,00TLye yükseltilmesini talep ve dava etmiştir....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından davanın kabulü, kusur belirlemesi, velayet, kişisel ilişki, aleyhine hükmedilen yoksulluk ile iştirak nafakası ve tazminatlar yönünden; davacı kadın tarafından ise katılma yoluyla kusur belirlemesi, yoksulluk ve iştirak nafakası ile tazminatların miktarları yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1- İlk derece mahkemesince verilen hüküm yalnızca davalı erkek tarafından istinaf edilmiş olup davacı kadın tarafından istinaf edilmeyerek kesinleşmiş olduğundan davacı kadının; kusur belirlemesi, yoksulluk ve iştirak nafakası ile tazminatların miktarlarına yönelik katılma yoluyla temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Davalı erkeğin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun...
Bu haliyle kadının iştirak nafakası miktarına yönelik istinaf talebinin kabulü ile, hakkaniyet de gözetilerek ilk derece mahkemesi kararının 3.bendinin iştirak nafakasına ilişkin kısmının kaldırılmasına, kadının iştirak nafakası talebinin kabulü ile boşanma kararının kesinleşme tarihinden geçerli olmak üzere aylık 500,00 TL iştirak nafakasının davalıdan alınmasına karar verilmiştir. Kadının, yoksulluk nafakasının toptan verilmesi ve miktarına yönelik istinaf talebinin kısmen kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının 5.bendinin kaldırılmasına, kararın kesinleşmesinden itibaren davacı kadın için aylık 600,00 TL yoksulluk nafakasının davalıdan alınmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-karşı davalı kadın tarafından, kusur belirlemesi, tazminat taleplerinin reddi, yoksulluk nafakasının miktarı, iştirak nafakası, velayet ve kişisel ilişki yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1- Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, davacı-karşı davalı kadının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Mahkemece, davacı-karşı davalı kadının boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği kabul edilerek kadın yararına yoksulluk nafakası takdir edilmesine karar verilmiştir. Yoksulluk nafakası alan eş, iştirak nafakası ile yükümlü tutulamaz. Bu nedenle velayeti davalı-karşı davacı erkeğe verilen müşterek çocuk ......
Somut olayda;davacı dava dilekçesinde, kendisi için 500 TL yoksulluk nafakası ve müşterek çocukların her biri için, Sincan 4.Aile Mahkemesinin 2014/92 Esas, 2014/102 Karar sayılı ilamı takdir edilen 150 TL iştirak nafakasının 500,00 TL 'ye yükseltimesini istemiştir. İştirak nafakasının artırılması ve yoksulluk nafakası istemine ilişkin bu davalar arasında fiili ve hukuki irtibat vardır. Zira davacının kendisi için talep ettiği yoksulluk nafakası ile müşterek çocuklar için artırılmasını talep ettiği iştirak nafakasının borçlusu davalı olacaktır. Bu nedenle davalardan biri hakkında verilecek hüküm, diğerini etkileyecek nitelikte olduğundan,mahkemece, her iki isteme yönelik davanın, birlikte görülmesi ve ulaşılacak sonuca göre bir karara ulaşılması gerekirken,mahkemece yanılgılı değerlendirilme ile yoksulluk nafakasına ilişkin istemin tefriki ile iştirak nafakasının hükme bağlanması usul ve yasaya uygun değildir....