Ayrıca, boşanma kararının "eklentisi" olan (yoksulluk) ve (iştirak) nafakası da aynı kurala tabi olup, icra takibine konu edilebilmesi için boşanma hükmünün kesinleşmesi gerekir. Bir başka anlatımla boşanma hükmü kesinleşmiş ise, eklentilerin (Yoksulluk nafakası, iştirak nafakası, maddi ve manevi tazminat vs.) infaz edilmesi için kararın, eklentiler yönünden de kesinleşmesi gerekmez.TMK'nun 169. maddesinde boşanma veya ayrılık davası açılması halinde hakim tarafından alınması gereken geçici önlemler hüküm altına alınmıştır. Boşanma davası içerisinde TMK'nun 169. maddesi gereğince hükmolunan tedbir nafakası boşanma ile ilgili hükmün kesinleşmesi ile kendiliğinden ortadan kalkar....
Numaralı dosya ile boşanma davası açmış olduğunu, gördüğü şiddete daha fazla dayanamayan müvekkil yalnızca boşanma istemi içeren davayı kabul etmiş ve taraflar 24.11.2021 tarihinde boşanmış olduğunu, müşterek çocuğun velayetinin davacı müvekkiline verildiğini, boşanma kararının 11.01.2022 tarihinde kesinleştiğini, boşanma davasında müvekkili tarafından küçük için iştirak nafakası talep edilmemişse de; davalı tarafın hiçbir şekilde çocuğun ihtiyaçlarını birlikte karşılamaya yanaşmadığını belirterek müşterek çocuk için dava sonunda iştirak nafakasına dönüştürülmek ve devam etmek üzere 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakası ile müvekkili için 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasının davalı tarafından müvekkile ödenmesini talep ettiğini, Davalının müşterek çocuklar ile müvekkili ile oturdukları evden kovmakta ve ekonomik şiddet uygulamakta olduğunu, açıklanan nedenlerle çocukların üstün yararı da gözetilerek Büyükalan Mah....
Davacı kadın vekili tarafından yerel mahkeme kararına karşı nafaka artırım miktarlarının oldukça az olduğu yönünde istinaf başvurusunda bulunulmuş ise de; yoksulluk nafakası artırım talebine ilişkin reddedilen kısım yönünden verilen kararın 6100 sayılı HMK'nun 341/2 maddesi gereğince, kesin nitelikte olup, bu durumda, davacının kesin nitelikteki bir karara karşı istinaf yoluna başvurduğu anlaşıldığından, HMK'nun 341/2.maddesi gereğince, davacının yoksulluk nafakasına yönelik istinaf başvurusunun usulden reddine karar verilmesi gerektiği, iştirak nafakası artırım miktarına yönelik istinaf başvurusunun ise, yerel mahkemece tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, çocuğun yaşı ve ihtiyaçları, nafakanın bağlandığı tarihten itibaren aradan geçen süre, paranın satın alma gücü ve hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında müşterek çocuk yararına takdir edilen iştirak nafakasının artırım miktarında bir isabetsizlik bulunmadığından davacı vekilinin iştirak nafakası artırım miktarına yönelik...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen yoksulluk ve iştirak nafakasının artırımı-yoksulluk ve iştirak nafakasının indirilmesi davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı-birleşen davada davacı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 22.12.2014 günü oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen yoksulluk nafakası artırımı davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm taraflarca temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Davacı vekili dava dilekçesinde; 150 TL yoksulluk nafakasının davacıya yetmediğini belirterek 700 TL ye yükseltilmesini talep etmiştir . Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının çocuklarından yardım aldığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir . Mahkemece; davacı yararına 259.08 TL aylık yoksulluk nafakası takdir edilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir ....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 23/12/2014 NUMARASI : 2013/165-2014/955 Taraflar arasındaki nafaka davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davada, yoksulluk ve iştirak nafakası talep edilmiştir. Mahkemece; yoksulluk nafakası talebinin reddine, iştirak nafakası talebinin kabulü ile 850 TL iştirak nafakasına karar verilmiş, hükmü taraf vekilleri temyiz etmiştir. Tarafların Almanya Augsburg Sulh Hukuk Mahkemesinin 03.12.2009 tarih 40F 777/09 sayılı kararı ile boşandıkları, müşterek çocuk 18.01.2000 doğumlu Buket'in velayetinin davacı anneye verildiği, kararın Kocaeli 2....
Mahkemece; yoksulluk nafakasının takdiri ve artırılması kişilerin ekonomik güçleri oranında yapılması gerektiğinden, davalının 1167 TL aylık maaşının bulunduğu; ancak, nafaka ödemesi ve diğer kesintilerle davalının maaş almadığının anlaşıldığından bahisle davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacı tarafından temyiz edilmektedir. Dava, daha önce hükmedilen yoksulluk ve iştirak nafakasının artırılması talebine ilişkindir....
Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı erkek tarafından, kusur belirlemesi, maddi ve manevi tazminat, velâyet, iştirak nafakası miktarı ve yoksulluk nafakası yönünden; davalı-davacı kadın tarafından ise tazminatların miktarı, iştirak ve yoksulluk nafakasının miktarı ile tedbir nafakaları yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacı-davalı erkeğin iştirak nafakasına, davalı-davacı kadının tedbir nafakasına yönelik temyiz dilekçelerinin incelenmesinde; İlk derece mahkemesince verilen kararlar, istinaf edilmeyen yönlerden kesinleşmiş olup istinaf edilmeyen konular temyize getirilemez. Davacı-davalı erkeğin iştirak nafakasına, davalı-davacı kadının tedbir nafakasına yönelik istinaf talebi bulunmadığından, taraflarca istinaf edilmemiş bu yönlere ilişkin kararlar temyiz edilemez....
Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına ve küçükler Riham ve Suhip’in ihtiyaçlarına göre; kadın lehine hükmedilen tedbir/yoksulluk ve müşterek çocuklar lehine takdir edilen tedbir/iştirak nafakası azdır. Mahkemece Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak, daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır....
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle, A-) Davalı-davacı kadın vekilinin, kusur belirlemesine yönelik istinaf talebinin HMK'nın 353/1- b-2 maddesi uyarınca KISMEN KABULÜNE, B-) Davalı-davacı kadın vekilinin, kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası miktarına, müşterek çocuklar lehine hükmedilen iştirak nafakası miktarlarına ve kadın lehine hükmedilen tazminat miktarlarına yönelik istinaf taleplerinin HMK'nın 353/1- b-2 maddesi uyarınca KABULÜ ile; İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının 4. Bendindeki yoksulluk nafakası hükmünün, 5. Bentteki iştirak nafakası hükmünün ve kadın lehine hükmedilen tazminatlara ilişkin olan 6. Bendin KALDIRILARAK, kaldırılan bu hükümlerin yerine YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE, 4. Bentteki kadın lehine hükmedilen tedbir nafakası hükmünün 4- (a) bendi olarak, 5....