Kararın davacı- karşı davalı erkek vekili tarafından asıl davanın reddi, karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, nafakalar ve tazminatlar, ziynet alacağı yönünden; davalı- karşı davacı kadın vekili tarafından iştirak nafakası ve tazminatların miktarı, yoksulluk nafakasının reddi, ziynetlere ve tazminatlara yasal faiz uygulanmaması, iştirak nafakasına ÜFE oranında artış uygulanmaması yönünden istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak kadın lehine hükmedilen hükmedilen maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakası ve iştirak nafakaları yönünden yeniden hüküm kurulmasına, hüküm altına alınan ziynet alacağına yasal faiz uygulanmasına karar verilmiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/519 Esas, 2012/459 Karar sayılı dosyasında davalı kadın lehine takdir edilen aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakasının aylık 500,00 TL'ye İNDİRİLMESİNE, aylık 500,00 TL yoksulluk nafakasının davacı erkekten alınarak davalı kadına VERİLMESİNE, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE, -Davacının iştirak nafakasının indirilmesine yönelik davasının REDDİNE, -Alınması gereken 68,28 TL harçtan peşin alınan 29,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 39,08 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir KAYDINA, -Davacı tarafından yapılan başvurma ve peşin harç toplamı (29,20+29,20 ) 58,40 TL'nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, -Davacı tarafından karşılanan posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 158,00 TL'nin davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 52,66 TL'nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA, -Davalı tarafından karşılanan tebligat gideri 33,00 TL'nin davanın kabul ve ret oranına göre hesaplanan 22,00...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen iştirak nafakası ve yoksulluk nafakasının artırılması davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde; iştirak ve yoksulluk nafakalarının yetersiz olduğunu belirterek, iştirak nafakasının 100 TL'den 400 TL'ye, yoksulluk nafakasının 150 TL'den 500 TL'ye yükseltilmesini talep etmiştir. Davalı cevap dilekçesinde; davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece; iştirak nafakasının 400 TL'ye, yoksulluk nafakasının 300 TL'ye yükseltilmesine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. İştirak nafakası; çocuğun yaşı, eğitim durumu, günün ekonomik koşulları ile genel ihtiyaçlar ve ana-babanın mali durumuna göre takdir edilir....
hükümlerle bağlı oldukları, tarafların tespit olunan ekonomik ve sosyal durumlarına göre, nafakaların azaltılmasını gerektirir ve tarafların iradesi dışında belenilmeyen olağanüstü bir değişim olduğu husunun davacı tarafça ispatlanamadığı, boşanma kararından sonra protokolle belirlenen iştirak nafakası ve yoksulluk nafakasının azaltılması için geçerli bir neden bulunmadığı, boşanma dosyasındaki taraflar arasında kurulan başlangıçtaki denge gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken, ilk derece mahkemesince hatalı değerlendirme ile, davanın kabulü ile yoksulluk ve iştirak nafakalarının azaltılmasına karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu anlaşılmakla, davalı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, yeniden hüküm kurularak davacının sübut bulmayan davasının reddi yönünde karar verilmesi gerektiği kanaat ve düşüncesiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı erkek tarafından; kusur belirlemesi, kendi tazminat taleplerinin reddi, kadın lehine takdir edilen yoksulluk nafakası ve velayet yönünden, davalı-davacı kadın tarafından ise; kusur belirlemesi ve tazminatların reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Taraflarca evlilik birliğinin sarsılması nedenine dayalı açtıkları boşanma davalarında, ilk derece mahkemesince boşanmaya ve fer’ilere ilişkin hüküm kurulmuş, ilk derece mahkemesinin bu kararı, kadın tarafından kusur belirlemesi, yoksulluk nafakasının reddi, maddi ve manevi tazminatların reddi, erkek lehine hükmedilen maddi ve manevi tazminatlar, erkek tarafından ise kusur belirlemesi, maddi ve manevi tazminatların miktarı, reddedilen tedbir ve yoksulluk talepleri, iştirak nafakası, velayet yönlerinden...
O nedenle, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, davalının ödeme gücü, yoksulluk nafakasının niteliği ve özellikle ekonomik göstergelerdeki değişim ile TÜİK’in yayınladığı ÜFE artış oranı nazara alındığında takdir edilen yoksulluk nafakası çok olup, TMK’nun 4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun bulunmamış ise de bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden bu yöne ilişkin temyiz itirazının kabulü ile hükmün 1. ci fıkrasından “yoksulluk ve iştirak nafakasının aylık 80’ er TL arttırılarak aylık 280’er TL’ye çıkarılmasına” söz ve rakamları çıkartılarak yerine “iştirak nafakasının aylık 80 TL arttırılarak aylık 280 TL’ye, yoksulluk nafakasının aylık 30 TL artışla aylık 230 TL’ye çıkarılmasına” söz ve rakamları yazılarak hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 12.04.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Dairemizce yoksulluk ve iştirak nafakalarının aylık tarafların ekonomik ve sosyal durumu dikkate alınarak 250'şer TL arttırılması ve nafakaların her yıl TÜFE oranında artırılmasına karar verilmiştir. Sonuç olarak; Davacı vekilinin istinaf başvuru talebinin Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1- b-2 bendi uyarınca kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1- Davacı vekilinin yoksulluk ve iştirak nafakaları miktarına yönelik istinaf başvuru talebinin Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1- b-2 bendi uyarınca KABULÜ ile; Kayseri 9....
için 750,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiğini, davacının nafaka bedellerini halen ödediğini belirterek yoksulluk nafakasının kaldırılmasına, iştirak nafakasının kaldırılmasına, mümkün olmaması halinde iştirak nafakasının aylık 300,00 TL'ye indirilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
Bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddi ve çocuk yararına hükmolunan iştirak nafakası kesinleştiği halde kadın yararına 150 TL yoksulluk, çocuk yararına 200 TL iştirak nafakasına hükmedilmesi doğru olmamıştır" gerekçesiyle bozulmuştur. Bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda ortak çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakasının kesinleşmiş olduğu gözetilmeden bu hususta yeniden hüküm kurulması doğru olmamıştır. Ancak bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hükmün bu yönden düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir (HUMK m. 438)....
Ön inceleme duruşmasında da talep ettiği nafakaları yoksulluk ve iştirak nafakası olduğunu açıklamıştır. Olayları açıklamak taraflara hukuki nitelendirme hakime aittir. Davacı-karşı davalı kadının kendisi için talep ettiği nafakanın, boşanma kararından sonra da devam etmesine yönelik talebi "yoksulluk nafakası" anlamındadır. Davacı-karşı davalı kadının kendisi için boşanma kararı sonrasında devam edecek şekilde talep etliği nafakayı iştirak nafakası olarak adlandırmış olmasının, kadının dilekçeler teatisi aşamasında usulünce yoksulluk nafakası isteğinin bulunmadığı şeklinde yorumlanması usul ve yasaya aykırıdır. Hal böyle olunca davacı-karşı davalı kadının yoksulluk nafakası isteğinin bulunduğu gözetilerek bu hususta olumlu ya da olumsuz hüküm kurulmamış olması bozmayı gerektirmiştir. 3- Davacı- karşı davalı kadının dava dilekçesinde yer alan 30.000 TL. manevi tazminat işleği hakkında hüküm kurulmamış olması da doğru bulunmamıştır....