yoksulluk nafakasının ise aylık 300 TL'ye yükseltilmesini talep ve dava etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ Taraflar arasındaki yoksulluk ve iştirak nafakasının artırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili, dava dilekçesi ile; müvekkillerine ödenen yoksulluk ve iştirak nafakalarının yetersiz olduğunu ileri sürerek; davacı için ödenen aylık 70.00.- TL yoksulluk nafakasının 250.00.- TL ye, ortak çocuk ... için ödenen aylık 80.00.- TL ile ortak çocuk ... için ödenen aylık 100.00.- TL iştirak nafakalarının 300.00.- er TL ye yükseltilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, cevap dilekçesi ile; davanın reddini istemiştir ....
Davacı-karşı davalı erkek vekili; erkeğin reddedilen yoksulluk nafakasının kaldırılması davasına, kadının kabul edilen yoksulluk nafakası ve iştirak nafakasının arttırılması davasına yönelik olarak istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı-karşı davacı kadın vekili; erkeğin istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. Dava; velayetin değiştirilmesi ve yoksulluk nafakasının kaldırılması, karşı dava ise; yoksulluk ve iştirak nafakalarının arttırılması istemlerine ilişkindir. Her ne kadar, davacı-karşı davalı vekili istinaf talebinin duruşmalı incelenmesini talep etmiş ise de; Hukuk Muhakemeleri Kanununun 356. maddesinde istinaf incelemesinin aynı Yasanın 353. Maddesinde belirtilen haller dışında duruşmalı yapılacağı düzenlenmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : TMK'nın 355. maddesi uyarınca, re'sen gözetilecek kamu düzenine aykırı hâller dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmıştır. Dava; Ankara 10. Aile Mahkemesi'nin 2019/34 XX 459/97 K sayılı ilamı ile hükmedilmiş iştirak ve yoksulluk nafakalarının ÜFE artışı akabinde miktarlarının tespiti talebini içermekte olup, davacı tarafça yapılan ıslah akabinde iştirak nafakası yönünden iştirak nafakasının arttırılması davasına dönüştürülmüştür. Davacı tarafça iştirak nafakası yönünden ıslah talebinde bulunulmakla birlikte, yoksulluk nafakası yönünden ıslah işlemi yapılmamış, yoksulluk nafakasına ilişkin dava dilekçesindeki tespit talebinden açıkça feragat edilmemiş ya da açıkça vazgeçilmemiştir....
Hukuk Genel Kurulunun yerleşik kararlarında "asgari ücretle çalışılmakta bulunulması" yoksulluk nafakası bağlanmasını veya yoksulluk nafakasının ortadan kaldırılmasını gerektiren bir durum olarak kabul edilmemiştir. Ancak, yoksulluk nafakasının kaldırılması talebi, azaltılması talebini de içermekte olup, bu durum nafakanın miktarını tayinde ve indirilmesinde etken olarak dikkate alınmalıdır. Bundan ayrı olarak; TMK.327.maddesinde "çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderler ana ve baba tarafından karşılanır" denilmektedir. Somut olayda; müşterek çocuk için belirlenen iştirak nafakasının üzerinden dava tarihine kadar 5 yıla yakın zaman geçmiştir. Bu zaman içerisinde tarafların sosyal ve ekonomik durumları gibi müşterek çocuğun yaşı ve ihtiyaçları da doğal olarak artmıştır. Paranın alım gücü en azından enflasyon oranında da azalmıştır....
Davalı vekili tarafından, yoksulluk ve iştirak nafakası arttırım kararlarının usul ve yasaya aykırı olduğu ve arttırım miktarlarının fahiş olduğu yönünde istinaf başvurusunda bulunulduğu anlaşılmakla; yerel mahkemece, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, çocuğun yaşı ve ihtiyaçları, nafakaların bağlandığı tarihten itibaren aradan geçen süre, paranın satın alma gücü ve hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında, davacı kadının yoksulluk, çocuğun ise iştirak nafakası miktarlarının attırılmasına karar verilmesinde usul ve esas yönünden herhangi bir aykırılık bulunmadığı, ancak, hükmedilen nafaka arttırım miktarlarının yüksek olduğu anlaşılmakla, davalı vekilinin nafaka arttırımına yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, yeniden hüküm kurularak yoksulluk ve müşterek çocuk içen hükmedilen iştirak nafakasının hakkaniyete uygun miktarda arttırılması yönünde karar verilmesi gerektiği kanaat ve düşüncesi ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur...
ın velayetlerinin kendisine verildiğini, kendisi için aylık 250,00 TL yoksulluk nafakasına, müşterek çocuklar.... için aylık 100,00 TL, Kayra için aylık 100,00 TL ve... için aylık 75,00 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, aradan geçen sürede, çocukların okul giderlerinin artması, paranın alım gücü ve nafakanın yetersizliği nedeniyle yoksulluk nafakasının 1.000,00 TL'ye ve iştirak nafakasının her üç çocuk için ayrı ayrı 500,00'er TL'ye çıkartılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı davaya cevap vermemiştir. Duruşmadaki beyanında davanın reddini istemiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Davanın kısmen kabulü ile; yerel mahkeme kararını müşterek çocuk Mehmet Çapan lehine bağlanan 200 TL iştirak nafakasının 1.300 TL arttırarak toplamda aylık 1.500 TL iştirak nafakasına, davacı kadının yoksulluk nafakası arttırım talebinin çalışıyor olması ve gelir elde etmesi nedeniyle reddine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle: yerel mahkeme kararını yoksulluk nafakası talebinin reddini, hükmedilen iştirak nafakası miktarı yönünden istinaf etmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının iştirak nafakası arttırım talebinin reddi gerekirken kısmen kabulüne karar verilmesi yönünden istinaf etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Açılan davanın davacı T1 için yoksulluk nafakasının arttırım talebine, müşterek çocuk Mehmet Çapan için iştirak nafakasının arttırım talebine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır....
, küçük ... belirlenmiş olan aylık 100 TL iştirak nafkasının 700,00 TL'ye ve küçük ....r için belirlenmiş olan aylık 100 TL iştirak nafakasının da 500 TL'ye yükletilmesini ve ayrıca belirlenen nafakalarının ileriki yıllarda dava tarihine tekabül eden tarihlerdeki .... oranında arttırılmış şekliyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Tüm bu bilgiler ışığında somut irdelendiğinde; mahkemece, asıl ve birleşen davanın reddine karar verdiği, her iki tarafın da hükmü temyiz etmesi üzerine Dairemizce yalnızca iştirak nafakası yönünden hükmün bozulduğu, mahkemece, bozmaya uyma kararı verilmesiyle birlikte, birleşen dosyanın davacısının nafakanın kaldırılması/indirilmesi isteminin reddine yönelik hükmün yoksulluk nafakası açısından kesinleştiği ve davacı (birleşen dosyanın davalısı) yönünden usuli müktesep hak oluştuğu anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca mahkemece; bozma ilamına uyulmasına rağmen bozma kapsamında olmayan yoksulluk nafakası yönünden de usuli müktesep hak kuralına aykırı olacak şekilde yeniden değerlendirme yapılarak hüküm tesis edilmesi ve yoksulluk nafakasının indirilmesi yönünden hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı görülmüş, bu husus bozmayı gerektirmiştir....