Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece davanın kısmen kabulü ile iştirak nafakasının 500TL'ye yoksulluk nafakasının ise aylık 600,00 TL'ye yükseltilmesine karar verilmiş, hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dava; yoksulluk ve iştirak nafakasının artırılması istemine ilişkindir. 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının sair temyiz itirazları yerinde değildir. 2- TMK'nun 175.maddesine göre; "Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz. 176/4.maddesinde ise; "Tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir." denilmektedir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı kadın tarafından, iştirak nafakaları yönünden; davalı-davacı erkek tarafından ise tedbir ve iştirak nafakalarının miktarı ile vekâlet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, mahkemece bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün bulunmamasına göre, davacı-davalı kadının tüm, davalı-davacı erkeğin ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yersizdir. 2-Mahkemece verilen ilk karara karşı davacı-davalı kadın tarafından yoksulluk nafakası talebinin reddi, tedbir ve iştirak nafakaları yönünden temyiz kanun yoluna başvurulmuş, karar Dairemizin 2020/2444 esas ve 2020/3527 karar sayılı ilamı ile velâyeti...

      Y A R G I T A Y K A R A R I Yoksulluk ve iştirak nafakaları aidiyetleri, nitelikleri ve sonuçları itibariyle ayrı nafakalardır. Davacı eş ve çocuk davada ihtiyari dava ortağıdır. Bu nedenle nafakalar ayrı ayrı değerlendirilir. Artırılan yoksulluk ve iştirak nafakalarının yıllık toplamları ayrı ayrı olarak 1.540 TL'nin altındadır.5219 ve 5236 sayılı yasalar ile HUMK. nun 427.maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 01.01.2011 tarihinden itibaren 1.540 TL'ye çıkarılmıştır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 6.4.2005 tarih ve 2005/3-169 E- 235 K. sayılı kararı ile nafaka davalarında temyiz ve karar düzeltmede yıllık nafaka miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır.Hüküm, yıllık nafaka (farkı) miktarı itibariyle kesin niteliktedir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı kadın tarafından tazminatlar ve iştirak, yoksulluk nafakalarının miktarları yönünden; davalı-davacı erkek tarafından ise velayet, kadın yararına takdir edilen tazminatlar, yoksulluk nafakası ve iştirak nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davalı-davacı vekili Av. ... velayete yönülek temyiz talebinden 02.02.2018 tarihli dilekçe ile feragat ettiğini bildirdiğinden temyiz dilekçesinin velayete yönelik olarak reddine karar vermek gerekmiştir. 2- Davacı-davalı vekili Av. ... 02.02.2018 tarihli dilekçesiyle nafaka ve tazminat taleplerinden feragat ettiklerini bildirdiklerinden bu husus gözetilerek bir karar verilmek üzere hükmün nafakalar ve kadın yararına takdir edilen tazminatlar yönünden bozulması...

          "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı (kadın) tarafından yoksulluk ve iştirak nafakalarının miktarları yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davacı (kadın) yararına takdir edilen yoksulluk nafakası azdır. Mahkemece Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. 2-Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre velayeti davacı (kadın)'a verilen müşterek çocuk 01.07.1998 doğumlu ...'nın ihtiyaçlarına nazaran takdir edilen iştirak nafakası azdır....

            Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı kadın tarafından; erkeğin boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, tedbir nafakalarının miktarı ile yoksulluk ve iştirak nafakalarına hükmedilmemesi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davalı-davacı kadın tarafından süresinde miktarı da belirtilmek suretiyle usulüne uygun şekilde istenmiş yoksulluk nafakası talebi bulunmadığının anlaşılmasına göre, davalı-davacı kadının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Boşanma veya ayrılık vukuunda çocuk kendisine tevdi edilmemiş taraf gücüne göre onun bakım ve eğitim giderlerine katılmakla yükümlüdür (TMK m.182). Bu hususun mahkemece kendiliğinden dikkate alınması gerekmektedir....

              AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 13/09/2021 NUMARASI : 2021/50 ESAS, 2021/556 KARAR DAVA KONUSU : NAFAKANIN KALDIRILMASI KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmakla, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353.madde uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA, SAVUNMA İLE YARGILAMA SÜRECİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların anlaşmalı olarak boşandıklarını, kararın 01/10/2020 tarihinde kesinleştiğini, boşanma sırasında müşterek çocuk için 10.000 TL iştirak nakafası, davalı için ise 3.000 TL yoksulluk nafakası takdir edildiğini, ilerleyen süreçte müvekkilinin işten çıkarıldığını ekonomik durumunun bozulduğunu ve takdir edilen nafakaların ödeyemeyecek duruma geldiğini bu nedenle boşanma sırasında takdir edilen iştirak ve yoksulluk nafakalarının kaldırılmasına bu talep yerinde görülmediği takdirde...

              AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 13/09/2021 NUMARASI : 2021/50 ESAS, 2021/556 KARAR DAVA KONUSU : NAFAKANIN KALDIRILMASI KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmakla, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353.madde uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA, SAVUNMA İLE YARGILAMA SÜRECİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların anlaşmalı olarak boşandıklarını, kararın 01/10/2020 tarihinde kesinleştiğini, boşanma sırasında müşterek çocuk için 10.000 TL iştirak nakafası, davalı için ise 3.000 TL yoksulluk nafakası takdir edildiğini, ilerleyen süreçte müvekkilinin işten çıkarıldığını ekonomik durumunun bozulduğunu ve takdir edilen nafakaların ödeyemeyecek duruma geldiğini bu nedenle boşanma sırasında takdir edilen iştirak ve yoksulluk nafakalarının kaldırılmasına bu talep yerinde görülmediği takdirde...

              "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1-#Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-İştirak ve yoksulluk nafakasının, infazda duraksamaya yol açacak şekilde ileriki yıllarda hangi enflasyon verilerine göre artırılacağının belirtilmemesi doğru değil ise de bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması gerekmiştir....

                Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı kadın tarafından kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talepleri, tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakalarının miktarları yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davalı-davacı kadının "Tedbir nafakalarının miktarına" yönelik temyiz dilekçesinin incelenmesinde; İlk derece mahkemesince tedbir nafakalarına yönelik verilen hüküm davalı-davacı kadın tarafından istinaf edilmeyerek kesinleşmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu