Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece; yoksulluk nafakasının takdiri ve artırılması kişilerin ekonomik güçleri oranında yapılması gerektiğinden, davalının 1167 TL aylık maaşının bulunduğu; ancak, nafaka ödemesi ve diğer kesintilerle davalının maaş almadığının anlaşıldığından bahisle davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacı tarafından temyiz edilmektedir. Dava, daha önce hükmedilen yoksulluk ve iştirak nafakasının artırılması talebine ilişkindir....

    Aile Mahkemesinin 05/02/2020 tarih,2019/126 Esas, 2020/31 Karar sayılı ilamı ile özetle; davacının nafakaya hükmedildiği tarihteki ekonomik ve sosyal durumu ile dava tarihindeki ekonomik ve sosyal durumu arasında önemli bir ölçüde azalma olmadığı gibi nafaka alacaklısının da ekonomik ve sosyal durumunda yoksulluk ve iştirak nafakasının indirilmesini gerektirecek derecede bir iyileşme olmadığı, ayrıca davacının anlaşmalı boşanma protokolü ile kendi hür iradesi ile söz konusu nafakalar konusunda mutabık olduğu gerekçe gösterilerek davalı için verilen yoksulluk ve müşterek çocuk için bağlanan iştirak nafakalarının kaldırılması ilişkin davanın reddine karar verildiği, kararın yöntemince taraflara tebliğ edildiği, davacı vekili süresinde verdiği istinaf dilekçesinde özet ile; müvekkilinin yıllar sonra Huntington hastalığına yakalandığını bu yüzden geri göreve alındığını, maaşından 1/3 oranında azalma olduğunu, kredi borçları bulunduğunu, hastalığı yüzünden tedavi giderleri yaptığını...

    Aile Mahkemesinin 05/02/2020 tarih,2019/126 Esas, 2020/31 Karar sayılı ilamı ile özetle; davacının nafakaya hükmedildiği tarihteki ekonomik ve sosyal durumu ile dava tarihindeki ekonomik ve sosyal durumu arasında önemli bir ölçüde azalma olmadığı gibi nafaka alacaklısının da ekonomik ve sosyal durumunda yoksulluk ve iştirak nafakasının indirilmesini gerektirecek derecede bir iyileşme olmadığı, ayrıca davacının anlaşmalı boşanma protokolü ile kendi hür iradesi ile söz konusu nafakalar konusunda mutabık olduğu gerekçe gösterilerek davalı için verilen yoksulluk ve müşterek çocuk için bağlanan iştirak nafakalarının kaldırılması ilişkin davanın reddine karar verildiği, kararın yöntemince taraflara tebliğ edildiği, davacı vekili süresinde verdiği istinaf dilekçesinde özet ile; müvekkilinin yıllar sonra Huntington hastalığına yakalandığını bu yüzden geri göreve alındığını, maaşından 1/3 oranında azalma olduğunu, kredi borçları bulunduğunu, hastalığı yüzünden tedavi giderleri yaptığını...

    ortak çocuklar yararına tedbir ve iştirak nafakasına karar verilmesinin, karar gerekçesinin, nafaka miktarlarının uygun ve yerinde olduğu gibi, ortada ıslah yahut davacı tarafın açık muvafakati bulunmadığından süresinde olmayan davalı kadının boşanmanın eki niteliğindeki yoksulluk nafakası ile maddi ve manevi tazminat taleplerine ilişkin herhangi bir karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla, davalı vekilinin boşanma davasının kabulü, tedbir ve iştirak nafakalarının az oluşu, yoksulluk nafakası ile maddi ve manevi tazminat talepleri ile ilgili bir karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesine yönelik istinaf başvurusu ile; davacı vekilinin hüküm altına alınan tedbir ve iştirak nafakalarının fazla oluşuna yönelik istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nun 353/1- b-1 m.si gereğince ayrı ayrı esastan reddine oy birliği ile karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

    Taraflar arasındaki asıl davada yoksulluk nafakasının kaldırılması; birleşen davada yoksulluk ve iştirak nafakalarının artırılması davalarının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl davanın kısmen kabulüne ve birleşen davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 6100 sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 10.09.2018 tarihinde...

      Dava dilekçesinde; boşanma davasında hükmedilen 150 TL yoksulluk nafakasının ve 75 TL iştirak nafakasının, aradan geçen zamanda yetersiz kaldığı ileri sürülerek, davacı için hükmedilen yoksulluk nafakasının 300 TL'ye, müşterek çocuk için hükmedilen iştirak nafakasının 175 TL'ye artırılması talep ve dava edilmiştir. Davalı vekili; nafaka artırım taleplerinin fahiş olduğunu, boşanmanın üzerinden bir yıl geçtiğini, davalının gelirinde bir artış olmadığını belirterek, davanın reddini dilemiştir....

        Davacı vekili, tarafların daha önce boşandıklarını, müşterek çocuk Alperen'in velayetinin müvekkiline bırakıldığını, en son tarihli mahkeme ilamı gereğince müvekkili için hükmedilen yoksulluk nafakasının ve müşterek çocuk için hükmedilen iştirak nafakasının ayrı ayrı 175,00 TL'ye artırıldığını, müvekkilinin ve müşterek çocuğun ihtiyaçlarının arttığını, nafakaların yetersiz kaldığını ileri sürerek müvekkili için hükmedilen yoksulluk nafakasının 350.00 TL'ye, müşterek çocuk için hükmedilen iştirak nafakasının 400.00 TL'ye artırılmasını ve davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile; yoksulluk ve iştirak nafakalarının ayrı ayrı 280.00 TL'ye artırılarak davalıdan tahsili cihetine gidilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir....

          Bu itibarla, davada, davacı taraf vekille temsil edilmesine ve davanın kısmen kabul edilmiş olmasına rağmen, davacı yararına vekâlet ücretine hükmedilmemesi, ayrıca çocuklar için iştirak nafakasının artırılması istemi olduğu halde, gerekçeli kararda yoksulluk nafakası ifadesinin kullanılması doğru değilse de; bu hususların düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hükmün 6. fıkrasından sonra ayrı bir fıkra halinde ‘Davacı kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden yürülükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdiren 1.500 TL ücreti vekâletin davalı ...’dan alınarak davacı ...’a verilmesine’ cümlesinin yazılması; ayrıca, hükmün 1.maddesinin b fıkrasında yer alan ‘yoksulluk’ ifadesinin çıkarılarak yerine "iştirak" ifadesinin yazılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 29.02.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ ( Aile ) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Nafaka Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Uyuşmazlık ve hüküm * yoksulluk ve iştirak nafakalarının artırılması istemine ilişkin olup, Yargıtay Başkanlar Kurulu’nun 01.02.2002 tarihli kararının 1. maddesi de gözetilerek inceleme görevi Yargıtay * 3. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ : Dosyanın görevli Yargıtay *3. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 16.07.2007...

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından; kusur belirlemesi, manevi tazminat ve iştirak nafakalarının miktarları yönünden, davalı-karşı davacı kadın tarafından ise erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası hakkında hüküm kurulmaması, vekalet ücreti ve iştirak nafakalarının miktarları yönünden temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 23/10/2018 günü duruşmalı temyiz eden davalı-davacı ... vekili Av. ... geldi. Karşı taraf katılma yoluyla temyiz eden davacı-davalı ... ile vekili gelmedi. Davacı-davalı ... vekili Av. ...'a usulüne uygun tebligat yapılamadığı görüldü. Davalı-davacı vekili Av. ... söz aldı: Biz murafaa istemimizden vazgeçiyoruz dosya üzerinden karar verilsin dedi....

                UYAP Entegrasyonu