Mahkemece, davacının kendisi ile müşterek çocuklardan Pelin Nur ve Gökhan Bora hakkındaki nafaka taleplerinin reddine, müşterek çocuk Ali Eren lehine daha önce hükmedilen aylık 250,00 TL iştirak nafakasının aylık 150,00 TL arttırılarak aylık 400,00 TL'ye çıkarılmasına karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müşterek çocuk Ali Eren lehine hükmedilen nafaka miktarının düşük olduğunu, ayrıca davalı lehine vekalet ücreti takdirinin hatalı olduğunu belirterek, kararın müvekkili lehine kaldırılmasını istemiştir. GEREKÇE : Dava; iştirak ve yoksulluk nafakasının arttırılması isteğine ilişkindir. Yoksulluk ve iştirak nafakaları aidiyetleri, nitelikleri itibariyle ayrı nafakalar olup, bu nedenle davacı eş ve çocuklar ihtiyari dava ortağıdır. Her nafaka ayrı ayrı değerlendirilir. (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi'nin 2011/22147 Esas, 2012/4699 Karar ve 27.02.2012 tarihli kararı- Yargıtay 3....
Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı kadın tarafından erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatların ve tedbir nafakalarının miktarı, yoksulluk nafakasının reddi ve vekalet ücreti yönünden; davalı-karşı davacı erkek tarafından ise tazminatların, tedbir ve iştirak nafakalarının miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacı-karşı davalı kadın tarafından tedbir nafakalarının mıktarı istinaf edilmeyerek kesinleşmiş olduğu anlaşıldığından, davacı-karşı davalı kadının tedbir nafakalarının miktarına yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davalı-karşı davacı erkeğin tüm, davacı-karşı davalı kadının aşağıdakı bent kapsamı dışında kalan temyız...
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 21/10/2014 NUMARASI : 2013/677-2014/729 Taraflar arasındaki iştirak ve yoksulluk nafakalarının artırımı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dava dilekçesi ile; ikiz ortak çocuklar için ödenen aylık 150.00.- şer TL iştirak nafakasının ve davacı için ödenen 200.00.- TL yoksulluk nafakasının yetersiz olduğunu ileri sürerek, nafakaların 300.00.- er TL ye yükseltilmesine ve nafakaların her yıl artması için oran belirlenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
müşterek çocuklara bağlanan iştirak nafakasının her bir çocuk için 1.000,00'er TL, müvekkili için bağlanan yoksulluk nafakasınında 1.000,00 TL'ye çıkarılmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerine yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
ise aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Mahkemece verilen önceki hüküm, Dairemizin 03.05.2017 tarih, E.2016/487-K.2017/5206 sayılı ilamı ile; yoksulluk ve iştirak nafakalarının gelecek yıllar artış talebi hakkında olumlu-olumsuz hüküm kurulmaması, davacı kadın ve ortak çocuklar lehine hükmolunan tedbir nafakalarının başlangıç tarihleri, davacı kadın yararına hükmolunan yoksulluk nafakası ve maddi tazminat miktarları yönünden bozulmuş, davacı kadın lehine hükmolunan tedbir nafakası miktarı yönünden bir bozma yapılmamış, hükmün bu bölümü onanmıştır....
Gerçekleşen bu duruma göre, evlilik birliğinin temelden sarsılmasında, kadının değil kocanın ağır kusurlu olduğunun kabulü gerekirken, delillerin hatalı takdiri sonucu, kadın ağır kusurlu kabul edilip tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddi isabetli bulunmamıştır. 2-Velayetleri davacıya bırakılan çocuklar için, yargılama sırasında Türk Medeni Kanununun 169. maddesi kapsamında tedbir nafakası takdir edildiğine göre, nihai hükümde bu çocuklar için hükmedilen iştirak nafakalarının, kararın kesinleşmesinden sonra da devamına karar verilecekken, hükmün kesinleşmesine kadar devamına karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. 3-Davacının yoksulluk ve çocuklar için tayin edilen iştirak nafakalarının, gelecek yıllardaki artış miktarının belirlenmesi talebiyle ilgili olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulmaması doğru bulunmamıştır....
Taraflarca karşılıklı olarak açılan boşanma davaları sonucunda erkeğin davasının reddi, kadının davasının kabulüyle tarafların boşanmalarına, kadın lehine maddi ve manevi tazminata, velayeti anneye verilen ortak çocuklar yararına 250'şer TL iştirak nafakasına, kadın yararına 250 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmiştir. Kararın davalı-davacı erkek tarafından temyizi üzerine Dairemizce hüküm; "Kadın yararına hükmolunan yoksulluk nafakası ile ortak çocuklar yararına hükmolunan iştirak nafakalarının çok olduğundan" bahisle bozulmuş, diğer yönlerden onanmıştır. Bozma kararına karşı davacı-davalı kadın tarafından karar düzeltme isteminde bulunulmuştur. Toplanan delillerden; davalı-davacı erkeğin aylık asgari ücret seviyesinde gelirinin mevcut olduğu anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında, davalı-davacı erkeğin mali gücü dikkate alınarak mahkemece takdir edilen yoksulluk nafakası miktarı ile iştirak nafakalarının miktarlarında bir isabetsizlik bulunmamaktadır....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; davacının, davalı lehine hükmedilen yoksulluk nafakasının kaldırılması talebinin reddine, davacının yoksulluk nafakası miktarının indirilmesi talebinin kabulü ile, kadın lehine aylık 500,00 TL olarak bağlanmış bulunan yoksulluk nafakasının aylık 250,00'TL'ye indirilmesine, davacının, müşterek çocukların iştirak nafakası miktarlarının indirilmesi talebinin kabulü ile müşterek çocuklar Güneş ve Nazar'ın ayrı ayrı 500,00'er TL olan iştirak nafakalarının aylık ayrı ayrı 250,00'şer TL'ye indirilmesine karar verilmiştir....
Dava, yoksulluk ve iştirak nafakalarının arttırılması istemine ilişkindir. Yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; tarafların Ankara 14. Aile Mahkemesi'nin 2018/225 E 2019/604 K sayılı 10/09/2019 tarihinde kesinleşen kararı ile boşandıkları, müşterek çocuklar 23/06/2011 doğumlu Şevval Ecrin ve 21/04/2016 doğumlu Ceylin Zümra'nın velâyetlerinin anneye verildiği, müşterek çocuklar lehine aylık 200,00'er TL iştirak nafakasına ve davacı kadın lehine aylık 250,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiği, davacının ev hanımı olduğu, davalının ise sosyal ekonomik durum araştırmasında işsiz olarak belirtildiği, ancak tanık beyanına göre emlak işi ile uğraştığı, Etimesgut/Eryaman'da üzerine kayıtlı tam hisseli 8 adet mesken bulunduğu, bu meskenlerde kiracı olduğu ve bir dairenin ortalama kira bedelinin aylık 2.500,00- 3.000,00 TL arasında olduğu anlaşılmıştır....
Dava, iştirak ve yoksulluk nafakasının arttırılması istemine ilişkindir. 1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı tarafın sair temyiz itirazları yerinde değildir. 2-) Davacının iştirak nafakasına yönelik temyiz itirazı yönünden; TMK.nun 182/2.maddesinde; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır. Velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf, ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğun giderlerine katılmakla yükümlüdür. Diğer taraftan, iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları gözönünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olağan harcamaların da dikkate alınması zorunludur....