"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki yoksulluk ve iştirak nafakası arttırımı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dilekçesinde; boşanma davasında hüküm altına alınmış olan yoksulluk ve iştirak nafakalarının yetersiz kaldığını ileri sürerek; yoksulluk nafakasının 200 TL’ den 500 TL’ ye, iştirak nafakasının ise çocuklardan her biri için 150 TL den 250’şer TL ye artırılmasını talep etmiştir....
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda iştirak nafakasının her bir çocuk için ayrı ayrı aylık 150,00’şer TL'ye çıkarılmasına karar verilmiş ve yoksulluk nafakası talebine ilişkin herhangi bir karar verilmemiş, hüküm davacı vekili tarafından süresinde temyiz olunmuştur . Dava; yoksulluk ve iştirak nafakası artırım istemine ilişkindir. 1- Somut olayda; çocukların yaşı, eğitim durumu, günün ekonomik koşulları dikkate alındığında takdir edilen iştirak nafakası artırım miktarı Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesine uygun olup, mahkemece iştirak nafakasının her bir çocuk için ayrı ayrı aylık 150,00 TL'ye çıkarılmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 14/07/2020 NUMARASI : 2019/477 ESAS, 2020/352 KARAR DAVA KONUSU : NAFAKANIN ARTIRIMI KARAR : Mahalli mahkemece verilen karara karşı davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğundan; Dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların Elazığ 1. Aile Mahkemesinin 2016/613 Esas sayılı dosyasında boşandıklarını, müşterek çocuğun velayetinin davacıya verildiğini ve müşterek çocuk için 200,00 TL nafakaya hükmedildiğini, çocuğun okula gitmeye başladığını, giderlerinin arttığını belirterek nafakanın 800,00 TL olacak şekilde arttırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı kadın vekili, tedbir ve iştirak nafakası, tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat miktarları yönlerinden, davalı erkek vekili, davanın kabülü, boşanma hükmü, kusur belirlemesi, ortak çocuklar yararına hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası, davacı lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat ve miktarları yönlerinden temyiz isteminde bulunmuştur. 2....
Ancak, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakaların niteliği, özellikle de ekonomik göstergelerdeki değişim ve ...’in yayınladığı ÜFE oranı ve davalının belirlenen gelir durumu nazara alındığında arttırılan yoksulluk ve iştirak nafakası miktarları az olup, TMK’nun 4.maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun bulunmamış ise de, bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün birinci fıkrasındaki “... 40 TL olan yoksulluk nafakasının 60 TL arttırılarak aylık 100 TL yoksulluk nafakasının... 35 TL olan iştirak nafakasının 65 TL arttırılarak 100 TL iştirak nafakasının..." rakam ve ifadelerinin çıkartılarak yerine “...40 TL yoksulluk nafakasının 95 TL arttırılarak aylık 135 TL yoksulluk nafakasının...35 TL olan iştirak nafakasının 100 TL artırılarak aylık 135 TL iştirak nafakasının" rakam ve ifadelerinin yazılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle...
Borçlar Kanununun 19. ve 20. maddelerine aykırı bulunmayan sözleşmede edimler arasındaki denge umulmadık gelişmeler yüzünden sonradan bozulacak olursa ve yasal ve sözleşmesel risk dağılımı çerçevesinde taraflardan sözleşmeye baştan kararlaştırılmış koşullarla bağlı kalmaları beklenemezse sözleşmeye hakim müdahale edebilir.Mahkemece, “nafaka borçlusunun ekonomik gücünün önemli ölçüde değişmesi halinde bu sözleşme ile bağlı tutulması hakkaniyete aykırıdır, toplanan deliller ile davacının iflas ettiği ve ödeme gücünde önemli ölçüde düşüş olduğu tespit edilmekle davacının davasının kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir." gerekçesi ile daha önce hükmedilen iştirak ve yoksulluk nafakalarının azaltılması talebinin kısmen kabulüne; hükmedilen iştirak nafakalarının aylık 750'şer TL'ye; hükmedilen yoksulluk nafakasının aylık 1.000 TL'ye indirilmesine; karar verilmiştir....
Davalı-davacı vekili cevap ve birleşen dava dilekçesinde açıkladığı sebeplerle; asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulü ile müvekkili lehine hükmedilen aylık 250,00 TL yoksulluk nafakasının aylık 500,00 TL'ye, müşterek çocuklar lehine hükmedilen 300,00 er TL iştirak nafakasının ayrı ayrı 600,00'ar TL'ye yükseltilmesini istemiştir. Mahkemece, asıl ve birleşen davanın kısmen kabulü ile asıl davada hükmedilen aylık 250,00 TL yoksulluk nafakasının dava tarihinden itibaren kaldırılmasına, iştirak nafakasının kaldırılması veya indirilmesi talebinin reddine, birleşen davada müşterek çocuklar Efe ve Eren lehine ayrı ayrı hükmedilen aylık 300,00'er TL iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren aylık 500,00 TL'ye çıkartılmasına, yoksulluk nafakasının arttırılması talebinin reddine karar verilmiştir....
Yerel mahkemece, tarafların düzenli gelirlerinin bulunmadığı, iş bulduklarında çalıştıkları, birbirlerine yakın gelirleri olduğu gerekçesi ile davacı kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiş, tarafların istinaf kanun yoluna başvurusu üzerine, bölge adliye mahkemesince sabit gelirinin ve malvarlığının olmadığı gerekçesi ile davacı kadının tedbir ve yoksulluk nafakasına ilişkin itirazları kabul edilerek tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmiş, davacı kadının diğer davalı erkeğin ise tüm istinaf talepleri esastan reddedilmiş ise de; davacı kadının malvarlığı sorgulamasında üzerine kayıtlı bir mesken, bir dükkan ve bir araç olduğu görülmektedir. Ayrıca ilk derece mahkemesince verilen kararın gerekçesinde tarafların birbirine yakın gelirlerinin olduğu belirtilmesine rağmen bölge adliye mahkemesince, davacı kadının sabit gelirinin ve malvarlığının olmadığı gerekçesi ile kadın lehine tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmiştir....
-TL yoksulluk nafakası ödemesine hükmedildiğini, söz konusu ilamda yoksulluk nafakasının artış şekline ilişkin bir hüküm yer almadığını, boşandıktan sonra kredi ödemesi devam ederken bir yandan da kira ve nafaka ödemeye devam eden davacı pandemi sürecinde sağlık çalışanlarına ödenen döner sermaye ücretinin kesilmesi ve artık kendisine yeni bir hayat kurmak isteyerek evlenmesi neticesi ile oldukça yoksul bir duruma düştüğünü, diğer yandan da davalının davacı müvekkili aleyhine Giresun Aile Mahkemesinin 2020/472 Esas sayılı davası ile iştirak nafakası davası açtığını, Giresun Aile Mahkemesinin 2020/472 Esas, 2021/278 Karar ve 20/04/2021 Tarihli ilamı uyarınca davacı müvekkilinin davalıya velayeten 4 ay boyunca aylık 500,00.-TL iştirak nafakası ödemesine hükmedildiğini, müvekkilinin 2020 yılının Ocak ayından itibaren Eylül ayına kadar, bu aylar da dahil olmak üzere, davalıya, aylık 2.909,25....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 28/04/2022 NUMARASI : 2021/1191 2022/293 DAVA KONUSU : İştirak ve Yoksulluk Nafakalarının Artırılması KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: tarafların Ankara 11. Aile Mahkemesi 2012/1093 E. 2013/898 K. Sayılı ilamı ile boşandıklarını, karar sonucu müşterek çocuk Şilan Dilek'in velayetinin davacı anneye verildiğini, müşterek çocuk yararına 150,00 TL iştirak nafakası bağlandığını, davacı yararına ise 200,00 TL yoksulluk nafakası bağlandığını, davacının şu anda bir işte çalışmadığını, düzenli bir gelirinin olmadığını, geçen zamanda müşterek çocuğun büyüdüğünü ve giderlerinin arttığını, davacının bu giderlere tek başına yetişemediğini beyan ederek davanın kabulünü, müşterek çocuğun iştirak nafakasının 2.000,00 TL'ye çıkarılmasını, davacının yoksulluk nafakasının 2.000,00 TL'ye çıkarılmasını talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: tarafların Ankara 11....