İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı-davalı kadın vekili kararı, kusur belirlemesine, kadının maddi ve manevi tazminat talebi ile tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddedilmesine, müşterek çocuklar lehine hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası miktarlarına yönelik olarak istinaf etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava ve karşı dava TMK'nun 166/1 maddesi gereğince açılmış şiddetli geçimsizlik nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma davasıdır....
Bu çerçevede; tarafların ekonomik ve sosyal durumuna ilişkin dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler bir bütün halinde değerlendirilerek, nafakaların niteliği, günün ekonomik koşulları, kadının ve çocuğun zorunlu ihtiyaçları ile hakkaniyet ilkesi göz önüne alındığında, davacı kadın lehine aylık 750,00 TL yoksulluk nafakası ve velâyeti annesine verilen müşterek çocuk T3 lehine aylık 750,00 TL iştirak nafakasına hükmedilmiştir. Yukarıda açıklanan gerekçelerle, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Öte yandan, HMK'nun 266. maddesinde; "Mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Hâkimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişiye başvurulamaz" hükmüne yer verilmiştir. Somut olayda, borçlunun itfa nedeniyle icranın geri bırakılması talebi mevcut olup, mahkemece; taraflar arasında imzalan 05.01.2015 tarihli protokolde, takibe konu nafaka borcunun ödenmesi ile ilgili bir takım hükümlerin yer aldığı görülmekle, dosyaya sunulan ödemeye dair belgelerin işbu protokol kapsamında değerlendirilmediği, dolayısıyla iştirak ve yoksulluk nafakası ödemelerinin ayrı ayrı tespiti suretiyle hüküm kurulmadığı anlaşılmaktadır....
Davalı cevap dilekçesinde; yoksulluk nafakası yönünden talebin zamanaşımına uğradığını, müvekkilinin asgari ücret seviyesinde geliri olduğunu belirterek, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece; davacının geliri olmadığı ve iştirak nafakasının yeterli olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile, davacı lehine aylık 150 TL yoksulluk nafakasına ve müşterek çocuk lehine aylık 200,00 TL iştirak nafakasına karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir. Davalı vekilinin yoksulluk nafakasına ilişkin temyiz itirazları yönünden ise; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 175.maddesi ve devamı hükümlerine göre nafaka talep edilen tarihte nafaka alacaklısının yasanın öngördüğü şartları taşıması halinde mahkemece, yoksulluk nafakasına hükmedilebilecektir....
Yoksulluk nafakasının kaldırılması talebi incelendiğinde ; davalının boşanma kararından sonra neredeyse düzenli olarak çalıştığı ve bir gelire sahip olduğu, tarafların sosyal ekonomik durumları karşılaştırıldığında birbirine yakın olduğu ve davalının yoksulluk durumunun ortadan kalktığı kanaatine varılmakla davanın kabulü ile davalı lehine hükmedilen yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir. " gerekçesi ile davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır....
Yoksulluk nafakasının kaldırılması talebi incelendiğinde ; davalının boşanma kararından sonra neredeyse düzenli olarak çalıştığı ve bir gelire sahip olduğu, tarafların sosyal ekonomik durumları karşılaştırıldığında birbirine yakın olduğu ve davalının yoksulluk durumunun ortadan kalktığı kanaatine varılmakla davanın kabulü ile davalı lehine hükmedilen yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir. " gerekçesi ile davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır....
O halde; davacı kadının usulünce ekonomik ve sosyal durumu araştırılarak; kadının çalışıp çalışmadığı, çalışıyorsa çalışmasının sürekli ve düzenli şekilde olup olmadığı, sürekli ve düzenli çalışıyor ise elde ettiği gelirin miktarı itibarıyla kendisini yoksulluktan kurtarıp kurtarmayacağı ve davalı erkeğin geliriyle denk olup olmadığı, işten ayrılmış ise ayrılma nedeni araştırılarak kadının yoksulluk nafakası talebi hakkında karar verilmesi gerekirken, yoksulluk nafakası yönünden eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. VI. KARAR Açıklanan sebeplerle; 1. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının yoksulluk nafakası yönünden BOZULMASINA, 2....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 01/03/2022 NUMARASI : 2021/715 ESAS-2022/169 KARAR DAVA KONUSU : Nafakanın Artırımı KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm hakkında istinaf talebinde bulunulmakla; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların Bakırköy 1. Aile Mahkemesinin 2021/63 Esas, 2013/648 Karar sayılı ilamı ile boşandıklarını, davacı için aylık 1000- TL yoksulluk, müşterek çocuk için 750,00- TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, müvekkilin hiçbir geliri olmadığını, sağlık sorunları nedeniyle çalışamadığını, söz konusu nafakanın yetersiz olduğunu belirterek müvekkil için 10.000- TL yoksulluk ve müşterek çocuk için 5.000- TL iştirak nafakasına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir....
ortak çocuk yararına aylık 1.250 TL tedbir ve iştirak nafakasına hükmedilmiş, kararın taraflarca temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 08.12.2021 tarihli ilamı ile kadın yararına hükmedilen maddi ve manevi tazminatın, yoksulluk nafakasının ve ortak çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakasının az olduğu gerekçesiyle hüküm bozulmuş, bozma kapsamı dışında kalan boşanma, velayet, tedbir nafakaları ile yargılama giderleri yönünden karar kesinleşmiştir....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından kusur belirlemesi, reddedilen manevi tazminat talebi ile nafakaların ve maddi tazminatın miktarı yönünden; davalı erkek tarafından ise hükmün tamamı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacı kadının “Tedbir, yoksulluk ve iştirak nafakalarının ve maddî tazminatın miktarına” yönelik temyiz dilekçesinin incelenmesinde; İlk derece mahkemesince bu yönlere ilişkin olarak verilen hüküm davacı kadın tarafından istinaf edilmeyerek kesinleşmiştir....