İlk derece mahkemesince davacının yoksulluk nafakasının kaldırılmasına yönelik talebinin kısmen kabulü ile davalı kadın lehine anlaşmalı boşanma davasında yıllık %5 oranında arttırılmak kaydıyla hükmedilen yoksulluk nafakasının dava tarihi itibariyle aylık 1.000,00.-TL olarak ödenmesine karar verilmiş, istinaf üzerine bölge adliye mahkemesince istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir. Davalı lehine ilk derece mahkemesince dava tarihinden itibaren hükmedilen ve yıllık %5 oranında arttırılmasına karar verilen yoksulluk nafakasının yıllık toplam miktarı bölge adliye mahkemesi karar tarihindeki kesinlik sınırı olan 78.630,00.- TL'yi aşmadığından 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362. maddesi gereğince temyiz sınırı altında olup, bölge adliye mahkemesince verilen karar kesindir....
Somut olayda; tarafların 21.11.2012 tarihinde kesinleşen karar ile boşandıkları, davalı lehine 250,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiği görülmüştür. Davalının, boşandıktan sonra asgari ücret seviyesinde bir gelirle çalışmaya başladığı anlaşılmıştır. Nafaka alacaklısı kadının, elde ettiği gelirin yukarıda belirtilen zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılaması beklenemez. Başka bir anlatımla, davalının eline geçen toplam gelir miktarı, onu yoksulluktan kurtaracak mahiyette değildir. Tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve ihtiyaçları dikkate alındığında, yasal düzenlemeler ve Yargıtay İçtihatları doğrultusunda davalı kadının gelirinin bulunması, hakkında hükmedilen yoksulluk nafakasının kaldırılmasını gerektirmez. Bu durum yoksulluk nafakasının indirilmesi nedenidir. Bu nedenle davalı kadın hakkında yoksulluk nafakasının kaldırılması hakkaniyete uygun bulunmamıştır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 6.4.2005 tarih ve 2005/3- 169 E- 235 K. sayılı kararı ile nafaka davalarında temyiz ve karar düzeltmede yıllık nafaka miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır. Davacı tarafından davalı lehine verilen aylık 450,00 TL yoksulluk nafakasının kaldırılmasının ve müşterek çocuk için verilen 450,00 TL iştirak nafakasının miktarının düşürülmesinin talep edildiği, davanın reddedildiği, kaldırılması talep edilen yoksulluk nafakası yönünden reddedilen bir yıllık nafaka miktarının 5.400,00 TL'ye tekabül ettiği, indirilmesi talep edilen iştirak nafakası yönünden reddedilen bir yıllık nafaka miktarının 4.200,00 TL'ye tekabül ettiği, HMK 341/2 maddesi gereğince miktar veya değeri 5.880,00 TL'yi geçmeyen mal varlığına ilişkin kararların kesin olduğu anlaşılmış olup, kesinlik sınırında kalan davacının istinaf talebinin HMK 352 maddesi gereğince reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Her ne kadar davacı vekili müvekkilinin ticaret ile uğraştığını, işlerinin bozulduğunu, gelirinin düştüğünü belirterek bu davayı açmış ise de, tanık beyanları ve tüm dosya kapsamından davacının yoksulluk ve iştirak nafakasının kaldırılması, olmadığı takdirde indirilmesi talebinin haklılığı, hakkaniyet ve ahde vefa ilkesine uyarlığı yönünde delil bulunmadığı, hükmedilen nafakanın miktar itibariyle öngörülemeyen, katlanılamaz ve ödenemez nitelikte olmadığı, ilk derece mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin dava dosyası içinde bulunduğu, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, davacının istinaf isteminin esastan reddi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Dairemizin 29/03/2017 tarihli ve 15266 Esas ve 2017/4244 Kararıyla; “davacının talebinin yoksulluk nafakasının kaldırılması olarak nitelendirilerek, gerekçeli kararda da davalı kadın aleyhine yoksulluk nafakasının kaldırılması şartlarının oluşup oluşmadığı tartışılarak sonucuna göre karar verildiği, o halde mahkemece; davanın müşterek çocuk lehine daha evvel hükmedilen iştirak nafakasının kaldırılması talebine ilişkin olduğu göz önünde bulundurularak, TMK'nın 182. ve 330. maddeleri çerçevesinde iştirak nafakasının kaldırılması için gerekli şartların oluşup oluşmadığı hususunda taraf delilleri de değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğinden” kararın bozulmasına karar verilmiştir. Bozma sonrası Mahkemece; Davanın kısmen kabulü ile, müşterek çocuk için ... 1....
YHGK nun 06/04/2005 tarih ve 2005/3- 169 E 235 K sayılı kararıyla nafaka davalarında temyiz ve karar düzeltme incelemelerinde yıllık nafaka (fark) miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır. Nafakanın kesinlik sınırının belirlenmesinde hükmedilen nafakanın yıllık nafaka miktarı değerlendirilir. Bu değerlendirme hüküm altına alınan her bir nafaka için ayrı ayrı yapılır. İlk derece mahkemesince ortak çocuklar 2012 d.lu Asya ve Bilge için önceden hükmedilen her bir çocuk için aylık 750 TL iştirak nafakasının aylık 400 TL'ye indirilmesi talebinin reddine, tesis edilmiş olan iştirak nafakasının her yıl TÜİK tarafından belirlenen ÜFE oranında dava tarihinden itibaren arttırılmasına, davalı T3 için tesis edilmiş olan 750,00 TL yoksulluk nafakasının kaldırılması talebinin reddi ile belirlenmiş olan nafakanın 600,00 TL'ye indirilmesine, tesis edilmiş olan yoksulluk nafakasının her yıl TÜİK tarafından belirlenen ÜFE oranında dava tarihinden itibaren arttırılmasına karar verilmiştir....
YHGK nun 06/04/2005 tarih ve 2005/3- 169 E 235 K sayılı kararıyla nafaka davalarında temyiz ve karar düzeltme incelemelerinde yıllık nafaka (fark) miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır. Nafakanın kesinlik sınırının belirlenmesinde hükmedilen nafakanın yıllık nafaka miktarı değerlendirilir. Bu değerlendirme hüküm altına alınan her bir nafaka için ayrı ayrı yapılır. İlk derece mahkemesince ortak çocuklar 2012 d.lu Asya ve Bilge için önceden hükmedilen her bir çocuk için aylık 750 TL iştirak nafakasının aylık 400 TL'ye indirilmesi talebinin reddine, tesis edilmiş olan iştirak nafakasının her yıl TÜİK tarafından belirlenen ÜFE oranında dava tarihinden itibaren arttırılmasına, davalı T3 için tesis edilmiş olan 750,00 TL yoksulluk nafakasının kaldırılması talebinin reddi ile belirlenmiş olan nafakanın 600,00 TL'ye indirilmesine, tesis edilmiş olan yoksulluk nafakasının her yıl TÜİK tarafından belirlenen ÜFE oranında dava tarihinden itibaren arttırılmasına karar verilmiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesinin (Aile Mahkemesi sıfatıyla) 2019/152 Esas, 2020/87 Karar ve 06.04.2020 tarihli kararı ile boşandıklarını, davalı kadın lehine aylık 400 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiğini, davalının çalışmaya başladığını, davacının işini değiştirdiğini ve mali durumunun kötüleştiğini, yoksulluk nafakasının kaldırılmasını yada azaltılması gerektiğini, davalıya icra tehdidi altında fazla yoksulluk nafakası faiz ve ferilerinin ödendiğini, müşterek çocuk için aylık 1.000 TL iştirak nafakası artışının sağlanması gerektiğini, yoksulluk nafakasının dava tarihinden itibaren kaldırılması yada azaltılmasını, müşterek çocuk için aylık 1.000 TL iştirak nafakasına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi ve Yoksulluk Nafakasının İndirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre,davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı, dava dilekçesinde velayetin değiştirilmesi yanında, yoksulluk nafakasının indirilmesi talebinde bulunmuştur. Bu isteklerin her biri ayrı ayrı harca tabidir....
çocuğun nafakasını ödeme gücünün de olmadığını ileri sürerek, yoksulluk nafakasının kaldırılmasına, iştirak nafakasının aylık 1.000,00 TL'ye indirilmesine karar verilmesini istemiştir....