"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi-İştirak Nafakasının Kaldırılması-Yoksulluk Nafakasının Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından, yoksulluk davası yönünden, davalı tarafından ise, velayetin değiştirilmesi ve yoksulluk nafakası davaları yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı, dava dilekçesinde velayetin değiştirilmesi yanında, davalıya bağlanan yoksulluk nafakasının kaldırılmasını da talep etmiştir. Dava dilekçesi ile birlikle yatırılan başvurma harcı, dilekçedeki tüm talepleri kapsar. Başvurma harcı ile birlikte yatırılan maktu karar harcının hangi dava için yatırıldığı anlaşılamamaktadır. Dava dilekçesindeki her bir talep için ayrı ayrı maktu ve nispi harçların yatırılması gerekmektedir....
edilememesi nedeniyle yoksulluk nafakasının kaldırılması ya da indirilmesi davasının reddine karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik görülmemiştir....
Aile Mahkemesinin 2011/5 Esas sayılı dosyasıyla iştirak ve yoksulluk nafakasının artırılması talepli dava açıldığı, mahkemenin 02/03/2012 tarih 2012/201 Karar sayılı kararı ile kadın yararına bağlanan yoksulluk nafakasının 250,00TL'ye çıkarılmasına karar verildiği, daha sonra davacı kadın tarafından Tarsus 2....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Yoksulluk Nafakasının Kaldırılması-Kocanın Soyadının Kullanılmasının Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından her iki dava yönünden; davalı tarafından ise yoksulluk nafakasının indirilen miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı tarafından temyiz incelemesinin duruşmalı yapılması talep edilmiş ise de; HMK’nın 369. maddesinde yoksulluk nafakanın kaldırılması ve kocanın soyadının kullanılmasının kaldırılmasına ilişkin davaların temyizinin duruşmalı inceleneceğine dair hüküm olmadığından duruşma talebinin reddine, 1- Davacının yoksulluk nafakasının kaldırılmasına yönelik temyiz dilekçesinin incelenmesinde; 6100 Sayılı HMK’nın 362 nci maddesinin 1 inci fıkrasının b bendi uyarınca “Miktar veya değeri kırk bin Türk Lirasını (bu tutar dâhil) geçmeyen...
Öyle ise mahkemece, davalı kadının çalışıp çalışmadığı konusunda... bilgi sistemi ve UYAP üzerinden gerekli araştırmanın yapılıp, herhangi bir işte çalışmadığının tespit edilmesi durumunda davanın reddine karar verilmesi, çalıştığının tespit edilmesi durumunda ise, tarafların ekonomik ve sosyal durumlarına göre, yoksulluk nafakasının kaldırılması talebi, azaltılması talebini de içermekte olup, bu durumun nafaka miktarının tayininde ve indirilmesinde etken olarak dikkate alınması gerektiği ve "çoğun içinde az da vardır" kuralı gereğince de , nafakanın kaldırılması isteminin aynı zamanda nafakanın azaltılması istemini de kapsadığı gözetilerek, yapılacak yargılama neticesinde hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir....
(Ek cümle: 24/11/2016- 6763/41 md.) " uyarınca hüküm, yıllık nafaka miktarı itibariyle kesin nitelikte olduğundan davacının yoksulluk nafakasının kaldırılması yönünden istinaf dilekçesinin reddine karar verilmiştir. Boşanma tarihinden beri ödenen yoksulluk nafakasının iadesi talebi yönünden ilk derece mahkemesince olumlu olumsuz karar verilmemiştir. Bu hali ile davacı tarafın bu yöne ilişkin istinaf talebinin diğer yönler incelenmeksizin kabulü ile, HMK 31.madde gereğince davacının talep miktarını açıklaması için davacıya süre verilmesi bildireceği miktar üzerinden Harçlar Kanunu 30- 32.madde gereğince işlem yapılması, sonucu uyarınca usul hükümleri de gözetilerek davacının boşanma tarihinden beri ödenen yoksulluk nafakasının iadesi talebi yönünden karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Davalı- birleşen davacı vekili; davacı- birleşen davalının çalıştığını, düzenli geliri bulunduğunu, yoksul olmadığını belirterek, asıl davanın reddi ile yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece; davacının boşanma kararından sonra aradan geçen süre zarfında güvenlik görevlisi olarak halen çalışıyor olması ve düzenli gelirinin bulunduğu gerekçesiyle asıl yoksulluk nafakasının arttırılması davasının reddine, birleşen yoksulluk nafakasının kaldırılması davasının kabulüne, yoksulluk nafakasının dava tarihinden itibaren kaldırılmasına karar verilmiş, hüküm davacı- birleşen davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Mahkemece; davalı kadının işe başladığından ve yoksulluk durumunun kalmadığından bahisle davanın kabulü ile 250 TL yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmiş, hükmü davalı vekili temyiz etmiştir. Taraflar arasında görülen boşanma dava dosyasında davalı kadın lehine 250 TL yoksulluk nafakasına 06.11.2013 tarihinde karar verilmiş, bu dava ise 07.07.2014 tarihinde açılmıştır. Davada, TMK'nun 175. maddesi gereğince hükmedilen yoksulluk nafakasının, TMK'nun 176/4 md.si gereğince kaldırılması talep edilmektedir. Davacının özel güvenlik görevlisi olup, aylık 1.244 TL aldığı, davalının da özel güvenlik görevlisi olarak çalışıp, asgari ücret aldığı tespit edildiğine göre, Yargıtay'ın ve Dairemizin yerleşik uygulamaları gereğince asgari ücret düzeyinde gelire sahip olunması yoksulluğu ortadan kaldıran neden değildir....
takdir yetkisi kapsamında...” kalmayan ve hükmün 1.fıkrasında yer alan; “...500 TL yoksulluk nafakasının aylık 200 TL azaltılarak aylık 300 TL yoksulluk nafakasının...” ifadelerinin çıkarılarak yerine “...500 TL yoksulluk nafakasının dava tarihinden itibaren aylık 200 TL azaltılarak aylık 300 TL yoksulluk nafakasının...” ifadelerinin yazılması sureti ile hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 05.11.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Hukuk Genel Kurulunun yerleşik kararlarında "asgari ücretle çalışılmakta bulunulması" yoksulluk nafakası bağlanmasını veya yoksulluk nafakasının ortadan kaldırılmasını gerektiren bir durum olarak kabul edilmemiştir. Ancak, yoksulluk nafakasının kaldırılması talebi, azaltılması talebini de içermekte olduğundan, bu durum nafakanın miktarını tayinde ve indirilmesinde etken olarak dikkate alınmalıdır. O halde; çoğun içinde az da vardır kuralı gereğince, nafakanın kaldırılması isteminin aynı zamanda nafakanın azaltılması istemini de kapsadığı gözetilerek, davalının aylık düzenli olarak elde ettiği gelirin davalıyı yoksulluktan tamamen kurtarmadığı, ancak mali durumunu olumlu yönde değiştirdiği dikkate alındığında nafakada hakkaniyete uygun bir oranda indirim yapılması gerekirken davanın tümden kabulü ile yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir....