Dava doğru hasma, velayet sahibi anneye yöneltilmiş olup iştirak nafakasının kaldırılması talebinin de esasının incelenmesi gereklidir. Hal böyle iken usulden red doğru olmamıştır. Bu durumda mahkemece yapılması gereken taraf delilleri değerlendirilerek istinaf edilmesi sebebiyle kesinleşmeyen yoksulluk nafakasının kaldırılması talebi yanında iştirak nafakasının kaldırılması talebinin de esası bakımından istinaf denetimine imkan verecek bir karar vermekten ibarettir. Tüm bu anlatım karşısında davacı-davalının istinaf talebinin iştirak nafakasının esası bakımından karar verilmesi gerektiğine hasren kabulüne, kararın esas davaya ilişkin A, A 1, 2, 3, 4 ve 5 nolu bentlerinin kaldırılmasına, sair istinaf taleplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki karar tesis edilmiştir. HÜKÜM: Yukarıda açıklanan sebeplerle; 1- Davacı-davalının istinaf talebinin iştirak nafakasının esası bakımından karar verilmesi gerektiğine hasren KABULÜ ile ANKARA 7....
lehine ayrı ayrı 100 TL iştirak nafakasının hükme bağlandığını ,boşanmadan sonra müvekkilinin yeniden evlendiğini, yeni evliliğin getirdiği ek külfet ve düşük gelir durumu nedeni ile nafakayı ödemekte zorlandığını , bu nedenle davalı- karşı davacı yararına hükmedilen yoksulluk nafakasının ve müşterek çocuklar yararına hükmedilen iştirak nafakasının kaldırılmasını, bunun olanaksız olması halinde hakkaniyete uygun indirim yapılmasını talep ve dava etmiştir....
Taraflar arasındaki iştirak nafakası ve yoksulluk nafakasının kaldırılması – indirilmesi (asıl dava), iştirak ve yoksulluk nafakasının artırılması (karşı dava) davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl ve karşı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı (karşı davalı) vekilince temyiz edilmesi üzerine; dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dilekçesinde 2011 yılında davalı eski eş için hükmolunan 200 TL yoksulluk, müşterek çocuklar yararına hükmolunan 200 TL iştirak nafakalarının değişen koşullar nedeniyle kaldırılması veya indirilmesini talep etmiştir. Davalı davanın reddini talep etmiş; ve karşı dava dilekçesi ile de davacı tarafından davalıya ödenmekte olan yoksulluk nafakası ile iştirak nafakalarının aylık 300,00'er TL'ye çıkartılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Davalı-karşı davacı vekili dilekçesinde; açılan davayı kabul etmediğini bildirerek davanın reddi ile karşı davasında;...Aile Mahkemesinin 2008/39 Esas, 2009/88 Karar sayılı ilamı ile davacı lehine hükmedilen yoksulluk nafakasının kaldırılmasını talep ve dava etmiştir. Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile davacı için aylık 250 TL yoksulluk nafakasının, 100 TL artırılarak 350 TL'ye yükseltilmesine karar verilmiş, hüküm davalı (k.davacı) vekili tarafından temyiz edilmiştir. Asıl dava, yoksulluk nafakasının artırılması; karşı dava ise yoksulluk nafakasının kaldırılması istemine ilişkindir. HMK 297/2 maddesi uyarınca; "Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir." hükmü kanunda yer almaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki yoksulluk nafakasının kaldırılması - yoksulluk nafakasının arttırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl ve karşı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı ile davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı, davalının boşandıktan sonra yetim aylığı almaya başladığını, kendisinin kredi borçları olduğunu ileri sürerek aylık 250.00.-TL olan yoksulluk nafakasının kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı, davacının hayvan besiciliği yaptığını, kendisinin aldığı yetim aylığının yoksulluğu ortadan kaldırmadığını ileri sürerek yoksulluk nafakasının aylık 500.00.-TL'ye yükseltilmesi için karşı dava açmıştır....
Mahkemece davanın kabulüne, yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir. Mahkemece oluşturulan hükümde yoksulluk nafakasının hangi tarihten itibaren kaldırılacağı belirtilmemiştir. 28/11/1956 tarih ve 15 E.-15 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararına göre nafaka ve nafakanın artırılması davaları kanundan doğan bir alacağın tespiti ve tahsili niteliğinde olup, davanın açıldığı tarihten itibaren hüküm ifade eder. Buna göre, yoksulluk nafakasının kaldırılmasına dava tarihinden itibaren hükmetmek gerekirken; yoksulluk nafakasının kaldırıldığı tarihin belirtilmemiş olması usul ve yasaya uygun bulunmamıştır....
Hukuk Genel Kurulunun yerleşik kararlarında "asgari ücretle çalışılmakta bulunulması" bu itibarla asgari ücret düzeyinde gelir sahibi olmanın yoksulluk nafakası bağlanmasını veya yoksulluk nafakasının ortadan kaldırılmasını gerektiren bir durum olarak kabul edilmemiştir. Ancak, yoksulluk nafakasının kaldırılması talebi, azaltılması talebini de içermekte olup, bu durum nafakanın miktarını tayinde ve indirilmesinde etken olarak dikkate alınmalıdır. Dosya kapsamına göre, davalıya yoksulluk nafakasının bağlanmasından sonra SGK dan 800 TL aylık bağlandığı anlaşılmaktadır. O halde;davalının aldığı maaş nazara alındığında; yoksulluğu ortadan kalkmasa bile mali durumunun olumlu yönde değiştiği dikkate alınarak nafakada hakkaniyete uygun bir oranda indirim yapılması gerekirken davanın tamamen kabulü doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir....
Ancak, yoksulluk nafakasının kaldırılması talebi, azaltılması talebini de içermekte olduğundan, bu durum nafakanın miktarını tayinde ve indirilmesinde etken olarak dikkate alınmalıdır. O halde; çoğun içinde az da vardır kuralı gereğince, nafakanın kaldırılması isteminin aynı zamanda nafakanın azaltılması istemini de kapsadığı gözetilerek, davalının aylık düzenli olarak elde ettiği gelirin davalıyı yoksulluktan tamamen kurtarmadığı ancak mali durumunu olumlu yönde değiştirdiği gözetilerek, tarafların mevcut durum itibariyle sosyal ekonomik durumları da dikkate alındığında, nafakada hakkaniyete uygun bir miktarda indirim yapılması gerekirken davanın tümden kabulü ile yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir....
Aile Mahkemesi'nin 2005/3 Esas ve 2006/269 Karar sayılı ilamı ile müvekkili için 175.00 TL yoksulluk nafakası hükmedildiğini, ... Aile Mahkemesi'nin 2010/1271 Esas ve 2011/598 Karar sayılı ilamı ile 2000 doğumlu.... için 200 TL, 1994 doğumlu... için 250 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, aradan geçen sürede takdir edilen nafakaların ihtiyaçları karşılamada yetersiz kaldığını, bu nedenle yoksulluk nafakasının 275 TL ye, iştirak nafakasının ... için 300 TL , 1994 doğumlu... için 350 TL 'ye yükseltilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece; asıl davanın kabulü ile davalı ... Aşçı adına belirlenen yoksulluk nafakasının kaldırılması, birleşen davanın ise kısmen kabulü ile müşterek çocuk 28/08/1994 doğumlu... için aylık 250 TL iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren müşterek çocuk...nın reşit olduğu 28/08/2012 tarihine kadar devam etmek üzere 50 TL artırılarak 300 TL'ye yükseltilmesine, müşterek çocuk 2000 doğumlu .......
Mahkemece; davacı karşı davalı kadının davasının kısmen kabulü ile yoksulluk nafakasının dava tarihinden itibaren aylık 2.000,00 TL'ye yükseltilmesine, nafakanın her yıl TEFE oranında artırılmasına, davalı karşı davacı erkeğin karşı davasının reddine karar verilmiştir. İSTİNAF : Davalı karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; cevap dilekçesini tekrar ederek kararın kaldırılarak yoksulluk nafakasının kaldırılmasına, aksi kanaat halinde nafaka miktarının (200,00 TL) düşürülmesine karar verilmesini istemiştir. GEREKÇE : Asıl dava, yoksulluk nafakasının artırılması, karşı dava ise yoksulluk nafakasının kaldırılması, aksi kanaat halinde indirilmesi davasıdır. HMK.nun 355.maddesine göre; inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir....