"İçtihat Metni" İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : OSMANİYE AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 16/04/2015 NUMARASI : 2014/105-2015/323 Taraflar arasındaki yoksulluk ve iştirak nafakasının artırımı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı dava dilekçesi ile; kendisi için ödenen 250.00.- TL yoksulluk nafakası ile ortak çocuk Aynur için ödenen 200.00.- TL iştirak nafakasının yeterli olmadığını ileri sürerek; yoksulluk nafakasının 450.00.- TL'ye, iştirak nafakasının 350.00.- TL'ye yükseltilmesine ve nafakalara ileriki yıllarda artış oranı uygulanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, cevap dilekçesi ile; davanın reddini istemiştir. Mahkemece; davanın kabulüne, yoksulluk nafakasının 450.00....
Davacı vekili dava dilekçesinde, boşanma kararı ile hükmedilen 300 TL yoksulluk nafakasının 600 TL'ye artırılmasını ve her yıl nafakanın endeks oranında artırılmasını talep etmiştir. Davalı cevabında, miktarın fazla olduğunu, en fazla 400 TL'yi kabul edebileceğini beyan etmiştir. Mahkemece, davanın kabulüne, yoksulluk nafakasının 300 TL'dan 600 TL'ye artırılmasına, her yıl endeks oranında artırılmasına karar verilmiş, hükmü davalı temyiz etmiştir. Taraflar arasında görülen ve 29.03.2010 tarihinde kesinleşen boşanma ilamında davacı kadın lehine 300 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmiş, bu dava ise 22.09.2011 tarihinde açılmıştır. Davada, TMK'nun 176.vd. maddeleri gereğince yoksulluk nafakasının artırılması talep edilmektedir. Davacı kadının ev hanımı olup, babasından 600 TL maaş aldığı, davalının banka şube müdür yardımcısı olup, 2.500 TL aldığı, daha sonra emekli olduğu anlaşılmaktadır....
nafakanın her yıl ÜFE oranında arttırılmasını dava ve talep etmiştir....
Hukuk Genel Kurulunun yerleşik kararlarında "asgari ücretle çalışılmakta bulunulması" bu itibarla asgari ücret düzeyinde gelir sahibi olmanın yoksulluk nafakası bağlanmasını veya yoksulluk nafakasının ortadan kaldırılmasını gerektiren bir durum olarak kabul edilmemiştir. Ancak, yoksulluk nafakasının kaldırılması talebi, azaltılması talebini de içermekte olup, bu durum nafakanın miktarını tayinde ve indirilmesinde etken olarak dikkate alınmalıdır. Mahkemece, davalının babasından kalan maaşının ve taşınmazlarının bulunduğu, belirtilerek davacı tarafından davalıya ödenen yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmiş ancak davalıya miras kalan taşınmazların değeri tespit edilmemiştir....
Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında boşanma davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu iddia ve ispat edilmemiştir. O halde; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yüksek nafaka takdiri doğru görülmemiştir....
Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında boşanma davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu iddia ve ispat edilmemiştir. O halde; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yüksek nafaka takdiri doğru görülmemiştir....
Aile Mahkemesinin 2020/182 Esas 2020/251 Karar saylı kararı ile boşandıklarını, boşanma kararı ile kendisi lehine 1.500 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiğini, aradan geçen zaman ve günümüz şartları nedeniyle hükmedilen nafakanın ihtiyaçlarını karşılamakta yetersiz kaldığını, davalının ekonomik durumunun iyi olduğunu ve ikinci bir iş yaptığını belirterek, hükmedilen 1.500 TL tedbir nafakasının 1.000 TL artırılarak 2.500 TL'ye yükseltilmesine, nafakanın heryıl TEFE TÜFE oranında artırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı cevap dilekçesinde özetle; davacı ile Kayseri 2....
Davalı kadının belirli düzeyde de olsa, ölüm aylığı alması, ayrıca yoksulluk nafakası almasına engel olmadığı gibi nafakaların kaldırılmasına da gerekçe olamaz (3.HD.04.07.2006, 2006/16515 E.-2006/9027 K.). Davalının aldığı ücret, nafakanın kaldırılmasını değil, azaltılmasına etki edecek olgulardandır. O halde mahkemece yapılacak iş; davacının sosyal ve ekonomik durumu yeterince araştırılarak, tarafların sosyal ve ekonomik durumları gözetilerek, taraflar arasında mevcut olan denge durumu da dikkate alınarak, yoksulluk nafakasının kaldırılması talebinin, nafakanın indirilmesini de kapsadığı kabul edilerek, TMK'nun 4.maddesine vurgulanan hakkaniyet ilkesi gereğince, nafakanın uygun miktarda indirilmesine karar vermek olmalıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki yoksulluk nafakasının artırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dilekçesinde; tarafların boşandıklarını, boşanma davasında müvekkili lehine 500,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiğini; müvekkilinin aldığı bu nafakanın ihtiyaçlarını karşılamadığını ve davalının emekli olduğunu, kiraladığı tarlaları ve dükkânı olduğunu ileri sürerek; yoksulluk nafakasının 800,00 TL’ye çıkartılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Hukuk Genel Kurulunun yerleşik kararlarında "asgari ücret karşılığı çalışmanın" yoksulluk nafakasının ortadan kaldırılmasını gerektiren bir durum olmadığı kabul edilmektedir. Ancak, yoksulluk nafakasının kaldırılması talebi azaltılması talebini de içermekte olduğundan, bu durum somut olayda dikkate alınmalıdır. O halde; çoğun içinde az da vardır kuralı gereğince, nafakanın kaldırılması isteminin aynı zamanda nafakanın azaltılması istemini de kapsadığı gözetilerek, davalının aylık düzenli olarak elde ettiği gelirin davalıyı yoksulluktan tamamen kurtarmadığı; ancak ekonomik durumunu olumlu yönde değiştirdiği dikkate alınmalıdır. Açıklanan nedenle, yoksulluk nafakasında hakkaniyete uygun bir miktarda indirim yapılması gerekirken davanın tamamen kabulü ile yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....