ün temyizine gelince; dava yoksulluk nafakası istemine ilişkin olup, mahkemece boşanma davasında adı geçenin yoksulluk nafakası istemediği, daha sonra da yeni bir dava ile isteyemeceği belirtilerek istemin reddine karar verilmiştir. Boşanma davasının evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle davalı tarafından açıldığı, davacı eşin nafaka isteminden sonra yargılamanın sürdüğü, yargılama sırasında karşılıklı anlaşma ile boşandıkları, yazılı bir anlaşma protokolu bulunmadığı, oturum tutanağına yazılan anlaşma metninde ...'ün yoksulluk nafakası isteminden açıkça vazgeçtiğine dair bir beyanı bulunmadığı gibi taraflar arasında nafakaya ilişkin bir anlaşma hükmü de bulunmadığı anlaşılmakla, davacının yoksulluk nafakası isteminden vazgeçtiği kabul edilemez. Mahkemece işin esası incelenip değerlendirilerek, TMK.'nun 175.maddesi gereğince varılacak uygun sonuç çevresinde bir karar verilmesi gerekirken davanın yazılı gerekçeyle reddedilmesi bozma nedenidir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle mahkemece belirlenen ve gerçekleşen davalı erkeğin kusurlu davranışları yanında davacı kadının da, ortak çocukların babalarına fiziksel şiddet uygulamalarına sessiz kaldığı, ancak bu durumda da boşanmaya sebep olan olaylarda davalı erkeğin ağır kusurlu olduğunun anlaşılmasına göre, aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı kadının yoksulluk nafakası talebinin kabulüne karar verilmiş ise de; mahkemece yaptırılan sosyal ve ekonomik durum araştırmasında davalı erkeğin %85 özürlü olduğu ve çalışamadığı anlaşılmakla yoksulluk nafakası ödemekle yükümlü tutulamaz....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı tarafından; kusur belirlemesi, tazminatlar ve yoksulluk nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Mahkemece; taraflar eşit kusurlu kabul edilerek boşanmaya karar verilmiş ise de; yapılan soruşturma ve toplanan delillerden davalı (koca)'nın eşine hakaret ettiği, ilgisiz davrandığı ve birlik görevlerini yerine getirmediği, davacı (kadın)'ın da birlik görevlerini yerine getirmediği anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında boşanmaya neden olan olaylarda davacı (koca) ağır kusurludur. Hal böyle iken tarafların eşit kusurlu kabul edilmesi usul ve yasaya aykırıdır. 2-Davalı (kadın) süresinde verdiği cevap dilekçesi ile yoksulluk nafakası ve maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından, manevi tazminat miktarı yönünden; davalı erkek tarafından ise, katılma yoluyla kusur belirlemesi, tazminatlar ve yoksulluk nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı kadının tüm, davalı erkeğin ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı kadın dava dilekçesi ve 19.07.2013 tarihli cevaba cevap dilekçesinde yoksulluk nafakası isteği olmadığını bildirmiştir. 12.12.2013 günlü ön inceleme duruşmasında yoksulluk nafakası istemiştir....
Davacı kadın vekilinin istinaf başvurusunun incelenmesinde; tarafların ekonomik ve sosyal durumları, gelir seviyeleri ve yaşantıları, kadın için takdir edilen yoksulluk nafakası ile müşterek çocuk Enes için takdir edilen iştirak nafakasının, takdir edildiği tarih, günün ekonomik koşulları, kadının sabit işinin ve gelirinin olmaması, müşterek çocuk Enes'in yaşı ve giderlerinin artması, kadının yoksulluk durumunun devam etmesi birlikte değerlendirildiğinde; kadının yoksulluk nafakası artırım talebinin reddi, müşterek çocuk Enes için takdir edilen iştirak nafakası artış miktarının toplanan delillere, usul ve yasaya uygun düşmediği, müşterek çocuk Enes için takdir edilen aylık nafaka artış miktarının yetersiz olduğu, ayrıca dava dilekçesinde usulüne uygun talep edilmesine rağmen müşterek çocuk için takdir edilen iştirak nafakası artış miktarına gelecek yıllar için talep gereği olumlu ve olumsuz karar verilmemesinin de hatalı olduğu anlaşıldığından; davacı kadının İlk Derece Mahkemesince verilen...
Somut olayda yoksulluk nafakası isteyen davacı - karşı davalı kadının, sigortalı olarak çalıştığı, kendisini yoksulluktan kurtarmaya yetecek, aylık sürekli ve düzenli gelirinin olduğu, kadın yönünden boşanma yüzünden yoksulluğa düşme koşullarının oluşmadığı anlaşılmıştır. Yukarıda açıklanan nedenlerle; kesinleşen konularda yeniden karar verilmesine yer olmadığına, davacı - karşı davalı kadının yoksulluk nafakası isteminin reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
düşük miktarda yoksulluk nafakası ve tazminata karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle kararın kaldırılması, davanın reddine karar verilmesi aksi halde talepleri doğrultusunda nafaka ve tazminata karar verilmesi talebiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur....
Dilekçeler aşaması bittikten sonra davacı 30.01.2018 tarihli dilekçe ile tazminatların miktarını belirterek velayet, tedbir iştirak nafakası ve yoksulluk nafakası talebinde bulunmuştur. TMK m.169 kapsamındaki tedbir nafakası ve iştirak nafakası her zaman talep edilebiliniyor ise de, yoksulluk nafakasını dilekçeler aşamasında serbestçe, diğer yargılama saflarında ise ancak karşı tarafın muvafakat ile istenebilecektir.(6100 sayılı HMK nın 7251 sayılı kanunu 15 maddesi ile değişik 141/1 maddesi). Bu bakımdan davacının yoksulluk nafakasına ilişkin talebi süresinde değildir. Mahkemenin yoksulluk nafakası ile ilgili kararı usule uygundur. Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı dikkate alındığında, davacı kadın yararına takdir edilen maddi ve manevi tazminat miktarı uygundur....
SONUÇ:Temyize konu hükmün; yoksulluk nafakası yönünden yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple gerekçeli kararın hüküm bölümünün 4. paragrafının hükümden çıkarılmasına, yerine "Dava tarihinden itibaren müşterek çocuk için aylık 150 TL. davacı kadın için aylık 100 TL. olmak üzere toplam 250 TL. nafakanın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar kesinleştiğinde bu nafakaların çocuk için iştirak (TMK. m. 182/2) ve davacı eş için yoksulluk nafakası (TMK. m.175) olarak devamına" şeklinde düzeltilerek, temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.02.05.2012 (Çrş.)...
Yoksulluk nafakası koşulları davacı kadın yararına gerçekleşmiş olup, erkeğin sosyal ekonomik durumu da göz önüne alınarak kadın lehine uygun miktarda yoksulluk nafakası takdiri gerekirken yazılı gerekçe ile bu talebin reddi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte açıklanan nedenlerle bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, ilk derece mahkemesi kararının BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 23.09.2019 (Pzt.)...