Mahkemece; 2013/515 Esas 2014/149 Karar sayılı ilama göre davalının gayrıresmi evli olarak başka biriyle yaşadığı sabit olduğundan yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verildiği bu nedenle dava tarihi 05/03/2013 ile nafakanın kaldırılmasına dair ilamın kesinleşme tarihi 28.04.2014 arasında davalıya ödenen 3.378,70 TL nafakanın yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya iadesine, manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davalı tarafça temyiz edilmiştir. Davalı lehine hükmedilen yoksulluk nafakası ... Aile Mahkemesinin 28.04.2014 kesinleşme tarihli 2013/515 Esas-2014/149 Karar sayılı ilamı ile kaldırılmıştır. Eldeki dava tarihi itibariyle yoksulluk nafakası kaldırılmamıştır. Her ne kadar, yargılama sırasında yoksulluk nafakası kaldırılmış ise de, her dava davanın açıldığı tarihteki koşullara bağlıdır....
Karar davalı erkek tarafından boşanma davası ve fer’ilerine yönelik temyiz edilmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 176. maddesinin birinci fıkrasında, yoksulluk nafakasının toptan veya durumun gereklerine göre irat biçiminde ödenmesine karar verilebileceği öngörülmüştür. Yoksulluk nafakasının toptan ya da irat biçiminde ödenebilmesine karar verilebilmesi için, tarafların ekonomik ve sosyal durumları ile ödeme gücünün göz önünde bulundurulması gerektiği açıktır. O halde, mahkemece tarafların ekonomik sosyal durumları,evlilikte geçen süre, tarafların yaşları dikkate alınarak yoksulluk nafakası yükümlüsünün yoksulluk nafakasını toptan şekilde ödemesinin uygun olup olmayacağı hususu değerlendirilmeden yazılı şekilde karar verilmesi somut olay bakımından isabetli bulunmamış, bozmayı gerektirmiştir....
Mahkemece; davanın kısmen kabulüne, dava tarihinden geçerli olmak üzere 100 TL yoksulluk nafakasının 300,00 TL'ye çıkarılmasına karar verilmiş, hüküm davalı tarafça temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir. Mahkemece Karacabey 1 Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi'nin 23.03.2006 tarih, 2005/423 Esas ve 2006/182 Karar sayılı ilamı ile davacı lehine takdir edilen aylık 100,00 TL yoksulluk nafakasının artırılmasına karar verilmiş ise de, taraflar arasında Karacabey 1. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi'nde görülen nafaka artırım davası ile yoksulluk nafakasının 120,00 TL'ye yükseltilmesine karar verilmiştir. Mahkemece yoksulluk nafakasının 120,00 TL üzerinden artırılması gerekirken 100,00 TL üzerinden artırılması doğru görülmemiştir. ./.....
O halde, davacı kadının yoksulluk nafakası isteğinin reddi gerekirken, yazılı şekilde yoksulluk nafakası takdiri doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda (1.) bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 19.01.2021 (Salı)...
tazminata karar verilmiş, hüküm davacı kadın tarafından manevi tazminat, iştirak ve yoksulluk nafakası miktarları yönlerinden, davalı erkek tarafından ise; kusur belirlemesi, kadın lehine hükmolunan yoksulluk nafakası ve manevi tazminat ile vekalet ücretine yönelik olarak istinaf edilmiştir....
Temyize konu yoksulluk nafakasının yıllık tutarı 96.000,00 TL olup, karar tarihindeki kesinlik sınırı 107.090.00 TL'yi aşmayıp 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362. maddesi gereğince temyiz sınırı altında kaldığından yoksulluk nafakasının artırılmasına ilişkin karar kesindir. Açıklanan sebeple, davacı kadının, yoksulluk nafakasının artırılması talebi yönünden temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Birikmiş nafaka alacağı talebinin reddi yönünden yapılan temyiz incelemesine gelince; Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir....
Yoksulluk nafakası miktarının belirlenmesinde, boşanmadan önceki yaşam standardının aynıyla sürdürülmesinin sağlanması gerekmez. Nafaka alacaklısının yaşı, eğitim durumu, barınma olanakları, düzenli ve sabit olmasa bile bir miktar geliri olup olmadığı, benzer konumda bir kimsenin normal gereksinimlerine göre olabilecek makul yaşam standardı ile nafaka yükümlüsünün ödeme olanağı birlikte değerlendirilerek; hakkaniyete uygun bir miktar yoksulluk nafakası olarak kararlaştırılmalıdır. Böyle bir değerlendirme yapıldığında; davacı-davalı kadın için hükmedilen yoksulluk nafakası orantısız ve çok fazladır. Hükmün, diğer bölümlerinin onanması; yoksulluk nafakası bakımından bozulması gerektiği düşüncesiyle; değerli çoğunluğun onama görüşüne katılmıyorum....
Taraflarca yapılan istinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince sair istinaf başvurularının esastan reddine, davacı-karşı davalı kadın yararına yoksulluk nafakasının miktarına ilişkin istinaf başvurusunun kabulü ile davacı-karşı davalı kadın yararına 800.00 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmiştir. Bölge adliye mahkemesi kararı davalı-karşı davacı erkek tarafından her iki davanın tamamı yönünden temyiz edilmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 176. maddesinin birinci fıkrasında, yoksulluk nafakasının toptan veya durumun gereklerine göre irat biçiminde ödenmesine karar verilebileceği öngörülmüştür. Yoksulluk nafakasının toptan ya da irat biçiminde ödenebilmesine karar verilebilmesi için, tarafların ekonomik ve sosyal durumları ile ödeme gücünün göz önünde bulundurulması gerektiği açıktır. Somut olayda irat şeklinde ödeme tarafların ekonomik sosyal durumu dikkate alındığında Kanunun (TMK m. 176/1) amacına uygun değildir....
İstinaf incelemesini yapan bölge adliye mahkemesince her ne kadar kadın yararına hükmedilen toplu yoksulluk nafakası kaldırılarak kadın yararına boşanma hükmünün kesinleşmesinden itibaren aylık 350.00 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmiş ise de; davalı-karşı davacı kadının çalışıp çalışmadığı, çalıştığı tespit edildiği takdirde iş ve gelirinin düzenli ve sürekli olup olmadığı araştırılıp, elde ettiği gelirin kendisini yoksulluktan kurtarıp kurtarmayacağı hususları hep birlikte değerlendirilerek sonucuna göre yoksulluk nafakası talebi hakkında bir karar verilmesi gerekirken, bu hususlar dikkate alınmaksızın eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamış, bozmayı gerektirmiştir....
Yerel mahkemece, davacı-karşı davalı kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiş, bu konuda istinaf incelemesi yapan bölge adliye mahkemesince davacı-karşı davalı kadının babasından miras olarak kalan dükkanlardan kira geliri olduğu gerekçesiyle yoksulluk nafakası talebinin yerel mahkemece reddedilmesinin doğru olduğuna karar verilmişse de; davacı-karşı davalı kadına miras kalan taşınmazların değerinin, bu taşınmazlardan elde ettiği gelirin, kendisini yoksulluktan kurtarıp kurtarmayacağı araştırılarak, asgari ücret düzeyindeki gelirin yoksulluk nafakası almaya engel teşkil etmeyeceği (YHGK 2009/3-165-186) ve davalı-karşı davacı erkeğin asgari ücretin üzerinde gelirinin olduğu hususlarının birlikte değerlendirilerek sonucuna göre yoksulluk nafakası hakkında bir karar verilmesi gerekirken bu hususlar dikkate alınmadan eksik inceleme ile hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, kararın bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir....