Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki yoksulluk nafakasının artırımı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dilekçesinde; 2012 yılında davacı lehine hükmedilen 375 TL yoksulluk nafakasının yetersiz olduğunu belirterek, nafakanın 750 TL'ye çıkartılmasını talep etmiştir. Davalı cevabında; davanın reddini dilemiştir. Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile yoksulluk nafakasının 400 TL'ye artırılmasına karar verilmiş, hükmü davacı vekili temyiz etmiştir. TMK.nun 176/4.maddesine göre; tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın arttırılması veya azaltılmasına karar verilebilir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki yoksulluk nafakasının artırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dava dilekçesinde; boşanma davasında hüküm altına alınmış olan aylık 200 TL yoksulluk nafakasının aradan geçen süre sonrası yetersiz kaldığını, davalının gelirinde artış olduğunu ileri sürerek; nafakanın aylık 1.000 TL'ye çıkarılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; artış talebinin fahiş olduğunu, davalının halen bekçi olarak çalıştığını belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

      "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Yoksulluk Nafakasının Kaldırılması - Menfi Tespit Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Tarafların boşanmalarından sonra açılan yoksulluk nafakasının kaldırılması ve yoksulluk nafakası borcu bulunmadığının tespitine ilişkin olup, inceleme görevi Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 21.03.2013 gün , 2013/1 sayılı işbölümü kararı gereğince Yargıtay 3.Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: Yukarıda gösterilen sebeple dosyanın görevli 3. Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 01.04.2013 (Pzt) ....

        için müvekkili tarafından İzmir 14.Aile Mahkemesinde dava açıldığını, mahkemece 24/11/2022 tarih, 2022/123- 732 E.K.sayılı ilam ile davanın kabulü ile yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verildiğini, bu kararın 04/01/2023 tarihinde kesinleştiğini, kesinleşen bu kararda davalı kadın ile müvekkilinin ayni maddi duruma sahip olup, davalı kadının geçimini sağlayacak bir işi ve kazancının mevcut olduğu gerekçesi ile yoksulluk nafakasının kaldırıldığını, yoksulluk nafakasının arttırılmasına ilişkin İzmir 13.Aile Mahkemesinin 2020/620 E.sayılı dosyanın dava tarihi olan 23/10/2020 tarihinde hemen önce kadının 10/10/2020 tarihinde işten ayrıldığını, İzmir Bölge Adliye Mahkemesinin istinaf incelemesinden önce de işe başladığını, davalı kadının bu şekilde işe giriş çıkışlarını nafaka davaları için yaptığını, yoksulluk nafakasının arttırılması koşullarının oluşmadığını, arttırılan yoksulluk nafakasının 04/01/2023 tarihinde kesinleşen kararla kaldırıldığından iş bu kararla herhangi bir hükmü...

        İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk derece mahkemesi; “davanın kısmen kabulüne, iştirak nafakasının aylık 350,00 TL’ye artırılmasına, yoksulluk nafakasının artırılması talebinin ise reddine” hükmetmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı kadın, hükmün tamamına yönelik istinaf talebinde bulunmuştur. İSTİNAF SEBEPLERİNİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE Dava, iştirak ve yoksulluk nafakasının arttırılması istemine ilişkindir. 6763 sayılı Yasanın 41. maddesi ile değişik Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 341/2. maddesi gereğince; miktar veya değeri üç bin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir....

        Mahkemece; müşterek çocuk lehine hükmedilen aylık 600 TL iştirak nafakasının bu kere 400 TL daha artırılarak toplam aylık 1.000 TL'ye çıkartılmasına, davacı anne lehine hükmedilen aylık 750 TL yoksulluk nafakasının bu kere 250 TL daha artırılarak toplam aylık 1.000 TL'ye çıkartılmasına karar verilmiş, hüküm davalı tarafça temyiz edilmiştir. 1)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının iştirak nafakasının arttırımına ilişkin sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2) Davalı tarafaın yoksulluk nafakasının arttırımına ilişkin temyiz itirazlarına gelince; TMK'nun 175.maddesine göre; ''Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan malî gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir.''...

          Aile Mahkemesinin 2011/727 Esas ve 2012/905 Karar sayılı ilamı ile davalı ... için 400 TL yoksulluk, müşterek çocuk ... için 300 TL iştirak nafasına hükmedildiğini, aradan geçen sürede iştirak ve yoksulluk nafakalarının günün ekonomik koşullarına göre ihtiyaçları karşılamada yetersiz kaldığını, bu nedenle yoksulluk nafakasının 600,00 TL'ye, iştirak nafakasının 400 TL'ye yükseltilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece; asıl davanın işlemden kaldırılması nedeniyle tefriki ile karşı davanın kısmen kabulüne karar verilerek karşı davacı ... için aylık 400 TL yoksulluk nafakasının davalıdan tahsili, ... için aylık 300 TL yardım nafakasının davacı- karşı davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davacı-karşı davalı tarafından temyiz edilmiştir....

            Yoksulluk nafakasının kaldırılması talebi, azaltılması talebini de içermekte olup, bu durum nafakanın miktarını tayinde ve indirilmesinde etken olarak dikkate alınmalıdır. Dosyadaki bilgi ve belgelerden; boşandıkları, davalı kadın için 200 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiği ve kararın 13.07.2005 tarihinde kesinleştiği; davalı kadının daha sonra .... 6. Aile mahkemesi 2009/347 Esas ile yoksulluk nafakasının artırılması davası açtığı ve nafakanın 500 TL ye çıkarıldığı, kararın 22.10.2009 da kesinleştiği , davalı kadının bekar olduğu, aylık 976 TL gelirinin olduğu, kendine ait evde yaşadığı, iki çocuğu ile birlikte yaşadığı anlaşılmaktadır. Her ne kadar mahkemece; davalının çalıştığı, yoksul olmadığı gerekçe gösterilerek davalı lehine hükmedilen yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmiş ise de; davalının söz konusu işte asgari ücretli olarak çalışmakta olduğu dosya kapsamına yansıyan belgeler ile sabittir....

              İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince davacının yoksulluk nafakasının artırılmasına ilişkin talep ve davasının kısmen kabulü ile davacı kadın için bağlanan aylık 600 TL yoksulluk nafakasının aylık 1.650 TL arttırılarak aylık 2.250 TL'ye çıkartılmasına, fazlaya ilişkin taleplerin reddine, davacının iştirak nafakasının artırımına ilişkin davasının kısmen kabulü ile müşterek çocuk Ümit Zade Bahşi için bağlanan aylık 1.000 TL iştirak nafakasının aylık 1.750 TL arttırılarak aylık 2.750 TL'ye çıkartılmasına fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir....

              Mahkemece, tarafların ekonomik ve sosyal durumları kapsamında davanın kabulü ile iştirak nafakasının 500 TL, yoksulluk nafakasının 150 TL olarak değiştirilmesine ve bu haliyle devamına karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Somut olayda; tarafların Emet Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2013/317 Esas ve 2013/280 Karar sayılı ve 02.10.2013 tarihli ilamı anlaşmalı olarak boşandıkları, karar ile davalı lehine 1.000 TL yoksulluk ve 250 TL iştirak nafakasına hükmedildiği, kararın 08.11.2013 tarihinde kesinleştiği, işbu davanın ise 19.11.2013 tarihinde açıldığı görülmüştür. Taraflar, TMK’nun hükümleri çerçevesinde “anlaşmalı olarak” boşanmışlardır. Aralarında yaptıkları protokol, hukuki niteliği itibariyle Türk Medeni Kanunu hükümlerinden kaynaklanmakta ise de; genel sözleşme hükümlerine tabidir. Böylece kanunun, emredici nitelikte kamu düzeni ve genel ahlaka aykırı saymadığı hususlarda taraflar serbest iradeleriyle sözleşme yapabileceklerdir (BK, md.19)....

                UYAP Entegrasyonu