Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından kusur belirlemesi ve yoksulluk nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacı erkek tarafından açılan boşanma davasının yapılan yargılaması sonunda ilk derece mahkemesince davalı kadının evlilik birliğinin kendisine yüklediği sormlulukları yerine getirmediği gerekçesi ile tarafların boşanmalarına ve davalı kadın lehine yoksulluk nafakasına hükmedilmiş, verilen karar, davacı erkek tarafından kusur belirlemesi ve kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası yönünden istinaf edilmiş, davalı kadın kararı istinaf etmemiştir. Bu nedenle kadın yönünden kusur belirlemesi kesinleşmiştir....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı kadının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-İlk derece mahkemesince, davacı kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmiş, bölge adliye mahkemesince, davalı erkeğin kendisini yoksulluktan kurtaracak derecede düzenli ve sürekli geliri bulunmadığı, bu haliyle erkeğin, kadına yoksulluk nafakası ödemekle yükümlü tutulamayacağı gerekçesiyle kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiştir. Erkeğin sürekli ve düzenli gelirinin olmaması onu yoksulluk nafakası ile sorumlu olmaktan kurtarmaz....
Mahkemece asıl davasının kabulü ile yoksulluk nafakasının kaldırılmasına, karşı davada talep edilen yoksulluk nafakası arttırılması talebinin reddine karar verildiği, karara karşı süresi içerisinde davalı-k.davacı kadının istinafa geldiği, istinafında asıl davanın reddi gerektiğini, yoksulluk nafakasının arttırılması talebinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, ayrıca çocuk için talep edilen iştirak nafakasının arttırılması talebi yönünden karar verilmemesinin hatalı olduğunu bildirdiği, dava dilekçesinde 200 TL yoksulluk nafakasının 500 TL'ye yükseltilmesi, müşterek çocuk Nida Bakır için daha önce hükmedilen nafakanın 500 TL'ye yükseltilmesinin talep edildiği, mahkemece karşı dava yönünden sadece yoksulluk nafakası arttırılması talebine ilişkin gerekçe ve hüküm oluşturulduğu, karşı davada talep edilen iştirak nafakası arttırım talebi hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmediği görülmüştür....
İstinaf aşamasında, davalı-davacı vekili tarafından sunulan 07/03/2022 tarihli dilekçe ile yoksulluk nafakası talebinden feragat edilmiştir. Feragat, davacının talep sonucunda kısmen veya tamamen vazgeçmesidir (HMK md:307). Feragat, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir (HMK md:310). Feragat, kesin hüküm sonuçlarını doğurur (HMK md:311). Davalı-davacı, yoksulluk nafakası talebi yönünden karar kesinleşmeden önce feragat ettiğinden, davacı-davalı erkeğin kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakasına yönelen istinaf isteminin, davalı-davacının feragati nedeniyle kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının hüküm kısmının 2 no'lu maddesinin kaldırılmasına ve davalı-davacının yoksulluk nafakası talebinin feragat nedeniyle reddine karar verilmesi gerekmiştir. Diğer yandan, davacı-davalı tarafından sunulan 07/03/2022 tarihli dilekçe ile ise, yoksulluk nafakası dışındaki diğer istinaf taleplerinden vazgeçildiği beyan edilmiştir....
Bölge adliye mahkemesi kararının gerekçe kısmında erkeğin, kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası ile maddi ve manevi tazminata yönelik istinaf talebinin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının 3. bendinin yoksulluk nafakası yönünden ve 4. bendinin kaldırılmasına, kadının yoksulluk nafakası ile maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar verildiği halde bölge adliye mahkemesi kararının hüküm fıkrasında ilk derece mahkemesi hükmünün kadın yararına hükmolunan yoksulluk nafakası ile maddi ve manevi tazminata yönelik bölümleri kaldırılarak yeniden bu yönlerden hüküm kurulmaması doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir....
Bu kadar kısa süreli çalışma, kadının düzenli ve sabit geliri olan bir işten yoksulluk nafakası alabilmek için kendi isteği ile ayrıldığı şeklinde yorumlanamaz ve kabul edilemez. Davalı kadının çalışmadığı, herhangi bir geliri ve malvarlığının bulunmadığı, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği açıktır. O halde, davalı kadın yararına geçimi için uygun miktarda yoksulluk nafakası takdiri gerekirken, yazılı gerekçe ile yoksulluk nafakası talebinin reddi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir. b-Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davalı kadın yararına takdir edilen maddi ve manevi tazminat azdır....
Hal böyleyken mahkemece davacı yararına toptan yoksulluk nafakası takdir edilmiş ve davalının temyizi üzerine hüküm Dairemizce araştırmaya yönelik olarak bozulmuştur. Yoksulluk nafakası talebinin bulunmadığı gözetilmeden talep dışına çıkılarak davacı yararına yoksulluk nafakası takdiri usul ve yasaya aykırıdır. Ne var ki ilk incelemede bu yön gözden kaçtığından yazılı şekilde bozma tesis edilmiş olduğuna göre davalının bu yöne ilişkin karar düzeltme talebi haklı ve yerinde olup, kabulüne Dairemiz ilamının 2. bendindeki bozma sebebinin kaldırılmasına, hükmün yoksulluk nafakası yönünden yukarıda açıklanan sebeple değişik gerekçe ile bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir....
Bu bakımdan davalının usule uygun ve ön inceleme aşamasının tamamlanmasından önce ileri sürülmüş usulen geçerli bir yoksulluk nafakası talebi mevcuttur. Öyleyse, davalı yararına yoksulluk nafakası tayin ve takdirinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ne var ki ilk incelemede yanılgılı değerlendirme sonucu hüküm ilamda yazılı sebeple bozulmuştur. Davalının bu yöne temas eden karar düzeltme talebi haklı ve yerindedir. Kabulü ile Dairemizin bozmaya ilişkin kararının kaldırılmasına, hükmün yoksulluk nafakası yönünden de onanmasına karar verilmesi gerekmiştir....
Ayrı ayrı olarak; A veya B veya C bentlerinde yer alan sebeplerle bile yoksulluk nafakası verilemeyeceği gibi A+B+C= toplamında ise hiçbir şekilde davacı kadına yoksulluk nafakası verilemez düşüncesindeyim. Açıkladığımız gerekçelerle yoksulluk nafakasının reddedilmesi konusunda yerel mahkeme hakimi ile aramızda görüş birliği olduğu için değerli çoğunluğun farklı düşüncesine katılmıyorum. Ömer Uğur GENÇCAN Yargıtay 2. Hukuk Dairesi Üyesi...
O halde mahkemece davacının boşanma davasındaki kusur derecesinin, boşanma kararının kesinleştiği tarih ile yoksulluk nafakasının açıldığı tarihlerde boşanma yüzünden yoksulluğa düşüp düşmediğinin araştırılarak hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekir. Türk Medeni Kanununun 175. maddesi, “Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşulu ile, diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir.” hükmünü ihtiva etmektedir. Davada, yukarıda belirtilen hükümler gereğince; davacı taraf davalıdan yoksulluk nafakası isteyebilecektir. Somut olayda, her ne kadar, davacı taraf, boşanma davası dava dilekçesinde, yoksulluk nafakası talep etmemiş ise de, doğmamış bulunan bir haktan feragat mümkün olmadığından, koşulları oluştuğu takdirde, davacının karşı taraftan yoksulluk nafakası talep etmesi mümkündür....