Tarafların sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, ekonomik göstergelerdeki değişiklikler ve .artış oranları dikkate alındığında davacı kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası miktarı fazla olup, doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. Hal böyle olunca, mahkemece; yukarıda açıklanan ilke ve esaslar dikkate alınmak suretiyle davacı kadının yoksulluk nafakası artırım talebi yönünden . oranı dikkate alınmak suretiyle davacı lehine hükmedilecek yoksulluk nafakasının belirlenmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yüksek nafaka takdiri doğru görülmemiştir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 18/12/2014 NUMARASI : 2014/666-2014/1049 Taraflar arasındaki yoksulluk ve iştirak nafakasının artırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı dava dilekçesi ile; ödenen yoksulluk ve iştirak nafakalarının yeterli olmadığını ileri sürerek, 300.00 TL olan yoksulluk nafakasının 700.00 TL'ye, Büşra için 175.00 TL olan iştirak nafakasının 750.00 TL'ye, Emin için 150.00 TL olan iştirak nafakasının 500.00 TL'ye yükseltilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı cevap dilekçesi ile; davanın reddini istemiştir....
Kanunda öngörülen şartlar davacı lehine gerçekleştiği takdirde, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına ve hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmesi gerekir.TMK'nun 176/IV. maddesine göre de; "Tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir."Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemeye göre, iradın artırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir.Somut olayda, yaklaşık 13 yıl önce hükmedilen yoksulluk nafakasının, paranın satın alma gücünü yitirmesi nedeniyle artırılması talep edilmektedir. Geçen süreçte, ülkemizde seyreden yüksek enflasyon nedeniyle, paranın satın alma gücünün azaldığı ve en azından değerinin düştüğü bir gerçektir....
TMK'nun 176/4. maddesine göre de; "Tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir." Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemeye göre, iradın artırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir. Bu doğrultuda yerleşen Dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki yoksulluk nafakasının artırımı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı, taraflar arasındaki boşanma davası sonucunda ....05.1999 tarihli karar ile hüküm altına alınan ... TL yoksulluk nafakasının yetersiz kaldığını ileri sürerek, nafakanın günümüz ekonomik koşullarına göre artırılmasını talep etmiştir....
Yoksulluk nafakasının kaldırılması talebi, azaltılması talebini de içermekte olup, bu durum nafakanın miktarını tayinde ve indirilmesinde etken olarak dikkate alınmalıdır. Dosyadaki bilgi ve belgelerden; boşandıkları, davalı kadın için 200 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiği ve kararın 13.07.2005 tarihinde kesinleştiği; davalı kadının daha sonra .... 6. Aile mahkemesi 2009/347 Esas ile yoksulluk nafakasının artırılması davası açtığı ve nafakanın 500 TL ye çıkarıldığı, kararın 22.10.2009 da kesinleştiği , davalı kadının bekar olduğu, aylık 976 TL gelirinin olduğu, kendine ait evde yaşadığı, iki çocuğu ile birlikte yaşadığı anlaşılmaktadır. Her ne kadar mahkemece; davalının çalıştığı, yoksul olmadığı gerekçe gösterilerek davalı lehine hükmedilen yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmiş ise de; davalının söz konusu işte asgari ücretli olarak çalışmakta olduğu dosya kapsamına yansıyan belgeler ile sabittir....
TMK'nun 176/4. maddesine göre de; "Tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir." Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemeye göre, iradın artırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir. Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki yoksulluk nafakasının artırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı,davalı ile 2012 yılında boşandıklarını,boşanma neticesinde lehine aylık 150,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiğini,ancak halihazırda aradan geçen süre de nazara alındığında masraflarının arttığını ve hükmedilen nafakanın yetersiz kaldığını ileri sürerek,aylık 150,00 TL’lik yoksulluk nafakasının 500,00 TL’ye yükseltilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, işi ve geliri bulunmadığını,aylık 150,00 TL’lik nafakayı dahi zor ödediğini, davacının çalışıp gelir elde ettiğini savunarak, davanın reddini istemiştir....
Ayrıca nafakanın takdirinde birlik devam ederken çocuğun alıştığı yaşama şeklide dikkate alınır. Diğer taraftan nafaka miktarı belirlenirken, velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın, bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olan harcamaların da dikkate alınması zorunludur. Her ne kadar, nafakanın takdirinde; davalı (baba) nın hayat koşulları ve ödeme gücünün de dikkate alınması zorunluluğu var ise de; bu durum, yani davalının gelir seviyesinin düşüklüğü nafakanın artırılması gerekliliğini büsbütün ortadan kaldırmaz. Hakim, iştirak nafakası takdirinde; nafaka alacaklısı çocuğun ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumu arasındaki dengeyi kurarak, hakkaniyet ölçüsünde nafakayı artırmalıdır....
değerleme oranının artırılması öngörülmüştür....