Mahkemece; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davacı yararına yüksek yoksulluk nafakası takdiri doğru görülmemiş olup, bu konu bozmayı gerektirmiştir. Ayrıca, Yargıtay'ın yerleşik uygulamasına göre, takdir edilen nafaka miktarının gelecek yıllarda artırılması konusunda oran olarak ÜFE oranı, artış tarihi olarak da kararın kesinleştiği tarih benimsenmektedir. Mahkemece, takdir edilen nafaka miktarlarının her yıl TÜFE oranında artırılmasına karar verilmiş, mahkemenin bu konudaki uygulaması da isabetli bulunmamıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki yoksulluk ve iştirak nafakasının artırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili, dava dilekçesi ile; davacı için ödenen yoksulluk ve ortak çocuk için ödenen iştirak nafakalarının aylık 150.00 şer TL olduğunu, masraflar arttığından yetmediğini ileri sürerek; yoksulluk nafakasının aylık 500.00 TL'ye, iştirak nafakasının aylık 400.00 TL'ye yükseltilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, cevap dilekçesi ile; davanın reddini istemiştir....
Taraflar arasında görülen boşanma davası sonucunda davacı kadın lehine 05.03.2003 tarihinden itibaren 200 TL yoksulluk nafakasına karar verildiği, daha sonra nafaka artırımı davası ile 05.07.2010 tarihinden itibaren 300 TL ye artırıldığı anlaşılmaktadır. Davada, yoksulluk nafakasının artırılması talep edilmiştir. TMK 176/4. maddesinde " Tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir" hükmü getirilmiştir. Tarafların sosyal ve ekonomik durumlarının araştırılması sonucunda davacı kadının ev hanımı olduğu, davalının pazarcı olup, 800-900 TL geliri olduğu tespit edilmiştir. Bu durumda, davalının gelir durumuna göre hükmedilen yoksulluk nafakası miktarının (nafakanın niteliği dikkate alınarak) fazla olması nedeniyle, mahkemece; kurulan hüküm doğru görülmemiştir....
TMK'nun 176/4.maddesine göre de; "Tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir." Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemeye göre, iradın artırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir.Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda, tarafların 2009 yılında boşandıkları, boşanma kararı ile birlikte davacı lehine aylık 300,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiği, davacının ev hanımı olduğu, gelirinin bulunmadığı; davalının ise ..............'...
Yargıtayın yerleşmiş uygulamasına göre; nafaka alacaklısı kadının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında boşanma davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu ileri sürülmemiştir. O halde; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yüksek nafaka takdiri doğru görülmemiştir. …) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir. .......................
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vekili, dava dilekçesinde; davacılardan ... ile davalının 1999 yılında boşandıklarını, ... 1.Aile Mahkemesinin 2006/88 E. ve 2006/252 K. sayılı ilamında ise davacı ... lehine 120 TL yoksulluk ve diğer davacı ... lehine ise 110 TL nafakaya hükmedildiğini, davacı ... lehine hükmedilen nafakanın 500 TL'ye davacı ... lehine hükmedilen nafakanın 400 TL'ye artırılmasını talep ve dava etmiştir. Davalı davanın reddini dilemiştir.Mahkemece davacı ...'nin gelir ve giderlerine göre yoksulluk halinin devam ettiği, davacı ...'...
Somut olayda, tarafların 1992 yılında boşandıkları, boşanma kararı ile birlikte davacı lehine 0,3 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiği, 2011 yılında yoksulluk nafakasının mahkeme kararı ile aylık 250 TL'ye çıkartıldığı, işbu davanın 24.03.2014 tarihinde açıldığı, yoksulluk nafakasının en son artırıldığı tarihten itibaren yaklaşık 3 yıl geçtiği, davacının ev hanımı olduğu,15 dönüm tarlasının bulunduğu, kendisine ait evde yaşadığı; davalının ise emekli olduğu, aylık 1.400 TL civarında geliri bulunduğu, eşine ait evde ikamet ettiği,kendine ait aracının bulunduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine dair hüküm kurulması doğru görülmemiş olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir....
Davalının yoksulluk nafakasının kısmen artırılması hükmüne dair istinaf başvurusunun kararın miktar yönünden kesin olması nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir. Davalının müşterek çocuklar lehine hükmedilen iştirak nafakasının kısmen artırılması kararına dair istinaf başvurusu yönünden, TMK.nun 182/3. 328 ve 176/4. maddeleri uyarınca müşterek çocuklar yararına artışı yapılan iştirak nafakasının tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumu, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları ile çocukların ihtiyacı gözetildiğinde ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde, her bir çocuk yönünden 1.600,00- TL. yükseltilmesinde ve 2.000,00- TL. olarak belirlenmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır....
Somut olayda; taraflar, 03.03.2009 tarihli kararla boşanmışlar ve davacı lehine 200 TL yoksulluk nafakası bağlanmıştır. Davacı ev hanımı olup, öncesinde ayda bir annesiyle birlikte yaklaşık 250 TL civarında dul ve yetim maaşı almakta iken, annenin de ölümü ile aldığı aylık 680 TL'ye çıkmış bulunmaktadır. Her dava açıldığı tarihteki şartlara tabidir. Davanın açıldığı tarihte davacının aldığı dul ve yetim maaşı, onu, yoksulluktan kurtaracak nitelikte değildir. Bu nedenle, nafakanın en azından ...'ın yerleşmiş uygulamasına göre, ...oranında artırılması gerekmektedir. Açıklanan nedenlerle, mahkemece; davalının gelir durumu da gözetilerek, hakkaniyete uygun bir miktarda nafakanın artırılması gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde davanın reddi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....
ASLİYE HUKUK(AİLE) MAHKEMESİ TARİHİ : 25/04/2014 NUMARASI : 2013/743-2014/256 Taraflar arasında görülen yoksulluk nafakasının artırılması davasının yapılan yargılaması sonunda yerel mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı dava dilekçesinde; davalı ile 2004 yılında boşandıklarını, 150 TL olan yoksulluk nafakasının 2006 yılında açtığı nafaka artırım davası ile 250 TL'ye yükseltildiğini, nafakanın yeterli olmadığını belirterek, 600.00.- TL 'ye yükseltilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı cevap dilekçesi ile; davanın reddini istemiştir. Mahkemece nafakanın aylık 500.00.-TL'ye yükseltilmesine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir....