Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı borçlu tarafından asıl dava ile usulsüz tebliğ şikayeti yapılmış birleşen dava da ise imzaya ve borca itirazlar ile zaman aşımı itirazı ileri sürülmüştür. Tebligatın usulsüz yapıldığına ilişkin şikayet mahkemede her türlü delille ispat edilebileceğinden, duruşma açılmadan, şikayetçiye (borçluya) ve karşı tarafa (alacaklıya) anılan konudaki delillerini mahkemeye ibraz etmeleri için imkan tanınmadan talep hakkında dosya üzerinden karar verilmesi usule aykırıdır (HGK.nun 2003/12- 600 esas 2003/606 karar). Keza davacı borçlunun birleşen davada imzaya, borca ve zaman aşımına ilişkin itirazları şikayet mahiyetinde olmayıp belirtilen hususlar yönünden duruşma açılmadan karar verilemez. HMK'nın 317 maddesine göre cevap dilekçesi verme ve itiraz süresi iki haftadır. Davalı alacaklıya dava dilekçesi ve tensip zaptının tebliğ edilmediği anlaşılmıştır....

İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 12/11/2019 NUMARASI : 2018/834 ESAS 2019/1118 KARAR DAVA KONUSU : İmzaya İtiraz KARAR : Yukarıda mahal tarih ve numarası açıklanan ilk derece mahkeme kararı aleyhine süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmakla, HMK'nun 352. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme ve heyetçe yapılan müzakere sonunda, gereği düşünüldü: Davacı dava dilekçesinde özetle; icra takibene dayanak bonodaki imzamın müvekkiline ait olmadığını, bu nedenle imzaya itiraz ettiğini, bonodaki TC kimlik numarasının yanlış olduğunu, bononun kendisi tarafından düzenlenmediğini belirterek imzaya itirazlarının kabulüne ve tazminata hükmedilmesini talep etmiştir....

Mahkemece;"Davacının imzaya ve borca itirazının Reddine,..." şeklinde karar verildiği anlaşılmıştır. Karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunarak; imzaya itiraz edilen çek üzerinde inceleme yapılması üzerine çek üzerindeki imzaların çok önemli uygunluk ve benzerlik saptandığına ilişkin rapor düzenlendiğini, imzaya itiraza ilişkin davalarda alınan bilirkişi raporunun kesinlik arz etmesi gerektiğini, raporda yer alan benzerlik ve uygunluk tespitinin imzaya itiraz davaları için yeterli olmadığını belirterek kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....

o aşamada imzaya ve borca itiraz etmediğini ve borcu da ödemediğini, hal böyle olunca protesto ile ihtar esnasında itiraz etmediği tüm hususlara takip aşamasında itiraz etmesinin hakkın kötüye kullanılması olduğunu ve takibi sürüncemede bırakmaya yönelik olduğunu beyan ederek haksız, yersiz ve hukuki mesnetten uzak davanın reddine, haksız yere ve süresi dışında imzaya, borca ve faize itiraz eden borçlunun takibin durdurulması ve iptali davasının reddi ile %20'den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İncelenen tüm dosya kapsamına göre; davacı borçlu vekilinin icra mahkemesine yaptığı başvuruda, yetkiye ve imzaya itiraz ettiği, mahkemece yapılan yargılama sonucunda yetki itirazının reddine, imzaya itirazın kabulüne karar verildiği, karara karşı davalı alacaklı vekilinin istinaf yoluna başvurduğu anlaşılmıştır. Kambiyo senetlerine dayalı olarak başlatılan takiplerde imzaya itiraz İİK.nun 170. maddesinde düzenlenmiş olup, bu maddenin üçüncü fıkrasında, icra mahkemesince imza incelemesinin aynı kanunun 68/a maddesinin dördüncü fıkrasına göre yapılması gerektiğine işaret edilmiştir....

Yukarıda açıklandığı üzere, mahkemece ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğü şikayeti süre yönünden reddedildiğine göre, ödeme emri tebliğ tarihi olan 24/09/2018 tarihine göre borca ve imzaya yönelik olarak 31/07/2019 tarihinde yapılan başvuru da süresinde değildir. Mahkemece bu nedenle borçlunun imzaya ve borca itirazının da süre yönünden reddine karar verilmemesi HMK'nın 297/2. maddesine aykırı olmuştur. HMK'nın 297/2. maddesi kamu düzenine ilişkin olduğundan, bu husus HMK'nın 355. maddesi gereğince resen dikkate alınmıştır. Bu durumda davacının imzaya ve borca itirazının da süreden reddi gerektiğinden ilk derece mahkemesince bu itirazlar bakımından duruşma açılmaması da sonuca etkili görülmemiştir....

ilişkin kriterlerine dikkate alınarak imzaların işleklik derecesi, imzaların buklesel hareketlerinin yapılışı, imzaların dönüş hareketlerinin yapılışı, imzaların meyil ve istikamet yönü ve imzaların bitim hareketlerinin yapılışı yönünden inceleme yapılarak rapor tanzim edildiğini, senetteki imzanın alelade bir imza olmayıp; vasıflı bir imza olduğunu, taklit edilmesinin mümkün olmadığını, davacı tarafın icra takibini uzatmak ve sürüncemede bırakmak maksadıyla kötü niyetli olarak imzaya itirazda bulunduğunu, 08.03.2023 tarihli Uzman Bilirkişi Raporu ile davalı/borçlunun imzaya itirazında haksız olduğunu ve iddialarının maddi gerçeklikten uzak olduğunun ortada olduğunu, açıklanan ve mahkemece re’sen gözetilecek nedenlere binaen; davalı yanın hukuki dayanaktan yoksun yeni bilirkişi raporu alınması yönündeki talebinin reddi ile usul ve yasaya uygun şekilde yapılan imzala incelemesi dikkate alınarak davacı/borçlu tarafından yapılan borca ve imzaya itirazın reddine karar verilmesini talep ve...

Temyiz Sebepleri Davacı borçlu vekili ciro imzasının borçluya ait olmadığını, imza incelemesine ilişkin bilirkişi raporunun yeterli olmadığını, borcunun bulunmadığını, bu nedenle imzaya ve borca itirazlarının kabulüne karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek bölge adliye mahkemesi kararının kaldırılması ve ilk derece mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, 2 adet bonoya dayalı kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takipte borçlu tarafından ciranta imzasına yapılan imzaya ve borca itiraz istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 168 ve 170/a maddeleri, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun TTK 778. maddesi göndermesi ile uygulanması gereken 714. ve 730. maddeleri, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile sair yasal mevzuat 3....

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; Uyuşmazlık, çeke dayalı olarak başlatılan kambiyo takibinde, yetkiye ve imzaya itiraza ilişkindir. HMK'nun 297/2 maddesi gereğince, hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi usulen zorunludur. Yine HMK 'nun 298/2. Maddesi uyarınca, gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz....

    Ancak, davacı ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğini ileri sürmüş ise, imzaya ve borca itirazın süre yönünden reddedilebilmesi için öncelikle davacının usulsüz tebliğ şikayeti ön sorun olarak incelenmeli, tebliğin usulüne uygun olduğu tespit edildiği takdirde usulsüz tebliğ şikayeti ve dava süre yönünden reddedilmelidir. Tebliğin usulüne uygun olmadığı ve davanın TK'nın 32. maddesi uyarınca öğrenmeden itibaren yasal süresi içerisinde açıldığının tespit edilmesi halinde ise, ödeme emrinin tebliğ tarihi düzeltilerek davacının imzaya ve borca itirazları değerlendirilmek suretiyle sonuca gidilmelidir....

    UYAP Entegrasyonu