Aile Mahkemesinin 2017/2188 Esas sayılı dosyasında verilen tedbir nafakasına ilişkin olarak icra takibi başlattıklarını, borçlunun yetkiye ve borca itiraz ettiğini, ancak itirazın yerinde olmadığını belirterek, borçlunun yetkiye ve borca itirazının kaldırılmasını, borçlunun %20 icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi tarafından; "...TMK'nun 177. maddesinde “Boşanmadan sonra açılacak nafaka davalarında nafaka alacaklısının yerleşim yeri mahkemesi yetkilidir” denilmekle; nafaka davaları için özel seçimlik yetki kuralı düzenlendiği ve nafaka alacaklarında borçlunun ikametgahı dışında davacı alacaklının ikametgahında da takip yapılabileceği, yine borçlu itiraz dilekçesinde bir kısım ödeme yaptığını belirtmiş ise de buna ilişkin icra dairesine yaptığı itiraz dilekçesi ekinde ya da mahkemeye herhangi bir resmi ya da yazılı belge ibraz etmediği..." gerekçesi ile "davanın kabulü ile, Ankara 28....
İcra Müdürlüğünün 2018/... esas sayılı dosyasındaki takibin davacı tarafça davalı aleyhine 5.064,83 TL alacağın yasal faizi ile birlikte tahsili için yapılan ilamsız icra takibinden ibaret olduğu, davalının vekili marifetiyle yasal süre içerisinde sunduğu itiraz dilekçesi ile; ödeme emrine, borca, ferilerine ve yetkiye itiraz ettiği, takibin durduğu anlaşılmıştır. Dava; .... İcra Müdürlüğünün 2018/... esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine davalı yanca yapılan itirazın iptali isteminden ibarettir. Dava şartları kamu düzeninden olup, yargılamanın her aşamasında re'sen dikkate alınması gerekir....
Yukarıda açıklandığı üzere HMK'nun 7/1. maddesi gereğince itiraz eden borçlu ... yönünden Ankara İcra Müdürlüğü'nde takip yapılmasında yasaya uymayan bir yön bulunmamaktadır. O halde mahkemece yetkiye itirazın reddi ile borçlunun sair şikayet ve itirazlarının esasının incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09/05/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
DAVA KONUSU : Borca, İmzaya ve Yetkiye İtiraz KARAR : İlk derece mahkemesi tarafından verilen karara karşı süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: İzmir 19. İcra Müdürlüğünün 2016/8559 esas sayılı dosyası üzerinden vekil edeni şirket aleyhine icra takibi yapıldığını, yetkili icra müdürlüğünün Menemen İcra Müdürlüğü olduğundan takibe itiraz ettiklerini, ayrıca takibe konu çeklerde bulunan imzanın vekil edeni şirket temsilcisine ait olmadığın, takibe konu borcun tamamına ve faize de itiraz ettiklerini belirterek takibin durdurulmasını ve tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle ; davanın reddinin gerektiğini savunmuştur. İzmir 11. İcra Hukuk Mahkemesince yapılan yargılama neticesinde davanın reddine karar verilmiştir....
Somut olayda davalı hem icra dairesinin yetkisine, hem de borca itiraz etmiştir. Bu durumda mahkemece İİK.nun 50.maddesi uyarınca öncelikle, icra dairesinin yetkisine yönelik itiraz incelenerek, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken bu yönün gözetilmemesi isabetsizdir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle yerel mahkeme kararının BOZULMASINA, bozma nedenine göre öteki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 13.09.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi. Aslı gibidir. Karşılaştırıldı. ......
Ağır Ceza Mahkemesince verilen 03/11/2009 gün ve 2009/54 Esas, 2009/232 Karar sayılı hükümlerin O yer C.Savcısı ve müşteki Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 30/01/2014 gün ve 2012/13010 Esas, 2014/1057 Karar sayılı ilamı ile CMK'nın 260/1. maddesine göre katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar görmüş olan Hazinenin kanun yoluna başvurma hakkının bulunması ve hükümlerin 07/04/2011 havale tarihli dilekçe ile vekili tarafından temyiz edilmesi karşısında 3628 sayılı Kanunun 18. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak CMK'nın 237/2. maddesi uyarınca katılma talebinin kabulüne karar verildikten sonra esasın incelenmesi sonucunda beraet hükümlerinin onanması yönündeki kararına karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 17/03/2014 gün ve 4-2011/235076 sayılı yazısı ile itiraz isteminde bulunması üzerine dosya Daireye verilmekle incelendi; Hükümden sonra gerçekleşen Hazine vekilinin davaya katılma talebinin 3628 sayılı Kanunun 18. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak...
"İçtihat Metni" İTİRAZ Hırsızlık suçundan sanık ... hakkında yapılan duruşma sonunda; mahkumiyetine ilişkin Gaziantep 6....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Suç üstlenme HÜKÜM : Mahkumiyet Gereği görüşülüp düşünüldü: Suça sürüklenen çocuklar ... ve ... müdafilerinin suça sürüklenen çocuklar hakkında kurulan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarına itiraz ettikleri, suça sürüklenen çocuk ... müdafinin 18.02.2015 tarihli gerekçeli itiraz dilekçesi içeriğinde, dilekçe başlığında temyiz eden ifadesi yer alsa da, dilekçe içeriğinde açıkça hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına itiraz edildiğinin belirtildiği ve merci tarafından da itiraz hakkında bir karar verildiği görülmekle, temyizin kapsamına göre yalnızca suça sürüklenen çocuk ... müdafinin 28.01.2015 tarihli temyiz istemi üzerine, suça sürüklenen çocuk hakkında suç üstlenme suçundan kurulan hüküm ile sınırlı olarak inceleme yapılmıştır....
Davalı vekili tarafından 11.02.2014 tarihli itiraz dilekçesinde icra dairesinin yetkisine ve işlemiş faiz tutarına itiraz edilmiş ve davacı tarafça da bu itirazlar dava konusu yapılmış olmasına rağmen, asıl alacağa ilişkin itiraz varmış gibi değerlendirilerek asıl alacak miktarı üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilmesi doğru görülmemiş, hükmün temyiz eden davalı yararına bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 08/04/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
İcra Dairesi olduğunu ileri sürerek yetkiye ve borca itirazda bulunmuş, mahkemece davalının ikametgahının, taşınmazın bulunduğu yer ve sözleşmenin ifa edileceği yerin Bursa olduğundan, yetkiye itiraz doğru bulunup, davacının yetkiye itirazın kaldırılması isteminin reddine karar verilmesi üzerine, karar davacı alacaklı vekili tarafından temyiz olunmuştur. Davacı alacaklı, icra takibinde yazılı kira sözleşmesine dayanarak kira alacağı isteminde bulunmuştur. 6098 Sayılı TBK nun 89/1. maddesine göre para borçları, alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde, ödenir. 6100 sayılı HMK nun 10. maddesine göre sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilir. İcra takibinin konusu kira sözleşmesinden doğan para borcu olup kira borçlarının alacaklıya götürülecek borçlardan olmasına göre alacaklının ikamet ettiği yerdeki Yenişehir İcra Dairesinde takip yapmasında bir usulsüzlük yoktur....