İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı borçlu vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, müvekkilinin ödeme emrinin kendisine tebliğinden itibaren borca itiraz dilekçesinden sonra yasal süre içerisinde UYAP sistemi üzerinden 2. bir itiraz dilekçesi sunduğunu ve açıkça imzaya itiraz ettiğini, süresi içerisinde ikinci bir itiraz dilekçesi verilemeyeceğine dair yasal düzenleme bulunmadığını, Mahkemece imzaya itiraz dilekçesinin gözden kaçırıldığını, davacının tahliye talebinin noter tarafından düzenlenmiş veya onaylı bir belgeye dayanmadığını, imza kabul edilmediği için davanın genel mahkemelerde açılması gerektiğini belirterek istinaf isteminin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Davacı alacaklı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, davalı vekilinin, gerek yetkisizlikle gelen icra müdürlüğünde gerekse yetkisizlik üzerine gelen somut dava konusu icra müdürlüğünde borca itiraz ettiğini, fakat imzaya ayrıca ve açıkça itiraz etmediğini, bu nedenle borca itiraz dilekçesinde imzaya açıkça itiraz etmeyen borçlunun, itirazın kaldırılması davasında artık imzaya itiraz edemeyeceğini, Yargıtay kararlarının da bu yönde olduğunu, takip dayanağı belgenin kesin borç ikrarını içeren bir belge olması bir yana, Yargıtay içtihatları gereği de İİK'nun 68. maddesi kapsamında borç ikrarını içeren belge olarak kabul edilmesi gerektiğini, 09.01.2020 tarihli taraflar arasındaki borç mutabakat belgesindeki ilk cümlede davalının, kayıtsız şartsız 110.131,00 TL borcu bulunduğuna ilişkin kabulü ve imzası bulunduğunu, anılan belgenin 2. cümlesinde ise bu borcun davalı tarafından 13.01.2020 tarihinde müşteri evraklarıyla ödeneceğinin, yani ne şekilde ödeneceğinin kararlaştırıldığını,...
DAVA KONUSU : İmzaya İtiraz KARAR : İlk derece mahkemesi tarafından verilen karara karşı süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; söz konusu çekin müvekkili tarafından keşide edilmediğini, çek altında bulunan imzanın müvekkiline ait olmadığını, takibe konu edilen 20.02.2021 keşide tarihli ve 108.500,00 TL bedelli ve 2074838 seri numaralı muhatabının olduğu çek altında ki imzanın müvekkiline ait olmadığını, ayrıca ve açıkça imzaya itiraz ettiklerini, davacı T1 Ziraat Kızıltepe/ Mardin çarşı şubesinde, Denizbank Kızıltepe Şubesinde ve Vakıfbank Kızıltepe/Mardin çarşı şubesinde imzalarının bulunduğunu, İzmir 24....
UYUŞMAZLIĞIN TESPİTİ, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava; kambiyo takibinde yetkiye ve borca itiraz istemine ilişkindir. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır....
İcra Hukuk Mahkemesi'nin 05/04/2022 gün, 2021/141 Esas- 2022/565 Karar sayılı ilamı ile, "1- Davacının imzaya itiraz davasının KABULÜ ile İstanbul 35.İcra müdürlüğünün 2021/4175 Esas sayılı dosyasından davacı borçlu yönünden başlatılan takibin İİK 170/3 maddesi gereğince DURDURULMASINA, 2- Şartlar oluşmadığından tazminat ve para cezasına hükmedilmesine yer olmadığına, 3- Davacının imzaya itirazı kabul edildiğinden borca itiraz hakkında karar verilmesine yer olmadığına," karar verilmiştir....
Eldeki dava ve şikayet ise 13/02/2017 tarihinde yapılmıştır. Davacı vekili ise söz konusu takibe süresinde itiraz ettiği , takibe konu senet üzerindeki imzaların müvekkiline ait olmadığından bahisle takibin iptalini istemiştir. Yapılan incelemede davacı borçlu adına gönderilen ödeme emrinin 07/02/2017 tarihinde tebliğ edildiği, usulsüz tebliğ itirazı olmadığı gibi tebliğ tarihinin de mezkur tarih olarak beyan edildiği; fakat 5 günlük kanuni müddet geçtikten sonra şikayet ve itiraz vaki olduğu anlaşılmakla aşagıdaki şekilde karar verilmiştir..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle, "Davacının imzaya itiraz ve kambiyo hukuka cihetinden şikayet müddeti geçmekle davanın ve şikayetin ayrı ayrı reddine" karar verildiği görülmüştür....
Davacı borçlu vekili , istinaf dilekçesinde imzasına itiraz etmek istedikleri senetlerden birisini maddi hataya dayalı olarak itiraz dilekçesinde yanlış bildirdiklerini ancak 06/12/2019 tarihli cevaba cevap dilekçesinde ve 16/01/2020 tarihli duruşmada 11/11/2018 düzenleme tarihli 210.000 TL lik senetteki imzaya itiraz ettiklerini beyan ederek hatalarını düzelttiklerini, duruşmada hazır olan davalı vekilinin buna itiraz etmediğini, davalı vekilinin itiraz etmeyerek iddialarını genişletmelerini zımnen kabul ettiğini beyan etmiş ise de; dava konusu edilmeyen bir şeyin ıslah yoluyla davaya ithaline ve dava konusu haline getirilmesine yasal açıdan olanak bulunmadığı gibi, HMK.nun 176 ve devamı maddelerinde düzenlenen ve dava prosedüründe tatbiki mümkün olan ıslah müessesesinin imzaya itiraz hakkında uygulanma olanağı da yoktur....
Dava dilekçesinde anlatımlardan anlaşıldığı üzere davacının açıkça imzaya itiraz ettiği, İlk Derece mahkemesince imzaya itiraza ilişkin yargılama yapıldığı, bilirkişi incelemesi yapılarak imzanın davacı şirket yetkilisine ait olmadığının tespit edildiği ve davanın kabul edildiği görülmektedir. Bu haliyle davadaki talep itiraz niteliğinde olduğu halde İlk Derece Mahkemesince -imzaya itirazın kabulü halinde takibin durdurulması kararı verilmesi doğru ise de- kararda davanın şikayet olarak nitelendirilmesinin İİK.nun 168/4. ve 170. Maddelerine uygun olduğunu söylemeye olanak bulunmamaktadır. İcra mahkemesince imzaya itirazın kabulüne karar verilmesi halinde, İİK'nun 170/4. maddesinde, senedi takibe koymada kötü niyeti veya ağır kusuru bulunduğu takdirde, alacaklının, takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminat ve %10 oranında para cezasından sorumlu tutulacağı hüküm altına alınmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Borçlu vekilinin, imzaya ve faize itiraz ederek takibin iptali istemiyle icra mahkemesine yaptığı itiraz üzerine, mahkemece verilen kararın taraf vekillerine 05.03.2015 tarihinde tefhim edildiği, borçlu vekilinin ise 12.03.2015 tarihinde (yasal sürede), UYAP üzerinden temyiz süre tutum dilekçesi gönderdiği, borçlu tarafa temyiz harç ve masraflarını yatırması için kesin süreyi içeren ihtarlı davetiye çıkartılmadan harç ve masrafların 15.04.2015 tarihinde borçlu tarafından yatırılmış olduğu anlaşıldığından, ...İcra Hukuk Mahkemesi'nin 22.04.2015 tarih ve 2014/181 E - 2015/127 K. sayılı...
nedeniyle itiraz eden davacı müvekkilinin ilk etapta Bursa' ya gidemediğinden senedin aslını inceleme imkanı olmadığını, icra takibine yasal süresi içerisinde imzaya itiraz edemediğini, icra takibi yetkisiz icra dairesinde başlatılmakla itiraz süresi içerisinde davacı borçlunun senet aslını incelemesinin önüne geçildiği ve bu nedenle dava dilekçesi ile imzaya itiraz edilemediğini, söz konusu nedenlerle kararın bozularak imza incelemesinin yaptırılmasına karar verilmesini, dosya kapsamında grafolog bilirkişiden rapor alınmış olup Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesinden rapor alınması yönündeki taleplerinin yerel mahkeme tarafından kabul edilmediğini bu nedenlerle; kararın istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasını ve yeniden yargılama yapılarak talepleri doğrultusunda itirazlarının kabulüne karar verilmesini; yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....