DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, kredi kartı kullanımından kaynaklanan alacakların tahsili için başlatılan...İcra Dairesinin 2018/3305 sayılı icra takibine vaki itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talebinden ibarettir. Davacı banka, davalıya Temel Bankacılık Hizmet Sözleşmesi çerçevesinde kredi kartı kullandırıldığını, kredi kartı borçlarını ödemeyen ve ihtarnameye cevap vermeyen davalı hakkında icra ¸e-imzalıdır. ¸e-imzalıdır. takibi başlattıklarını, ancak, davalının borca, ferilerine ve yetkiye haksız olarak itiraz ettiğini belirterek, itirazların iptaline ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Ortaklığın giderilmesi Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı ortaklığın giderilmesi davasına dair karar, bir kısım davalılar tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, alacaklı tarafından İcra İflas Kanunu'nun 121. maddesi uyarınca alınan yetkiye dayanılarak üç adet taşınmazın satışı suretiyle ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece taşınmazların satışı suretiyle ortaklığının giderilmesine karar verilmiş, hüküm davalılardan ... ve ... tarafından temyiz edilmiştir. Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına, takdirde bir isabetsizlik bulunmamasına ve satışın umum arasında açık artırma ile yapılacağının anlaşılmasına göre hükmün esasına yönelik temyiz itirazları yerinde değildir....
Ancak; Mahkemece, dava konusu edilen taşınmazların satışına karar verildikten sonra satış bedelinin taraflara tapu kayıtları ve mirasçılık belgesindeki payları oranında paylaştırılmasına karar vermekle yetinilmesi gerekirken, hüküm fıkrasının 4. bendinde “borçlu paydaşın payına düşen alacağın borca yetecek kadar kısmının sayılı dosyadaki borca ödenmesine,” şeklinde karar verilmesi doğru değil ise de, bu yanlışlığın düzeltilmesi için yeniden yargılama yapılmasında yarar görülmediğinden hüküm fıkrasının 4.bendinin hüküm fıkrasından çıkarılarak 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 438.maddesi gereğince hükmün düzeltilmiş şekliyle ONANMASINA ve taşınmaz malın satış bedelinden payına düşecek paranın %011.38 oranında hesaplanacak onama harcından peşin alınan 21.15.-TL’nın mahsubu ile bakiyesinin temyiz edenden alınmasına, 03.04.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Tüm dosya kapsamı gözetildiğinde borçlu tarafça yetki ve borca itiraz edilmesi durumunda öncelikle yetki itirazının incelenmesi gerektiği, yetki itirazının kabul edilmesi durumunda süre içerisinde talep edilmesi durumunda dosyanın yetkili icra müdürlüğüne gönderileceği, yetkili icra müdürlüğünce çıkartılacak ödeme emrine karşı borçluların borca ve sair yönlere itiraz haklarının mevcut olduğu, ilk derece mahkemesince yetki itirazının kabulü halinde borca itirazın incelenmesinin mümkün olmadığı, borca itirazın dosyanın yetkili icra dairesine gönderilmesinden sonra yetkili icra mahkemesine yapılan itiraz üzerine incelenebileceği anlaşılmakla, ilk derece mahkemesince verilen karar bu gerekçelerle usul ve yasaya uygun olduğundan davacıların istinaf talebinin HMK 353/1/b/1 maddesi gereğince esastan reddine oybirliği ile karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere, 1- İstanbul 7....
GEREKÇE: Bir adet unsurları tam bonoya dayalı kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takipte borçlu vekili tarafından icra müdürlüğünün yetkisine ve borca itiraz edilmiş olup yerel mahkemece verilen ilk hükümle yetki itirazının kabulüne karar verilmekle anılan kararın istinafı üzerine Dairemizce ilk derece mahkemesinin kararının HMK.nun 353- 1- a-6 maddesi uyarınca kaldırılması üzerine yerel mahkeme tarafından yeniden yapılan yargılama neticesinde 1- Davacının Yetkiye ve Borca İtirazının Reddine, 2- Davacıların tazminat talebinin Reddine,3- Davacı aleyhine tazminata hükmolunmasına yer olmadığına, karar verilmiş olup davacı-borçlu vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İİK’nun 50. ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 447/2. maddelerinin göndermesiyle uygulanması gereken HMK'nun 6. maddesi; "Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir....
- K A R A R - Davacı vekili, müvekkili banka ile dava dışı ... arasında Tüketici Kredisi ve ...Sözleşmesi düzenlendiğini, davalının da sözleşmeyi müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, borcun ödenmemesi üzerine asıl borçlu hakkında rehnin paraya çevrilmesi yoluyla, davalı hakkında da genel haciz yoluyla takip başlatıldığını, davalının haksız olarak yetkiye borca itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı , davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, borçlunun yetki itirazının öncelikle İİK.’ nun 50. maddesi uyarınca Tetkik Mercii tarafından karara bağlanması gerektiği, takip hukuku bakımından işlemlerin tamamlanmadığı, ayrıca davanın 5464 sayılı Yasa uyarınca Tüketici Mahkemesi’ nin görevi kapsamında kaldığı gerekçeleriyle mahkemenin görevsizliğine, takip hukuku bakımından işlemlerin tamamlanması ve kararın kesinleşmesini müteakip talebi halinde dosyanın görevli ......
- K A R A R - Davacı vekili, davalı aleyhine girişilen icra takibinde borcun kısmen kabul edildiğini, bakiye borca, faize faiz oranına itiraz edildiğini belirterek, borçlunun icra takibine vaki itirazın iptaline, takibin devamına, %40 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, davaya konu icra takibinin banka kredi kartından kaynaklanan borca ilişkin olduğu, buna ilişkin davalara 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun uyarınca Tüketici Mahkemesinin bakmakla yükümlü olduğu gerekçesiyle,dava dilekçesinin görev yönünden reddine, mahkemenin görevsizliğine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....
İcra Müdürlüğünün 2018/464 esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği, borçlu tarafından süresinde hem borca hem de yetkiye itiraz edildiği ve takibin durdurulduğunun anlaşıldığı, taraflar arasında akdedilen sözleşme içeriği incelendiğinde taraflar arasında uyuşmazlığın çözümünde yetkili merciler olarak İstanbul Mahkemeleri ile icra dairelerinin yetkili kılındığının anlaşıldığı, bilindiği üzere yetki sözleşmesi ya da sözleşme içeriğinde bulunan yetki şartının geçerli olabilmesi için tarafların tacir ya da kamu tüzel kişisi olmaları ve uyuşmazlıkta kesin yetki kuralının bulunmaması gerektiği, mevcut uyuşmazlıkta tarafların tacir olduğu ve takibin yapıldığı Bakırköy İcra dairelerini kesin yetkili kılacak bir hâlin bulunmadığı görülmekle yetki şartının geçerli ve usulüne uygun olduğunun anlaşıldığı, davacı tarafından yetkili icra dairesi olan İstanbul İcra daireleri yerine Bakırköy icra dairelerinde takip yaptığı, davalının yetkiye itirazının yerinde...
Sayılı dosyasında karara bağlanmış olup, şikayetin reddine dair mahkeme kararının 01.12.2020 tarihinde kesinleştiği, takip dosyasından davacı şirkete gönderilen ödeme emrinin 27.09.2019 tarihinde tebliğ edildiği, yetkiye, borca ve imzaya itirazın yasal 5 günlük süre geçtikten sonra, 04.10.2019 tarihinde yapıldığı, mahkemece davanın süresinde açılmaması sebebiyle reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı, HMK.355 mad. Gereğince kamu düzenine aykırılık teşkil eden bir hususun bulunmaması nedeniyle, istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda ilk derece mahkemesi kararının gerekçesi, dosya kapsamı ve delil durumu değerlendirildiğinde istinaf olunan kararda usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, istinaf sebep ve gerekçelerinin yerinde olmadığı anlaşılmakla, istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1- b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Uyuşmazlık, Çanakkale İcra Müdürlüğü'nün 2021/13878 Esas sayılı dosyasında yetkiye, imzaya, borca itiraza ilişkindir. HMK'nun 297/2 maddesi gereğince, hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi usulen zorunludur. Davacı tarafça, yetkiye, borca itiraz istemiyle birlikte imzaya itiraz istemi de ileri sürüldüğü halde mahkemece, her bir talep ile ilgili olarak olumlu ya da olumsuz hüküm kurulmamıştır. Bu husus kamu düzenine ilişkin esaslı bir usul hatası olup, HMK 'nun 355....