Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

tarihi değil, fiili haczin yapıldığı tarih olması gerektiğini, bu tarihten itibaren de süresi içinde takibe ve borca, yetkiye itiraz yapılmadığından dava açmakta hukuki yararı kalmayan borçluların davasının reddine karar verilmesi gerekirken, şikayetin kabulüne karar verilmesi yasa ve usule aykırı olduğunu beyanla kararın kaldırılarak şikayetin reddine karar verilmesini talep etmiştir....

Borçlular vekili itirazında yetkiye ve borca birlikte itiraz ettiğine göre alacaklının sadece yetki itirazının kaldırılması istemesinde hukuki yararı bulunmamaktadır. Davacı alacaklının icra mahkemesine açacağı itirazın kaldırılması davası, yada genel mahkemede açacağı itirazın iptali davasıyla birlikte yetki itirazının da kaldırılmasını talep etmesi mümkün olduğundan, ilk derece mahkemesince yetki itirazının kaldırılması isteminin hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır....

Bu nedenle borcun sadece 1 aylık döneminin bize ait olması ve kalar borcun bizden önceki döneme ait olması nedeni ile KISMEN BORCA İTİRAZ ETTİĞİMDEN, TAKİBE KONU BORCA, FAİZ VE BÜTÜN FERİLENE İTİRAZ ETTİĞİMDEN TAKİBİN DURDURULMASINI talep ederiz. SONUÇ VE İSTEM; Bizim yukarıda izah ettiğimiz üzere alacaklı tarafın açmış olduğu icra takibine KISMEN BORCA İTİRAZ ETTİĞİMDEN, TAKIBE KONU BORCA, FAİZ VE BÜTÜN FERİLENE İTİRAZ ETTİĞİMİZDEN TAKİBİN DURDURULMAS[NI talep ederiz...." şeklinde dilekçe vererek kısmi itirazda bulunmuşlardır. 2004 sayılı İİK.nun 62/4.maddesi gereğince Borcun bir kısmına itiraz eden borçlunun o kısman cihet ve miktarını açıkca göstermesi lazımdır. Aksi takdirde itiraz edilmemiş sayılır. (Bkz: İtirazın İptali Davaları, Adnan Değnekli & Sedat Kısa, Turhan Kitabevi 2.Baskı) Görüldüğü üzere borca kısmi itirazda bulunulurken, borcun ne kadarının kabul edildiği, ne kadarının kabul edilmediği belli değildir. İtiraza uğrayan bedel net ve açık olarak belirtilmemiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Alacaklı tarafından borçlu aleyhine bir adet bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlatılan icra takibi üzerine, borçlunun icra mahkemesine başvurarak yetkiye ve borca itirazı ile birlikte takip dayanağı bonoda tahrifat yapıldığından kambiyo vasfında olmadığı, ödeme emrinde işletilen faiz oranı belirtilmediğinden ödeme emrinin iptali gerektiği şikayetlerinde bulunduğu, mahkemece, yetkiye itiraz ve kambiyo şikayeti yönünden yapılan inceleme sonucunda istemin reddine ve borçlu aleyhine nisbi vekalet ücretine hükmedildiği...

      Noterliğinin 04636 yevmiye nosu ile kayıt altına alındığını, kişinin şirketten ayrılırken teslim etmesi gereken şirket kaşesini müvekkiline ve muhasebeye teslim etmediğini, davalı ile müvekkili şirket arasında bonoda yazılı olan alacak değerinde bir ticari ilişki bulunmadığını ve hiçbir zaman da mevcut olmadığını, davalının anılan bedeli müvekkiline karşı ileri sürmesine neden olacak herhangi bir borç ilişkisi olmadığını, bonodaki imzanın da müvekkili şirket yetkililerine ait olmadığını belirterek, kararın kaldırılmasını istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 169., 169/a. maddeleri uyarınca yetkiye ve borca itiraz istemine ilişkindir. İİK'nın 168/5. maddesi gereğince, kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibinde yetki itirazı, borca itiraz ve imzaya itirazın, 5 günlük yasal süre içinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. Bu süre, hak düşürücü nitelikte olup, mahkemece kendiliğinden gözetilmelidir....

      - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin davalı ile aralarındaki ticari ilişkiden doğan mal ve hizmet bedellerinin ödenmemesi üzerine başlatılan icra takibinin davalının haksız yere borca ve yetkiye itiraz etmesi üzerine durduğunu ileri sürerek itirazın iptaline ve davalı hakkında kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, yetki itirazında bulunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasında yazılı bir yetki sözleşmesinin bulunmadığı, davacı şirketin merkezinin İstanbul olup, davaya konu alacağın Milas Şubesi'nin işlemlerinden kaynaklandığını ispat edemediği, hal böyleyken takibin yetkili icra müdürlüğünde açılmadığı gerekçesiyle, davanın usulden reddine karar verilmiş hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Davacı mal ve hizmet faturasına dayanarak icra takibi başlatmış, davalı icra dosyasında borca ve yetkiye itirazda bulunmuştur....

        Davacı alacaklı dava dilekçesinde, davalı borçlunun yetkiye ve borca itirazının kaldırılmasını kabul ettiği halde, Mahkemece; HMK'nın 26.maddesine aykırı olarak davacının talebi dışında, sanki davacının icra müdürlüğünün yetkisine itirazı varmış gibi yetki itirazının kabulüne, icra müdürlüğünün yetkisizliğine, dosyanın yetkili icra müdürlüğüne karar verilmesi usule aykırıdır. İİK'nun 68/1. maddesi gereğince; talebine itiraz edilen alacaklının takibi, imzası ikrar veya noterlikçe tasdik edilen borç ikrarını içeren bir senede yahut resmi dairelerin veya yetkili makamların yetkileri dahilinde ve usulüne göre verdikleri bir makbuz veya belgeye müstenit ise, alacaklı itirazın kaldırılmasını isteyebilir. Somut olayda; alacaklı, faturaya dayalı olarak genel haciz yolu ile ilâmsız takip yapmış, davalı borçlu tarafından süresinde yetkiye ve borca itiraz edilmesi nedeniyle takip durdurulmuştur....

        Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 05.04.2021 tarih ve 2021/70 Esas sayılı karar ile; "...takip dosyası incelendiğinde; borçlu tarafından süresinde hem borca hem de yetkiye itiraz edildiği, taraflar arasında akdedilen sözleşme içeriği incelendiğinde taraflar arasında uyuşmazlığın çözümünde yetkili merciler olarak İstanbul Mahkemeleri ile icra dairelerinin yetkili kılındığının anlaşıldığı, mevcut uyuşmazlıkta tarafların tacir olduğu ve takibin yapıldığı Bakırköy İcra Dairelerini kesin yetkili kılacak bir hâlin bulunmadığı görülmekle yetki şartının geçerli ve usulüne uygun olduğunun anlaşıldığı, davacı tarafından yetkili icra dairesi olan İstanbul İcra Daireleri yerine Bakırköy İcra Dairelerinde takip yapıldığı, davalının yetkiye itirazının yerinde olduğu" gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir....

        İcra Müdürlüğünün 2013/5086 esas sayılı dosyası ile icra takibi yapılmış ve takip borçlusu ... Belediyesi tarafından kanuni süresi içerisinde yetkiye ve borca itiraz edilmesi sebebiyle takip durmuştur. İtirazın iptali davalarında yetkiye itiraz olması durumunda mahkemece ilk önce bu hususun değerlendirilmesi gerekmektedir. Yukarıda açıklanan kanuni düzenlemeler ve açıklamalara göre, somut olayda yetkili icra dairesi ... İcra Dairesidir. İtirazın iptali davalarında yetkili icra dairesinde takip yapılması dava şartıdır. Şu halde, yetkili icra dairesinde takip yapılmaması sebebiyle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. Sonuç: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 04/06/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan takipte, borçlunun icra mahkemesine başvurarak borca itiraz ettiği, mahkemece istemin süre yönünden reddine karar verildiği görülmektedir. İİK'nun 168/5. maddesi gereğince; kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibinde yetkiye ve borca itirazın (5) günlük süre içinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. Somut olayda, borçluya, ödeme emrinin 17/02/2015 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun borca itirazını ise 20/02/2015 tarihinde yaptığı anlaşılmaktadır....

            UYAP Entegrasyonu