Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece; İncelenen icra dosyasına sunulan borca itiraz dilekçesinin bizzat borçlu adına imzalanmış olduğu, dilekçenin üçüncü kişi tarafından teslim edildiğine ilişkin dilekçe uyap kaydında ve davacı tarafından sunulan sureti üzerinde şerh bulunmadığı, dilekçe üzerindeki imzaya yönelik itiraz bulunmadığı, dilekçenin usulsüz olduğu iddia edilen vekaletnameye istinaden vekil tarafından imzalandığının iddia edilmediği, bu haliyle borca itiraz dilekçesinin icra dairesine ulaşması ile itiraz üzerine icra müdürlüğünün vermiş olduğu şikayete ilişkin kararların usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla şikayetin reddine karar verilmiştir. Davacı dava dilekçesindeki beyanlarını tekrarla birlikte borçlunun mahkeme huzurunda yapmış olduğu ikrarın dikkate alınmasını gerektiğini beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir....

IV- Aleyhine genel haciz yolu ile başlatılan ilamsız icra takibinde, borçlunun, icra mahkemesine diğer başvurusu İİK'nun 62. maddesi kapsamında "icra takibinde yetkiye borca itiraz, zamanaşımı itirazı" olup, takibin şekline göre itirazların ödeme emrinin tebliğinden itibaren yedi gün içinde icra dairesinde bildirilmesi gerektiğinden, borca itiraz hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesinde de isabetsizlik bulunmamaktadır. V- Netice olarak, ilk derece mahkemesinin inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından istinaf isteminin esastan reddi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

Mahkemece, davalı borçlunun ödeme emrine itirazında kısmi itiraz iradesi göstermesine rağmen icra dairesince takibin durdurulmasına karar verildiği, icra dairesi işleminin şikayet yolu ile çözümlenmesi gerektiği halde, davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle asıl alacak yönünden dava şartı yokluğu nedeni ile davanın reddine karar verilmiştir. Davalı borçlu ödeme emrine itirazında “...Bununla birlikte sözkonusu borca ilişkin olmak üzere belirtilen miktar derecesinde borcum olmadığından asıl borca ve ferilerine itiraz ediyorum” demek suretiyle asıl borcun tamamına ve ferilerine itiraz etmiş, bunun sonucunda da icra takibinin durdurulmasına karar verilmiştir. Hal böyle olunca mahkemece, davacının asıl alacak yönünden itirazın iptali davası açmakta hukuki yararı bulunduğu gözetilmeksizin aksine düşüncelerle yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir....

    Takibe konu borca ilişkin itiraz haklarım şimdilik saklıdır. Borcu kabul etmiyorum.” demekle hem icra dairesinin .... yetkisine hem borca itiraz etmiştir. Dava itirazın iptali davası olarak açıldığı için bu tür davalarda görevli mahkeme genel mahkemelerdir. Yazılı gerekçe ile görevsizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırıdır ve bozmayı gerektirir.23.09.2013 SONUÇ :Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, 23.9.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunarak, mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkilinin alacağını tahsil amacıyla borçlular hakkında ilamsız icra takibi başlattığını, borçlulara ödeme emri tebliğ olmadan vekilleri tarafından haricen borca itiraz edildiğini, İİK'nun 62/1 maddesi ve yerleşik Yargıtay kararları gereğince borçlulara tebliğin yasal zorunluluk olduğunu ve icra müdürlüğüne yaptıkları 25/06/2021 tarihli talep üzerine icra müdürlüğünce talepleri kabul edilerek borçlulara ödeme emrinin tebliğ edildiğini, ancak kanuna aykırı olarak aynı anda borçlular vekiline de ödeme emrinin tebliğ edildiğini, borçlu vekili tarafından 25/06/2021 tarihinde borca itiraz edildiğini, borçlulara yasal olarak tebliğ edildiği tarihten sonra gerek borçlular gerekse vekillerinin itiraz etmediklerini, borçlular tarafından itiraz olmadığından takibin kesinleştirilmesi taleplerinin icra müdürlüğünce ödeme emrinin tebliğ edilmediği dönemde dosyada bulunan borca itiraz...

      Sayılı dava dosyasında da mirası reddettiğini, buna ilişkin kararı mahkemeye sunduğunu, borca itiraz ettiğini, yetkiye de ayrıca itiraz ettiğini, mirası açıkça reddettiğinden dolayı takibin durdurulmasına, karşı tarafın %20'sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının dosya borçlusunun annesi olduğunu, davacının takipten hemen sonra mirası reddettiğini, davacının borçtan kurtulmaya çalıştığını, mirasın reddinin iptaline ilişkin taraflarına süre verilmesi ve davanın bekletici mesele yapılması gerektiğini, bu nedenlerle davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece; davacı borçlunun mirası usulüne uygun reddettiğine ilişkin mahkeme kararı almaları halinde mirasçı aleyhinde takibe devam edilmesi ve mirasçının mal ve haklarına haciz konulması mümkün değildir. Şikayetçi mirasçı kendisine yönelen icra takip işlemlerini süresiz şikayet yolu ile iptal ettirebilir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi -K A R A R- Dosya içeriğine göre dava, şikayet (imzaya ve borca itiraz) istemine ilişkin olup hüküm İcra Tetkik Merciince verilmekle, Başkanlar Kurulu Kararı ve Yargıtay Yasasının 14. maddesine göre temyiz inceleme görevi Yüksek 12.Hukuk Dairesine aittir. Bu nedenlerle dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE 31.3.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        Kuşku bulunan hallerde, itiraz hakkı süreyle kısıtlanan borçlunun pek açık olmayan bildirimlerinin, bu bildirimden çıkarılacak gerçek irade de gözetilerek geçerli bir itiraz bildirimi olarak kabul edilmesi yasanın düzenleniş biçimine ve amacına da uygun olacaktır (Baki Kuru İcra ve İflas Hukuku El kitabı SF.229). Belirtilen sebeplerle borçlu Emrah Erdem' in 22/02/2019 tarihli dilekçesinin borca itiraz dilekçesi olarak kabulü ile..." gerekçesi ile "şikayetin reddine" karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf başvurusunda özetle; ilamsız icra takibinde dosya borçlusu tarafından verilen dilekçe ile “haksız ve mesnetsiz Ankara 8....

        İcra Müdürlüğü’nün yetkisine, hem de borca itiraz ettikleri, yetkili yer olarak .../...’ı gösterdikleri, davacının açtığı itirazın iptali davasının içeriğinde yetki itirazından bahsetmeksizin borca itirazın iptalini istediği, bu şekilde davalıların yetkiye yönelik itirazını benimsediği ve kabul ettiği gerekçesiyle yetkili icra dairesinde yapılan takip bulunmaması sebebiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Her ne kadar temyize konu mahkeme kararının gerekçesinde davalıların adresinin .../..., davacının adresinin ..., sözleşmede belirtilen yetkili yerin ... olduğu, bu durumda ......

          DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SEBEPLER: Dava, İİK'nun 169. maddesi uyarınca kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte borca ve yetkiye itirazdır. Körfez İcra Müdürlüğünün 2019/1394 esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davalı alacaklı tarafından, davacı borçlu aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlatıldığı, ödeme emrinin davacıya 21/08/2019 tarihinde tebliğ edildiği, davanın 27/08/2019 tarihinde ikame edildiği anlaşılmıştır. Davacının itirazları, İİK'nun 169. maddesi kapsamında borca ve yetkiye itiraz olup, bu itirazların, aynı Kanun'un 168/5. maddesi uyarınca, ödeme emrinin tebliğinden itibaren beş günlük sürede icra mahkemesine yapılması gerekmektedir. Davacı borca ve yetkiye itirazlarını 5 günlük süre geçtikten sonra 27/08/2019 tarihinde yapmıştır....

          UYAP Entegrasyonu