Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte borca itiraz takibi durdurmadığından icra mahkemesinde borca itiraz eden fakat elinde İİK.nun 169/2.maddesinde yazılı resmi belge bulunmayan borçlunun borca itiraz etmiş olmasına rağmen genel mahkemede menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunduğu gözden kaçırılarak yazılı gerekçe ile hukuki yarar yokluğundan davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenle hükmün BOZULMASINA, 18.3.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    İstinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve resen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucunda; davalının davacılar aleyhine bonolara dayanarak kambiyo senetlerine özgü icra takibi başlattığı, süresinde açılan davada davacıların yetkiye ve borca itiraz ettikleri, Mahkemece yetki itirazının reddine karar verildiği, ancak davacılar tarafından yetki itirazının reddine ilişkin mahkeme kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmadığı, bu nedenle Mahkemenin yetki itirazının reddine ilişkin kararının istinaf incelemesi dışında tutulduğu, davacıların, takip tarihi itibariyle muaccel hale gelmeyen bonolar yönünden borca itiraz ettikleri, ancak davalının icra dosyasına sunduğu ve davacılar tarafından imzasına itiraz edilmeyen "Taahhütname" başlıklı belgede takibe konu bonolar hakkında açıkça muacceliyet şartı getirildiği, bu nedenle davacıların muacceliyete ilişkin borca itirazlarının reddi gerektiği, takibe konu bonoların finansal kiralama sözleşmesi kapsamında düzenlendiklerinin tarafların kabulünde...

    Uyuşmazlık; kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte, yetkiye, imzaya ve borca itiraza ilişkindir....

    Taraflar arasındaki usulsüz tebligat şikayeti, imzaya ve borca itiraz nedeni ile yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile imzaya ve borca itirazın reddine karar verilmiştir. Kararın itiraz eden borçlu vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı itiraz eden borçlu vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. DAVA Borçlu itiraz dilekçesinde, ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğunu, senetteki imzanın davacıya ait olmadığını ve borcunun olmadığını iddia ederek takibin durdurulmasına ve davalının tazminat ve para cezasına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir. II....

      borca itiraz ettiklerini, müvekkilinin söz konusu senetten kaynaklı olarak borçlu sıfatının bulunmadığını, bunlara dair kökleşmiş ve istikrar kazanmış Yargıtay içtihatları bulunduğunu, yerel mahkemenin gerekçelerinin hukuka aykırı olduğunu, müvekkili şirketin borçlu sıfatının bulunmadığı bir kambiyo senedi ile ilgili olarak müvekkili hakkında icra takibi başlatılmış olmasının da hukuka aykırı olduğunu, söz konusu borca süresi içinde itiraz edildiğini ancak yerel mahkemece itirazları nazara alınmadan davanın reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, beyan ederek, yerel mahkemenin kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

      Dairemizce yapılan değerlendirmede; Kayseri Genel İcra Müdürlüğü'nün 2021/27387 Esas sayılı takip dosyası ile davalı alacaklı şirket tarafından davacı borçlu şirket aleyhine kambiyo senetlerine mahsus ilamsız icra takibi başlatıldığı, borçlu şirkete örnek 10 ödeme emri ve çek suretinin tebliğ edildiği, davacı borçlunun süresi içerisinde imzaya, borca ve çekin kambiyo senedi vasfına haiz olmadığına ilişkin iptal talepli iş bu şikayeti yaptığı anlaşılmıştır. İİK'nun 170/a maddesi gereğince icra mahkemesi, müddetinde yapılan şikayet ve itiraz dolayısıyla, usulü dairesinde kendisine intikal eden işlerde takibin müstenidi olan kambiyo senedinin bu vasfı haiz olmadığı veya alacaklının kambiyo hukuku mucibince takip hakkına sahip bulunmadığı hususlarını resen nazara alarak bu fasla göre yapılan takibi iptal edebilir....

      Somut olayda, davacıların örnek 10 numaralı ödeme emrini öğrenme tarihlerini 09/07/2019 olarak bildirdikleri, usulsüz tebliğ şikayeti için 7 günlük itiraz süresinin son gününün 16/07 2019 tarihine, imzaya ve borca itiraz için beş günlük itiraz ve şikayet süresinin son günü olan 14/07/2019 tarihinin hafta sonu pazar günü tatiline rastladığı, resmi tatilden sonraki ilk mesai günü olan15/07/2019 gününün ise resmi bayram tatil olması nedeniyle itiraz süresi, tatili takip eden ilk iş günü olan 16/07/2019 tarihinde biteceğinden bu tarihte yapılmış olan itiraz süresindedir. (12 HD esas no:2014/34312karar no: 2015/2178- esas no:2015/4344 karar no:2015/14658- esas no:2018/12587karar no: 2018/8946 ) O halde, Mahkemece usulsüz tebligat şikayeti incelenerek, sonucunda kabul edilmesi halinde Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca borçlunun tebliğe muttali olduğu tarihin tebliğ tarihi olarak düzeltilmek suretiyle sair itirazları yönünden yargılamaya devam edilerek oluşacak sonuca göre bir karar...

      İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 26/03/2019 NUMARASI : 2018/940 ESAS - 2019/281 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Yetkiye, İmzaya ve Borca İtiraz) KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı davada İcra Hukuk Mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yolu başvurusunda bulunulmakla; dosyadaki tüm kayıtlar okunup gereği düşünüldü. Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davalı alacaklı tarafından müvekkilleri aleyhine kambiyo takibi yapıldığını, takipte Ankara İcra Müdürlüğü yetkili olmayıp Çorum İcra Müdürlüklerinin yetkili olduğunu, ayrıca çekler üzerindeki imzaların müvekkillerine ait olmadığını belirterek yetkiye, imzaya ve borca itiraz etmiş, yetki itirazının kabulü ile dosyanın yetkili yer olan Çorum İcra Dairesine gönderilmesine, yargılama yapılarak her iki müvekkili yönünden takibin iptali ile %20'den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir....

      DAVA KONUSU : Usulsüz Tebligat Şikayeti, Borca İtiraz KARAR : İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen karara karşı süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi. Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, İzmir 6. İcra Müdürlüğünün 2015/16889 sayılı dosyası ile davalı alacaklı tarafından müvekkili aleyhine icra takibi başlatıldığını, gönderilen ödeme emrinin 27/11/2015 tarihinde "gösterilen adreste muhatabın yetkili personeli Adile Taşkıran imzası ile tebliğ edildi" açıklaması ile tebliğ edildiğini, ancak söz konusu tebligatın Tebligat Kanunu. Yönetmeliği ve yerleşik yargı kararları kapsamında usulsüz olduğunu, ayrıca TTK'nun 776/1 maddesinin (b) bendine göre , bononun kambiyo vasfında da olmadığını, bu nedenlerle tebligatın usulsüz olmasından dolayı iptaline, tebliğ tarihinin müvekkilince öğrenme tarihi olan 14/07/2016 olarak düzeltilmesinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

      Davacılar T1 ve T3 vekili istinafa başvuru dilekçesinde özetle, müvekkillerinin haciz sırasında takipten haberdar olduklarından bahisle müvekkilleri hakkında davanın süre yönünden reddine karar verildiğini, haciz sırasında müvekkillerinin takibe dayanak olan senet konusunda bilgileri olmadığından borca itiraz etmelerinin de söz konusu olamayacağını ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili istinafa başvuru dilekçesinde özetle, davacılar T2 ve T4 yönünden davanın kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, Manisa 2....

      UYAP Entegrasyonu