Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İİK.nun 68/1. maddesi gereğince; talebine itiraz edilen alacaklının takibi, imzası ikrar veya noterlikçe tasdik edilen borç ikrarını içeren bir senede yahut resmi dairelerin veya yetkili makamların yetkileri dahilinde ve usulüne göre verdikleri bir makbuz veya belgeye müstenit ise, alacaklı itirazın kaldırılmasını isteyebilir. Somut olayda, takip dayanağı belge, "alacağın temliki, sulh, ibra ve feragat sözleşmesi" başlıklı olup, belgede borcun konusunun, borçlunun alacaklıya ödeyeceği tutarın ve ödeme günlerinin açıkça belirtildiği ve sözleşmenin taraflarca imzalandığı, borçlunun itiraz dilekçesinde belgedeki imzasına itiraz etmediği anlaşılmaktadır. Bu haliyle takibe konu belge, mahkemece kabul edilenin aksine karşılıklı edimler yüklemeyip, yukarıda açıklandığı şekilde İİK.nun 68/1.maddesi kapsamında imzası ikrar edilen kayıtsız şartsız borç ikrarını içeren bir belgedir....

    Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve her ne kadar borçlu şirket ve yetkilisinin yetkiye ve borca itirazı bulunmadığına ilişkin beyanı icra dosyasında mevcut ise de, bu beyanın fiili haczin yapıldığı esnada alınmış olmasına ve bu nedenle Mahkemece itibar edilmemesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, ihtiyati haciz talep eden vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, ihtiyati haciz talep eden vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi ile kararın ONANMASINA, temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 23/05/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      İcra Müdürlüğü'nün 2019/3559 Esas sayılı dosyası üzerinden başlatılan genel haciz yolu ile ilamsız takipte, borçlunun yetkiye ve borca itirazı üzerine, alacaklıların yetki itirazının kabulü nedeniyle dosyanın Erciş İcra Müdürlüğü'ne gönderildiği, Erciş İcra Müdürlüğünün 2019/1432 Esas numarasına kaydedilen takip dosyasından borçluya ödeme emri tebliğinin çıkarılmadığı, borçlu tarafından herhangi bir itirazda bulunulmadığı görülmektedir. Buna göre, alacaklılar tarafından yetkisiz icra müdürlüğünde başlatılan ilamsız takipte borçlu yetkiye ve borca itirazda bulunmuş olup dosya yetkili icra dairesine gönderilmiş olmakla yetkili icra dairesinden borçluya gönderilecek ödeme emri borçluya yeniden itiraz hakkı verir. Borçlunun yetkisiz icra dairesinde yaptığı borca itiraz, yetkili icra dairesinde başlatılan takip yönünden hiçbir hukuki sonuç doğurmaz. Bu aşama alacaklının yetkisiz icra müdürlüğüne yapılan itirazın kaldırılmasını istemekte hukuki yararı yoktur....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İtirazın Kaldırılması ve Tahliye Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Davacı alacaklı, borçlu hakkında .... İcra Müdürlüğü'nün 2014/6602 Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, ancak borçlunun hem yetkiye hem de borca itiraz ettiğini, yetkiye yapılan itirazı kabul ettiklerini, ancak borca yapılan itirazın kaldırılması gerektiğini, kiracının borcunu İİK.nun 269/c-1 maddesinde belirtilen belgelerle ödediğini ispat edemediğini, bu nedenle davalının temerrüde düştüğünü ileri sürerek davalının itirazının kaldırılması ve kiralananın tahliyesine karar verilmesini talep etmiştir....

          Temyiz Sebepleri Muteriz borçlu itiraz ve istinaf dilekçesi içeriğini tekrar ederek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, bonoya dayalı kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takipte usulsüz tebliğ şikayeti ile borca, yetkiye, imzaya itiraza ilişkindir. 2. İlgili Hukuk Tebligat Kanunu 21/1. maddesi, Tebligat Yönetmeliği 30. maddesi, İİK'nın 168,169. maddesi 3....

            E. sayılı dosyasından Genel Haciz Yolu İle İlamsız İcra Takibine başlandığı, ancak borçlu borca itiraz etmiş olup ve hakkındaki takip durmuş olduğunu, bu nedenle borçlunun itirazının iptali için eldeki davayı açmak zorunluluğumuz hasıl olduğunu, davalı hakkında başlatılan ilamsız takip yasa ve sözleşmelere uygun olduğunu, davalı borca itiraz etmekte haksız ve kötü niyetli olduğunu, bu sebeple Haksız itirazın iptali ile kötü niyetli olarak itiraz etmesi sebebi ile davalı borçlunun %20 Tazminata mahkum edilmesini de talep ettiklerini, davalının takibe itirazı haksız olup, takibin devamı bakımından itirazının iptalini talep etmiş olduğu. Müvekkilinin alacağının tahsilinin teminat altında olmadığının aşikar olduğunu, bu nedenle davalının bütün menkul, gayrimenkul mallarına ve 3. Şahıslardaki hak ve alacaklarına teminatsız ihtiyati haciz kararı verilmesini talep ve dava ettiği anlaşılmıştır....

              tarihinde T6 itiraz dilekçelerinin ilgili icra müdürlüğüne ulaştığını, borca ve yetkiye itiraz kabul edilerek takibin durdurulduğunu, borçlunun ölümünden sonra mirası reddetmeyen mirasçılara muhtıra gönderilmesinin yeterli olduğunu, ödeme emrinin borçlulara sehven gönderildiğini beyanla, icra müdürlüğünce yapılan hatalı işlemin kaldırılmasına karar verilerek Muğla 2....

              Mahkemece, davalı yanca icra dairesinin yetkisine itiraz edilmemiş ise de Sulh Hukuk Mahkemesi basit usul yargılamasına tabi olup, ilk itiraz olarak yetki itirazında bulunulduğu, HUMK.nun 9 ve B.K.nun 73.maddeleri gereğince ödemelerin .../...’ye yapıldığı gözetilerek yetkili icra dairesince yapılmış geçerli bir icra takibi olmadığı gerekçesiyle takibin yetkisiz icra dairesinde yapıldığından davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dava, su tüketim faturasının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davalı, icra takibinde sadece borca itiraz etmiş, icra dairesinin yetkisine itiraz etmemiştir. İcra takibinde sadece borca itiraz edip, yetkiye itiraz etmeyen davalı icra dairesinin yetkisini kabul etmiş sayılır. Ne var ki, icra dairesinin yetkisine itiraz edilmemiş olması mahkemenin yetkisine itiraz edilmesine engel teşkil etmez....

                İlk derece mahkemesince yetkiye ve borca itirazının süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, dava konusu olmayan icra takip dosyası incelenerek ve davanın süresinde olduğu belirtilerek, yetki itirazının kabulüne karar verilmesi isabetli olmamıştır. Yukarıda açıklanan nedenlerle, ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu anlaşıldığından, davalının istinaf başvurusunun kabulü ile, HMK'nın 353/1- b/2 maddesi gereğince kararın kaldırılmasına, yetkiye ve borca itirazın süre yönünden reddine karar verilmesi gerekmiştir....

                Somut olayda icra dairesinin yetkisiyle birlikte borca itiraz edilmiş, itiraz üzerine açılan işbu davada ise mahkemenin de yetkisiz olduğu savunulmuştur. Hem icra dairesinin hem de mahkemenin yetkisine itiraz durumunda dava şartı olduğundan öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itiraz incelenmelidir. Mahkemece bu yön gözetilmeden ve icra dairesinin yetkisine yönelik itiraz değerlendirilmeden mahkemenin yetkisizliğine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı vekilinin öteki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 02.10.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  UYAP Entegrasyonu