Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Borca itiraz hakkında uygulanması gereken İİK'nun 169/a maddesinin 6. fıkrasında borca itirazın esasa ilişkin nedenlerle reddi halinde takibin muvakkaten durdurulmuş olması koşuluyla alacaklının isteği üzerine borçlunun takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edileceği hükme bağlanmıştır. Somut olayda mahkemece, boçlunun takipten, öğrendiğini beyan ettiği tarihten daha önceki bir tarihte haberdar olduğu tespit edilmiş olup, usulsüz tebliğ şikayeti ve bunun sonucu olarak da borca itirazın süresinde olmadığı görülmektedir....

    İcra Müdürlüğü'nün 2019/1960 Esas sayılı icra takip dosyasının incelenmesinde, davalı alacaklı vekili tarafından davacı borçlu aleyhine 15/11/2018, 25/12/2018 ve 07/12/2018 keşide tarihli çeklere dayanılarak toplam 212.945,22 TL alacağın tahsili talebi ile 25/01/2019 tarihinde kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibi başlatıldığı, 10 örnek ödeme emrinin davacı borçluya 28/01/2019 tarihinde tebliğ edildiği görülmüştür. İİK 'nun 168/4 maddesi uyarınca yetkiye, imzaya ve borca itiraz ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal 5 günlük süre içerisinde icra mahkemesine yapılır. Somut olayda, ödeme emri tebligatının davacı borçluya 28/01/2019 tarihinde tebliğ edildiği, davacı borçlunun İzmir 5....

    Bu durumda imzaya ve borca itiraz da beş günlük süresi içerisinde değildir. Mahkemece usulsüz tebliğ şikayetinin, imzaya ve borca itirazın süreden reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle, istinaf sebeplerlerine bağlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılan inceleme neticesinde; ilk derece mahkemesi kararı hukuka uygun olduğundan davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir....

    Somut olayda, borçlunun icra mahkemesine başvurusunda, kambiyo şikayeti ile birlikte imzaya, borca, fer'ilerine, faize ve faiz oranına da itiraz ettiği halde mahkemece bu hususlarda bir değerlendirme yapılmadığı görülmektedir. O halde, mahkemece, HMK'nun 297/2. maddesi gözetilmek suretiyle, borçlunun imzaya, borca, fer'ilerine, faize ve faiz oranına itirazları da incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16.04.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      İİK’nun 169/a-l. maddesi gereğince; borcun bulunmadığı veya itfa yahut imhal edildiği, resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile kanıtlandığı takdirde mahkemece itiraz kabul edilir. Somut olayda, davacı borçlu taraf, borca yönelik itirazını İİK. 'nun 169/a-1 maddesinde belirtilen yazılı belgeler ile ispatlayamamıştır. Sınırlı inceleme yetkisine sahip İcra Mahkemesinde görülen borca itiraz davasında, ceza soruşturması ve menfi tespit davasının sonucu bekletici mesele yapılamayacağı gibi, ileri sürülen sair hususlar da tartışma konusu yapılamaz. Açıklanan nedenlerle davacının kambiyo senedi vasfına yönelik şikayeti ile imzaya ve borca itirazının reddine karar verilmesi gerekir ki, ilk derece mahkemesinin kararı da bu cihettedir. HMK.'nun 355. maddesi kapsamında Dairemizce resen nazara alınması gereken herhangi bir kamu düzenine aykırılık da bulunmamaktadır....

      Dava, kambiyo takibinde kambiyo vasfına yönelik şikayet ile borca ve yetkiye itiraza ilişkin olup; borçlu, 19/01/2018 tarihinde usulsüz tebligattan haberdar olduğunu beyanla, ödeme emri tebligatının usulsüz olduğunu, yetkiye ve borca itiraz ile birlikte kambiyo vasfına yönelik şikayette bulunmuş ancak borçlunun mahkemeye müracaat tarihi olan 25/01/2018 tarihi itibari ile 5 günlük itiraz süresi geçmiş olmasına rağmen, ilk derece mahkemesince işin esasına girilerek yetki itirazının kabulüne karar verilmesi ve istinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmesi, isabetli değildir. O halde, ilk derece mahkemesince, 19/01/2018 ödeme emrini ıttıla tarihine göre 5 günlük itiraz süresi geçtiği gerekçesi ile davanın süre aşımı nedeni ile reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir....

        Şti.nin yetki itirazı ile, her iki borçlunun şikayetleri yönünden temyiz itirazlarının incelenmesinde; Tarafların iddia ve savunmalarına, dosya içeriğindeki bilgi ve belgelere ve kararın gerekçesine göre temyiz itirazlarının REDDİNE, 2- Borçlu ...’nın yetkiye yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; İİK'nun 168/5. maddesi gereğince, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibinde yetki itirazının yasal 5 günlük süre içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. Bu süre, hak düşürücü nitelikte olup mahkemece re'sen gözetilmelidir. Somut olayda, ödeme emri borçlu ...’ya 13/09/2014 tarihinde tebliğ edilmiş olup, adı geçen borçlu tarafından yasal 5 günlük süre geçirildikten sonra 19/09/2014 tarihinde icra mahkemesine başvurulmuştur....

          Somut olayda, borçlu, sair itirazları yanında işletilen faizin hatalı ve fahiş olduğunu ve kambiyo vasfı şikayetini ileri sürdüğü halde, mahkemenin bu yöndeki itiraz ve şikayeti değerlendirmediği görülmektedir. O halde, mahkemece, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğine ilişkin şikayet kabul edildiğine göre, borçlunun süresinde yapmış olduğu kambiyo vasfı şikayeti ve faize itirazı konusunda inceleme yapılarak bir karar verilmesi gerekirken, bu konuda olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10/03/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Borçlunun, vekili aracılığıyla Ereğli İcra Müdürlüğü’nün 2013/3053 Esas sayılı dosyasından gönderilen ödeme emrine karşı süresi içerisinde yetkiye ve borca itiraz ettiği ve söz konusu itiraz üzerine verilen mahkeme ilamının takip dosyası içinde bulunduğu görülmektedir. Bu durumda, yukarıda açıklanan maddeler gereğince, yetkili icra müdürlüğünce düzenlenen ödeme emrinin itiraz eden vekile tebliği gerekir. Emredici nitelikteki bu düzenlemelerden kaynaklanan yasal zorunluluğa aykırı olarak, vekili varken asile gönderilen ödeme emri tebligatı yok hükmündedir. Kural olarak tebligat usulsüzlüğü şikayeti, İİK'nın 16/1.maddesi uyarınca ıttıla tarihinden itibaren 7 gün içerisinde ileri sürülmesi gerekmekte ise de, vekil yerine asile tebligat yapılması, kanunun emredici hükümlerine aykırı olduğundan süresiz olarak şikayet edilebilir. (Benzer yönde Yargıtay 12.HD.'...

            , takibe dayanak çek üzerindeki imzanın da müvekkiline ait olmadığını, ayrıca dosya işlemsiz bırakılmakla çekteki zamanaşımı süresinin de dolduğunu ileri sürerek usulsüz tebliğ şikayeti ile yetkiye, borca, imzaya, feriler ile zamanaşımına itirazlarının kabulüne, tazminat ve para cezasına karar verilmesini talep etmiştir....

            UYAP Entegrasyonu