Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

349/6. maddesi uyarınca şikayetçilerin şikayet hakkının düşürülmesine” ibaresi yazılmak suretiyle başkaca yönleri Kanuna uygun bulunan hükmün tebliğnameye uygun olarak DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 20/06/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    Ancak; İlamlı icra takibinde ceza hukuku bakımından cezaların şahsiliği prensibinin bir gereği olarak ve cezai sonuç doğurması yönünde şikayet olunan asıl borçluya icra emri tebliğ edilmediğinin anlaşılması karşısında, sanıkların beraatine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde şikayet hakkının düşürülmesi kararı verilmesi, Kanuna aykırı ve şikayetçi vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden hükümlerin bu nedenle 5320 sayılı Kanun'un 8/1. madde ve fıkrası aracılığıyla uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden aynı Kanun'un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanarak karar verilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasından “.......

      Diğer yandan, sıra cetveline şikayet yargılamalarında, sırasına şikayet olunan alacaklının şikayet olunan olarak hasım gösterilmesi gereklidir. Mahkemece gerekçeli karar başlığından şikayet olunan olarak ... Müdürlüğünün hasım olarak gösterilmesi de hatalıdır. ...-Kabule göre, şikayet tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK'nın 114/c-ç ve 115/.... maddesi uyarınca dava şartı yokluğundan usulden red kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde görevsizlik ve yetkisizlik kararı verilmesi doğru olmamıştır. SONUÇ: Yukarıdaki bentlerde açıklanan nedenlerle, şikayetçi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararının BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 31.....2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

        Davacı tarafça dava dilekçesinde yetki itirazının yanı sıra diğer itirazları da ileri sürülmüş olmakla birlikte, kambiyo senetlerine özgü icra takibinde borca ve yetkiye itiraz edilmesi durumunda, öncelikle yetki itirazının değerlendirilmesi, yerinde görüldüğü takdirde, bu itirazın kabulüne karar verilmesi durumunda, diğer itirazların değerlendirilmesine gerek bulunmayıp, sair itirazların, itiraz halinde, dosyanın gönderildiği yetkili icra dairesinin bağlı olduğu icra mahkemesince değerlendirileceği açıktır. Bu durumda, davacı borçlunun, yetki itirazı ile birlikte sair şikayet ve itirazları konusunda da karar verilmesi gerektiğine dair iddiası yerinde değildir. Açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesince yetki itirazının kabulüne karar verilmesi ile birlikte sair itiraz ve şikayetler konusunda karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi gerekir ki ilk derece mahkemesi kararı da bu cihettedir....

        İlk derece mahkemesi tarafından dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda; "icra takip dosyasının incelenmesinde; davalı alacaklı tarafça davacı aleyhine bonoya dayanılarak kambiyo senetlerine mahsus yolla ilamsız takip yapıldığı, ödeme emrinin 18/12/2018 tarihinde tebliğ edildiği, davacının öne sürdüğü tarih kabul edilse bile takibin niteliğine göre davanın 5 günlük sürede açılmadığı, sürenin 24/12/2018 tarihinde sona ermesine rağmen davanın 25/12/2018 tarihinde açılıp tebliğ tarihinin tesbitinin istenmediği gibi, öne sürülen hususların süresiz şikayet olmayıp süreye tabi şikayet- itiraz olduğu, davanın süreden reddi gerektiği" şeklinde açıklanan gerekçe ile davanın süreden reddine karar verilmiştir....

        tarihinde T6 itiraz dilekçelerinin ilgili icra müdürlüğüne ulaştığını, borca ve yetkiye itiraz kabul edilerek takibin durdurulduğunu, borçlunun ölümünden sonra mirası reddetmeyen mirasçılara muhtıra gönderilmesinin yeterli olduğunu, ödeme emrinin borçlulara sehven gönderildiğini beyanla, icra müdürlüğünce yapılan hatalı işlemin kaldırılmasına karar verilerek Muğla 2....

        Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, şikayet olunanın takip dosyasında borçluya ödeme emrinin 20.11.2014 tarihinde tebliğ edildiği, söz konusu takip dosyasında ihtiyati hacizden sonra açılan icra takibinde ödeme emri tebliğinden sonra borçlu tarafından süresinde itiraz edilmemesi nedeniyle ihtiyati haczin kendiliğinden itiraz süresinin dolmasından sonra kesin hacze dönüşeceği, söz konusu takip dosyasında takibin kesinleşme tarihinin 26.11.2014 tarihi olduğu, şikayetçinin takip dosyasında şikayet dışı borçlunun ödeme emrine itiraz süresinden feragatının 3. şahısları tesir etmeyeceği, bu nedenle kesinleşme tarihinin 16.12.2015 tarihi olduğu, sıra cetvellerinin usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle, asıl ve birleşen davalarda şikayetin reddine karar verilmiştir. Kararı, asıl ve birleşen davalarda şikayetçi vekili temyiz etmiştir....

          Esnaf ve Sanayi Kredi ve Kefalet Kooperatifi'nin haciz tarihinden önce olmasına rağmen düzenlenen sıra cetvelinde müvekkilinin 4. sırada olması gerekirken 5. sıraya konulduğunu ileri sürerek, sıra cetvelinin yeniden düzenlenerek, müvekkilinin alacağının 4. sıraya alınmasına karar verilmesini talep ve şikayet etmiştir. Mahkemece, iddia ve dosya kapsamına göre; sıra cetvelinde şikayetçinin 5. sırada yer aldığı, şikayetin, sırasına itiraz edilen alacaklıya karşı yapılması gerekirken takip borçlusuna karşı yapıldığı, borçluya karşı sıra cetveline itiraz davasının yöneltilemeyeceği, bu hususun, HMK'nın 115. maddesi uyarınca dava şartı olduğu gerekçesiyle sıra cetveline itirazın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmiştir. Kararı, şikayetçi vekili temyiz etmiştir. Şikayet, sıra cetveline yöneliktir. İcra ve İflas Kanunu’nun 142. maddesi uyarınca sıra cetveline itiraz davaları, dava sonunda hukuki durumları etkilenecek olan alacaklılara karşı açılmalıdır. Somut olayda, borçlu ...'...

            nun 206. maddesi uyarınca eşyanın aynından kaynaklanan vergi alacağının rüchanlı alacak olması nedeni ile müvekkilinin alacağının rehinli alacaktan önce geldiğini, aracın satış bedelinden, yediemin ve tellaliye masrafları düşüldükten sonra bakiye 11.469,00 TL'nin müvekkili idareye ödenmesi gerektiğini ileri sürerek sıra cetveline itiraz etmiştir. Şikayet olunan vekili, davanın süresi içinde açılmadığını, İİK.'nun 142. maddesi uyarınca 07.04.2010 tarihli ihaleye süresi içinde itiraz edilmediğini, şikayet konusu vergi alacağının aracın aynından kaynaklanmadığını, müvekkilinin rehninin daha önceki tarihli olduğunu öne sürerek şikayetin reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece yaplan yargılama sonunda, 6183 sayılı AATUHK'nun 21/2. ve İİK.'...

              Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlar ve tüm dosya kapsamına göre şikayetçi kurum alacağının haciz yoluyla yapılan takiplerde imtiyazlı olmayıp ilk hacze iştirak edebileceği, sıra cetvelindeki hesaplamaların yanlış yapıldığı, şikayet dışı birinci sırada yer alan şirkete ödenmesi gereken miktarın 12.871,52 TL olduğu, şikayetçiye ödenmesi gereken miktarın da 4.739,07 TL olduğu gerekçeleriyle şikayetin kısmen kabulüne, sıra cetvelindeki şikayete konu alacakların belirtilen miktarlara göre düzeltilmesine karar verilmiştir. Kararı, şikayetçi vekili temyiz etmiştir. 1-) Şikayet, sıra cetveline karşı itiraza ilişkindir. İİK’nun 142. maddesine göre sıra cetveline itiraz davaları, dava sonunda hukuki durumu etkilenebilecek, sırasına itiraz edilen alacaklı veya alacaklılara karşı açılmalıdır. Takibin yapıldığı İcra Müdürlüğü'nün davada hasım olarak gösterilmesi gerekmez. Somut olayda şikayetçi, ...’nün 2010/5002 sayılı takip dosyasında alacaklı ... Ürünleri Paz.San. ve Tic. Ltd....

                UYAP Entegrasyonu