Somut olayda, borçluya ödeme emrinin 03.12.2013 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun yasal 5 günlük süreden sonra 24.11.2014 tarihinde icra mahkemesine başvurarak imzaya ve borca itiraz ettiği, başvurusunda usulsüz tebligat şikayetinde de bulunmasına rağmen mahkemece bu hususların gözardı edilip imzaya itirazın esastan incelenerek sonuca gidildiği görülmektedir. Mahkemece öncelikle usulsüz tebligat şikayeti yönünden inceleme yapılmalıdır. Ödeme emrinin usulüne uygun tebliğ edildiği sonucuna varılması halinde imzaya ve borca itirazın süre yönünden reddi, ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğunun tesbiti halinde ise, TK'nun 32. maddesi gereğince tebliğ tarihi düzeltilerek, buna göre itiraz sürede ise işin esasının incelenmesi, aksi takdirde istemin süreden reddi gerekir. O halde mahkemece, yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda inceleme yapılarak sonuca gidilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
Kambiyo senetlerine mahsus iflas yoluyla takipte itiraz ve şikayeti düzenleyen İİK.nun 172. maddesine göre, ödeme emrine itiraz veya şikayet etmek isteyen borçlu, ödeme emrinin tebliğinden itibaren beş gün içinde her türlü itiraz veya şikayetini sebepleri ile birlikte icra dairesine bildirmeye mecburdur. Somut olayda, takip alacaklısının, 18.03.2016 tarihinde, İİK.nun 43/2. maddesi uyarınca takibin şeklini “haciz yoluyla takip” olarak değiştirmek istediği ve talebin icra müdürlüğünce 18.03.2016 tarihinde kabul edildiği, bu durumda takip yolunun “iflas yoluyla takip”ten “haciz yoluyla takibe” çevrilmesi nedeniyle, takibe yönelik işlemlerin, baştan itibaren “kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takibe” uygun olarak yeniden yapılması gerektiğinden şikayetin konusunun kalmadığı anlaşılmış ise de, 28.11.1956 tarih ve 15/15 sayılı İ.B.K.'...
İİK'nun 168/3. maddesi gereğince; kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile yapılan takipte, takibin müstenidi olan senet kambiyo senedi vasfına haiz değilse ödeme emrinin tebliğinden itibaren beş gün içerisinde icra mahkemesine şikayet edilmesi zorunludur. Bu süre, hak düşürücü nitelikte olup, mahkemece re'sen gözetilmelidir. Bununla birlikte; İİK.’nun 170/a-2 maddesi gereğince icra mahkemesi, müddetinde yapılan şikayet veya itiraz dolayısıyle, usulü dairesinde kendisine intikal eden işlerde takibin müstenidi olan kambiyo senedinin bu vasfı haiz olmadığı veya alacaklının kambiyo hukuku mucibince takip hakkına sahip bulunmadığı hususlarını re'sen nazara alarak bu fasla göre yapılan takibi iptal edebilir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Sair temyiz ititrazları yerinde değil ise de;Genel haciz yolu ile yapılan takipte, borçlu icra mahkemesine başvurusunda, usulsüz tebliğ şikayeti ile birlikte takip konusu borca, faize ve yetkiye itiraz etmiş, mahkemece borçluya çıkarılan ödeme emri tebligatının öğrenme tarihinin düzeltilmesine ve ... İcra Dairelerinin yetkisiz olduğuna dair yetkisizlik kararı verilmiştir. Hüküm davacı vekilince temyiz etdilmiştir....
GEREKÇE: Bir adet bonoya dayalı kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takipte borçlu (avalist) tarafından yetkiye , borca itiraz edilerek , ayrıca senedin tanzim tarihi olmadığı, dolayısıyla senet (bono) olmadığı iddia edilerek takibin iptaline karar verilmesi talep edilmiş olup ilk derece mahkemesince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi üzerine borçlu (avalist) tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Borçlunun yetkiye, borca itirazlarını ve kambiyo hukukuna ilişkin şikayetini İİK.nun 168/3- 5. maddeleri gereğince ödeme emrinin tebliğinden itibaren beş gün içerisinde icra mahkemesi nezdinde ileri sürmesi gerekir. Bu süre kamu düzenine ilişkin olup, hak düşürücü süre niteliğinde olduğundan, mahkemece resen gözetilmelidir. Somut olayda; borçluya Örnek 10 ödeme emri 22.11.2018 tarihinde tebliğ edilmiş olup borçlu dava dilekçesini 03.12.2018 tarihinde havale ettirerek aynı tarihte harcı yatırmıştır. Tevzi belgesine göre de dava 07.12.2018 tarihinde açılmıştır....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ödeme emrinin 26/10/2020 tarihinde davacıya borçluya tebliğ edildiğini, borçlu tarafından 03/11/2020 tarihinde takibe, borca, faize ve yetkiye itiraz edildiğini, yerel mahkemeye davacı tarafından süresinde itiraz yapılmadığını belirterek kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolunda borca ve yetkiye itiraz istemine ilişkindir. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır. Davalı alacaklının bonoya dayalı takip başlattığı, davacı borçlunun yetkiye ve borca itiraz ettiği, mahkemece yetkiye itirazın kabulün karar verildiği, davalının karara karşı istinaf yoluna başvurduğu anlaşılmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : 1-İşin niteliği bakımından temyiz tetkikatının duruşmalı olarak yapılmasına HUMK.nun 438. ve İİK'nun 366. maddeleri hükümleri müsait bulunmadığından bu yoldaki isteğin reddi oybirliğiyle kararlaştırıldıktan sonra işin esası incelendi: 2-Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Alacaklı tarafından başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takipte borçlu icra mahkemesine başvurarak sair şikayeti ile birlikte imzaya, borca ve faize itiraz ettiği, mahkemece, şikayet ve itirazların reddine karar verildiği görülmüştür. 6100 sayılı HMK.'...
Kaldı ki usulsüz tebliğ şikayetinin yerinde görülmesi halinde borçlunun yetkiye, imzaya, borca itirazları ile kambiyo şikayeti ve takip öncesi ya da sonrasına ilişkin zamanaşımı şikayetleri inceleneceğinden İİK'nın 168 ve devamı maddelerine göre kanun gereği duruşma açılması zorunlu olduğundan, öncelikle taraf teşkili sağlanıp duruşma açılarak karar verilmelidir. Zira, 2007 yılından itibaren uzun bir süreç geçirmiş dosyada borçlunun takipten haberdar olduğunun, takip dosyası dışındaki yazılı belgelerle kanıtlanması, yine zamanaşımını durduran veya kesen işlemlerin (menfi tespit gibi) bulunması mümkün olup, savunma alınmadan hüküm kurulması isabetsizdir. Bu hali ile davalı alacaklının karar verilmeden önce davaya katılımı sağlanmadan, duruşma açılmadan, varsa savunma ve delilleri toplanmadan verilen kararının usul ve yasaya uygun olduğu söylenemez....
Şti. aleyhine çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü takip başlatıldığı, çekte muhatap bankanın Kuveyttürk Katılım Bankası A.Ş. Gebze Şubesi, keşide yerinin Gebze olduğu, ödeme emrinin davacı borçluya 06/04/2019 tarihinde Darıca/Kocaeli adresinde tebliğ edildiği, dava dışı borçlu Destebaşı Grup..A.Ş.' nin adresinin Sancaktepe/ İstanbul, dava dışı diğer borçlu Yapıtaş Beton ...Ltd. Şti.'nin adresinin ise Darıca/Kocaeli olduğu, davacı borçlunun yasal 5 günlük süre içerisinde yetkiye itiraz ettiği, dava dışı takip borçluları yönünden İstanbul 9.İcra Müdürlüğü'nün genel yetkili olmadığı, dolayısıyla yetkili icra müdürlüğünün belirlenmesinde HMK'nın 7/1.maddesinin uygulanma imkanın bulunmadığı, yukarı açıklanan yasal düzenlemeler gereğince davacı borçlunun yetki itirazında yetkili icra dairesi olarak gösterdiği Gebze İcra Dairesinin yetkili olduğu anlaşılmaktadır....
Somut olayda, borçlu itiraz dilekçesinde; kambiyo vasfı dışında, işlemiş olan faize de itiraz etmiş olup mahkemece, işlemiş faiz yönünden rapor alınmadan faiz oranı (avans faiz) değerlendirmek suretiyle itirazın reddine karar verilmiştir. O halde mahkemece, işlemiş faiz miktarının hesaplanması özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden işlemiş faize ilişkin, dosyanın konusunda uzman ehil bir bilirkişiye tevdii olunarak, Yargıtay denetimine elverişli nitelikte rapor alınmak suretiyle oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir....