Davalı borçlu ... vekili 03.03.2015 tarihli itiraz dilekçesinde; yetkili icra dairesi Körfez icra dairesi olduğundan yetkiye itiraz ettiklerini, alacaklının icra takibine konu ettiği borcun müvekkiline ait olmadığını, alacaklı ile herhangi bir ticari ilişkisi bulunmayan müvekkilinin böyle bir borcu bulunmadığını ileri sürerek icra takibine, yetkiye, borca, faize ve ferilerine itiraz etmiştir. Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının yetkiye itirazının yersiz olduğunu, davanın yetkili olan İzmit/Kocaeli mahkemelerinde açıldığını, 30 günlük yasal süre içerisinde kira borcunun ödemediğini ileri sürerek, davalı ...’ın itirazının kaldırılmasına ve her iki davalının kiralanandan tahliyesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar cevap dilekçesi vermediği gibi, duruşmalara da katılmamışlardır....
İcra Müdürlüğü’nün dosyasındaki borca kısmi itiraz ve yetki itirazında bulunma sebebinin davacı ile 6 adet pompa alım satımı hususunda anlaştıklarını paranın bir miktarının peşin olarak ödediğini kalan kısım olan ve kabul edilen 3.700,00TL civarında ödemeyi pompaların tesliminde ödemeyi kabul ettiğini, ilk icra emrindeki borcun kabul edilmesinin bu sebeple olduğunu, davacının satımı husunda anlaştıkları pompaları teslim etmediğini bu nedenle ikinci gönderilen icra takibinde borcun tamamına itiraz ettiğini, borca sebep mal teslimi ve satış yapılmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, bilirkişi raporunda davalının satış bedelini ödemediği, takibin satış bedelinden doğan bu borca ilişkin olduğu bildirildiğini, davalı borçlunun yetkisiz dairede yapılan takipte borca kısmen itiraz ettiği ve ödemeye ilişkin delil sunmadı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....
DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı ilk derece mahkemesi kararının Dairemizce istinaf yoluyla tetkikinin istenmesi üzerine, bu işle ilgili dosya mahallinden Dairemize gönderilmiş olup, dosya içerisindeki tüm bilgi ve belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü; Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilleri aleyhine Diyarbakır 6. İcra Dairesi'nin 2017/9640 Esas sayılı dosyasıyla kambiyo senetlerine özgü alacaklara mahsus takip yolu ile yetkisiz icra müdürlüğünde takip başlatıldığını, yetkili icra dairesinin Şırnak İcra dairesi olduğunu, ödeme emrinin 13/11/2017 tarihinde tebliğ alındığını, müvekkillerinin borçlu olmadığını, rehinle korunan bir alacağa önce rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapılması gerektiğini, yetkiye borca, faize ve ferilerine itirazlarının kabulü ile icra takibinin durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Esas sayılı takip dosyasından icra takibi başlattığını, bu takibe dayalı olarak borçluya gönderilen ilamsız takiplere mahsus ödeme emri davalı-borçluya 13.09.2019 tarihinde tebliğ edildiğini, davalı borçlu ödeme emrinin kendisine tebliğ üzerine İcra Müdürlüğüne verdiği 16.09.2019 tarihinde itiraz dilekçesi ile borca itiraz ettiğini, borçlunun süresinde yaptığı itiraz üzerine takibin durduğunu, davalı borçlu borca itiraz etmiş ise de, davalının fatura konusu mal hizmetleri aldığı dilekçelerinde sundukları fatura ve sevk irsaliyesi örnekleri, taraf defter ve kayıtları ile BA formlarıyla ortaya çıkacağını, davalının aldığı mal ve hizmetlerin bakiye bedelini ödememiş olması karşısında itirazında haksız ve kötü niyetli olduğunu belirterek davalı borçlu şirketin asıl alacağa ve yetkiye yönelik itirazının iptaline, haksız ve kötü niyetli olarak borca itiraz eden davalı borçlunun şirketten fazlaya ilişkin talep hakları saklı kalmak üzere %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı alınmasına...
Buna göre, davaya konu takipte borçlunun borca itiraz ile birlikte yetkiye de itiraz ettikleri, buna karşın davacı tarafça borca yönelik itirazın iptali talep edilip yetkiye ilişkin itirazın davaya konu yapılmayarak zımnen kabul edilmiş sayılması gerektiği, böylelikle; yetkili bir icra dairesinde başlatılmış geçerli bir icra takibinin varlığı kabul edilemeyeceğinden borcun esasına girilmeksizin davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir. (Aynı yönde Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2016/7972 Esas, 2019/3061 Karar sayılı kararı) HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davanın usulden REDDİNE, 2-Alınması gerekli karar ve ilam harcının mahsubu ile artan .......
İstinaf incelemesi talep edilen karara ilişkin olayda, İcra Mahkemesine kambiyo senetlerine ilişkin haciz yolu ile takipte yetkiye ve borca itirazda bulunulmuştur. İİK'nın 169 ve 169/a maddelerinde borca, yetkiye, imzaya itirazın inceleme usulleri düzenlenmiştir. Yasanın 169/a maddesinin birinci fıkrasının son cümlesinde taraflar gelmese dahi yetkiye itiraz hususunda gereken kararın verileceği bildirilmiş yine aynı maddenin ikinci fıkrasında ise icra dairesinin yetkili olmadığı kanaatine varılırsa, daha evvel itirazın esası hakkındaki kararına kadar, icra takibinin muvakkaten durdurulmasına karar verileceği belirtilmiştir. Kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte yetkiye yönelik itiraz hususu ancak nihai kararla çözülebilecek bir ihtilaf olup ara kararla ya da dosyada olduğu gibi tensiple ve hükümde yer almaksızın yalnızca hükmün gerekçe kısmında açıklanmak suretiyle talebin değerlendirilmesi yerinde değildir....
İcra Müdürlüğü'nde yapılmış ve tebliğ edilen ödeme emri üzerine davalı-borçlu, süresi içinde icra dairesinin yetkisine ve borca itiraz etmiş olup, İcra Müdürlüğü'nce, "özellikle takibin yetki yönünden durdurulmasına, alacaklı vekilince talepte bulunulması halinde dosyanın yetkili İcra (...) Müdürlüğü'ne gönderilmesine" karar verilmiştir. Alacaklı-davacı vekili, yetki itirazını benimsememiş, yetkiye ve borca yapılan itirazın iptali için genel mahkeme olarak ... Asliye Hukuk Mahkemesi'ne dava yolunu tercih etmiş olup, İcra Müdürlüğü'nün anılan kararını önce şikayet yolu ile kaldırtması, bunu sağlayamazsa takibin ... İcra Müdürlüğü'nde devamını talep etmesi gibi bir zorunluluğu bulunmamaktadır. Aksi yöndeki temyiz ve karar düzeltme itirazları isabetsizdir. Dosya kapsamına göre davalının, üyeliğin devir alınması suretiyle üye olduğu anlaşılmakta olup, mahkemece, kooperatifin takip tarihi itibariyle merkezinin bulunduğu yerdeki ......
Şubesi'nden Alman Yapı Tasarrufu Kredisi kullandığını ve borcunu ödemediğini, alacağın tahsili için başlatılan icra takibinin itiraz sonucu durduğunu belirterek, itirazın iptaliyle takibin devamına ve %40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalıya Tebligat Kanununun 35.maddesine göre tebligat yapılmış, cevap da vermemiştir. Mahkemece, davalı borçlunun icra dairesine yaptığı yetkiye ve borca itiraz üzerine takibin icra dairesinin yetkisi yönünden de durduğu yetki itirazı icra mahkemesinde kaldırılmadan itirazın iptali davası açılamayacağı ve geçerli bir icra takibi bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Davalı borçlu, aleyhindeki icra takibinde hem borca hem de icra dairesinin yetkisine itiraz etmiştir....
Şubesi'nden Alman Yapı Tasarrufu Kredisi kullandığını ve borcunu ödemediğini, alacağın tahsili için başlatılan icra takibinin itiraz sonucu durduğunu belirterek, itirazın iptaliyle takibin devamına ve %40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalıya Tebligat Kanununun 35.maddesine göre tebligat yapılmış, cevap da vermemiştir. Mahkemece, davalı borçlunun icra dairesine yaptığı yetkiye ve borca itiraz üzerine takibin icra dairesinin yetkisi yönünden de durduğu yetki itirazı icra mahkemesinde kaldırılmadan itirazın iptali davası açılamayacağı ve geçerli bir icra takibi bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Davalı borçlu, aleyhindeki icra takibinde hem borca hem de icra dairesinin yetkisine itiraz etmiştir....
İtiraz süresi ödeme emri tebliği ile başlamakla birlikte alacaklının takip iadesini sürdürdüğünün tesbiti halinde borçlunun tebligattan önce de itiraz hakkını kullanması mümkündür.Somut olayda borçluya gönderilen ödeme emri itiraz tarihinden sonra 01.12.2014 tarihinde tebliğ olunmakla takipten feragat beyanı da bulunmadığına göre alacaklının takibi sürdürme iradesinin varlığı muhakkaktır.O halde borçlunun borca yönelik itirazlarının değerlendirerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde itirazın reddi yönünde hüküm kurulması isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....