Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemenin taleple bağlılık ilkesine aykırı olarak karar verdiğini, davacı tarafın sadece tebligatın öğrenilme tarihine itiraz ettiğini, dosyada Tebligat Kanunu 20. maddesinin şartlarının oluşmadığını, davacı/ borçlu taraf dosyaya muvakkaten başka yere gittiğine dair bir belge sunmadığını, süresinde olmayan bir dava ve yetkiye itiraz dilekçesi ile imza ve yetkiye itiraz edilmesinin haksız ve dayanaktan yoksun olduğunu beyan ederek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; uyuşmazlık, davacı borçlu aleyhine, bonoya dayalı olarak başlatılan kambiyo takibinde, ödeme emrinin usulsüz tebliği şikayetine, borca ve yetkiye itiraz istemine ilişkindir....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Şikayet Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Borçlunun ...Şubesi'ndeki ... nolu hesabına haciz konulmuş ve hesaptaki tüm parası bloke edilmiştir. Borçlu, haciz konulan hesabın maaş hesabı olduğunu, bu nedenle 1/4'ünden fazlasının haczedilemeyeceğini, ayrıca maaşının üzerinde başka hacizler de bulunduğunu ileri sürerek haczin kaldırılmasını istemiştir....

    İİK'nın 265. maddesinde; ihtiyati haciz kararına karşı itiraz usulü düzenlenmiş olup, düzenlemeye göre borçlu kendisi dinlenmeden verilen ihtiyati haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı 7 gün içinde mahkemeye itiraz edebilecektir. Somut olaya gelince, ihtiyati hacze itiraz eden tarafın itiraz dilekçesi kapsamı dikkate alındığında itiraz sebeplerinin İİK'nun 265.maddesinde belirtilen ihtiyati haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata ilişkin olmadığı, yapılan itirazın esasa yönelik itirazlar olması nedeniyle ilk derece mahkemesince itirazın reddine yönelik ara karar bu yönüyle yerindedir. Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesi ek kararında usul ve yasaya aykırı bir durum bulunmadığından ihtiyati hacize itiraz eden vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

      Davalı (alacaklı) vekili, haczin borçluya ait iş yerinde ve çalışanlarının huzurunda yapıldığını,bu sırada borçluya ait belgelerin ele geçtiğini, bunlarda yer alan borçlu şirket kaşesinde haciz adresinin yazılı olduğunu, iş yeri devri ile ilgili İİK’nun 44. madde gereklerinin yerine getirilmediğini ve BK’nun 179. maddesi gereğince devralanın da işletmenin borçlarından sorumlu olduğunu, belirterek davanın reddine ve tazminata karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Davalı (borçlu) vekili, haczin uygulandığı iş yerini içindeki tüm demirbaş, malzeme ve siparişleri ile birlikte üçüncü kişi şirkete sattıklarını, mahcuzlarla bir ilgilerinin kalmadığını belirtmiştir....

        Mahkemece, toplanan delillere göre; davanın kabulü ile mahcuzlar üzerindeki haczin kaldırılmasına karar verilmiş, hüküm davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 3.kişinin İİK’nun 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak açtığı istihkak davasına ilişkindir....

          Mahkemece, toplanan delillere göre; davanın kabulü ile mahcuzlar üzerindeki haczin kaldırılmasına karar verilmiş; hüküm, davalı (alacaklı) vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 3.kişinin İİK’nun 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak açtığı istihkak davasına ilişkindir. Borçlunun takip adresinde 09.1.2008 tarihinde yapılan haciz işlemi sırasında hazır bulunan davacı 3.kişi kendi adına istihkak iddiasında bulunmuş, yine aynı adreste 23.1.2008 tarihinde yapılan 2.haciz işlemi sırasında da hazır olan davacı 3.kişinin borca icra kefili olmak istediği ve istihkak iddiasından vazgeçtiği haciz tutanağına yazılmış ise de, bilahare imzadan imtina ettiği belirtilerek hacze devam edilmiştir. Ancak, 28.1.2008 tarihinde davacı 3.kişi esas takibin yapıldığı ... 6.İcra Müdürlüğüne giderek, takip konusu borca icra kefili olduğu gibi, talimat icra müdürlüğü tarafından yapılan hacizler ile ilgili tüm itiraz ile istihkak iddialarından vazgeçtiğini bildirmiş, beyanını da imzalamıştır....

            İcra Müdürlüğünün 2020/17860 esas sayılı icra takip dosyasından icra dairesince hesaplanacak dosya kapak hesabı miktarı (ihtiyati haczin verildiği günde ABD Dolarına Uygulanan Efektif Satış Kuru üzerinden alacağın tamamının, faiz ve giderleri ile birlikte) kadar teminat yatırıldığı takdirde, İstanbul 17. ATM'nin 25/08/2020 tarihli 2020/74 D.iş 2020/73 Karar sayılı ihtiyati haciz kararı ile ihtiyaten haczedilen ve seferden men edilen IMO Numaralı Malta Bayraklı M/T T1 geminin üzerindeki ihtiyati haczin yatırılacak teminat üzerine kaydırılmasına, icra müdürlüğünce gemi üzerindeki ihtiyati haczin kaldırıldığı ve seferine izin verildiği hususunun ilgili yerlere bildirilmesine karar vermiştir....

            İcra ve İstanbul 5. İcra Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, davacıya ait menkullere ilişkin haczedilmezlik itirazının kabulü ile haczin kaldırılması istemine ilişkindir. İstanbul Anadolu 6. İcra Mahkemesince, haczedilmezlik şikayetinin esas icra müdürlüğünün bağlı olduğu icra mahkemesinde yapılması gerektiği gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. İstanbul 5. İcra Mahkemesi tarafından ise haczin nokta haciz niteliğinde olmadığı, talimat icra müdürlüğünün bağlı olduğu icra mahkemesinin yetkili olmadığı gerekçesiyle yetkisizlik yönünde hüküm kurmuştur. İİK'nın 4. maddesi gereğince, takip hangi icra dairesinden başlamış ise bu takiple ilgili itiraz ve şikayetler, takibin yapıldığı yer icra müdürlüğünün bağlı olduğu icra mahkemesinde çözümlenir. Bu husus, kamu düzenine ilişkin kesin yetki niteliğindedir....

              Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 22.11.2012 tarih ve 2012/238-2012/238 D. İş sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi ihtiyati hacze itiraz edenler vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: İhtiyati hacze itiraz edenler vekili, usulsüz ve gerçek olmayan beyanlar ile talep edilen ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmesini, müvekkilinin davalı bankaya borcu olmadığı gibi herhangi bir borca kefaletinin de bulunmadığını, ayrıca alacağın rehin ile temin edilmiş olması nedeniyle müvekkilleri adına konan ve aleyhine verilen ihtiyati hacizlerin taşkın ve usulsüz olduğunu savunarak, ihtiyati haczin kaldırılmasını talep etmiştir....

                Somut olayda, borçluya ödeme emri tebligatının 28/08/2019 tarihinde tebliğ edildiği, haczin ise 23/08/2019 tarihinde yapıldığı; ancak takibin türüne göre borçlunun borca itiraz davası açıp açmadığının belli olmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda borçlu tarafından borca itiraz edilmiş ise buna ilişkin karar suretinin dosya arasına alınması, ondan sonra İİK'nun 264 son maddesi uyarınca ihtiyati haczin kesin hacze dönüşüp dönüşmediğinin saptanması gerekir. Bu sebeplerle, istihkak davasında kesinleşmiş bir takip olması dava şartı olmakla birlikte, sonradan tamamlanabilir bir dava şartı olduğundan, davanın ön koşulunun tamamlanmasından sonra esasa girilebilir....

                UYAP Entegrasyonu